[10]Final✓

80 10 5
                                    

2 Hafta Sonra

Babası chen'in odasından çıkmayışını ver her gün ağlayarak kendisini harap ettiğini görünce zorla da olsa onu psikoloğa götürmüştü. İlk tedavisi başlamıştı bile. Şu ana kadar doğru düzgün yemek bile yememişti. Annesinin ölümünde yaşadıklarını tekrar yaşıyordu. Chen hastanenin bahçesindeki bankta oturuyordu. Babası ona su almak için hemen karşısında duran büfeye gitmişti. Geldiğinde uzaktan oğlunu şaşkınca izledi. Chen yanında biri varmış gibi gülüyordu. Babası yavaş yavaş arkasına geçti ve ne konuştuğunu anlamaya çalıştı.

"Senin öldüğünü düşünüyorlar. Ama buradasın işte soyeon. Seni görebiliyorum. Ama sana ne zaman dokunsam kayboluyorsun. Yapma böyle."  

Chen'in babası göz yaşlarına hakim olamadı. Oğlunun kolundan tutuğu gibi hızla hastaneye girdi.  Sıra chen'e geldiğinde odaya yavaş adımlarla girdi. Kadın ona gülümsüyordu. Chen kadının karşısında duran koltuğa oturarak öylece duvara baktı.

"Beni hatırladın mı Chen?"

Chen gözlerini duvardan ayırarak kadına baktı. Gözünden bir damla yaş akmıştı.

"Anneni kaybettiğinde daha perişan bir haldeydin. Asla düzelemeyeceğini düşünüyordun . Ama bak sonra toparladın."

Chen'in boğazı dügümlenmişti. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Boğuk çıkan sesi ile konuştu.

"Toparlandım çünkü sevdiğim bir kız vardı. O şimdi yok. Beni mutlu edecek tek şey de gitti."

Kadın yerinden kalkarak chen'in hemen karşısına geçti.

"Sıradan bir cümle ile başlayacağımı biliyorum. Ama soyeon da senin yaşamanı isterdi. Biliyorum şuan tekrar o eski günlere geri döndün. Ama bana yardımcı olursan bu sefer seni hastaneye yatırmayacağım. Eski günleri yaşamak yok tamam mı? Pekala başlıyoruz"

Chen başıyla onayladı.

"Bana nasıl tanıştığınızdan bahset. Ne kadar süredir birlikteydiniz?"

Chen gülümseyerek konuşmaya başladı. İki hafta sonra ilk gülümseyişiydi bu.

"4 aydır birlikteyiz. Önceleri ondan nefret ediyordum... Kendimi bulmama yardımcı oldu. Ön yargılarımı yıktı. Onunla nereye gitsem mutlu oluyordum. Beni hiç üzmedi. Önceleri beraber araziye gidiyorduk. Herşey o arazide başladı. Her gün orada buluştuk. Tanışma hikayemiz hiç havalı değil. Romantik filmlere konu olacak değil ama sonumuz tam dram filmleri gibi!"

Chen son cümlesini kurarken başını eğdi. Kendini toparladı ve konuştu.

"Erkek arkadaşları çok fazlaydı. Hayattan zevk almayı severdi. Eğlenmeyi , heyecan aramaya bayılırdı. Bazı zamanlar arabaların önüne atlamaya çalışırdı. Akşamları bağıra bağıra sokaklarda şarkı söylerdi. Ama çokta şefkatliydi. Ben bunlardan nefret ederdim... Yaptıklarından yani bana saçma gelirdi. Birbirimizi tanırdık . O okulun muhteşem havalı kızı ben biricik çalışkanı. Bir gün basit bir şekilde tanıştık . Eun jae'yi sevdiğimi düşünüyordum. Bana aşık olmayı , hayatta kalmayı öğretti. Sürekli karamsardı. Gitmekten bahsediyordu. İzlediği filmler bile onun hayatını özetleyecek olan filmlerdi."

Chen konuşmasına sürekli devam ediyor soyeon'u anlatmayı hiç bırakmıyordu. Bir kaç dakika sonra genç kadın onun konuşmasını kesti.

"Özür dilerim Chen sözünü kestim fakat anladığım kadarıyla soyeon öleceğini devamlı dile getirmiş. Yani bu derece üzülen bir kız sana hiçbir şey vermeden gitmiş olamaz. Şimdi ondan bahsetmeyi bırak ve onunla yaşadıklarını düşün. Sana hiç mektup verdi mi? Yada bir CD falan. "

Gökyüzü Ve SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin