25. Kihyun : "Yanlışlık Rengimiz"

2.8K 106 14
                                    

Mahallenin en ünlü kuaförüydün. Mahalledeki rivayetlere göre bazı idollerin saçını hala en yapıyordun. Dedikoduydu tabi bunlar. Sen sadece saçma sapan girişimlerle mahvedilen saçları eski formuna getiriyordun. Saç doktoruydun.

Kihyun, profili ile incecik fileto çıkarılası,huyuyla sardıkça sarılası çocuk. Gamzelerinden br kez öpsen gözün arkada kalmayacak çocuk. Kadife sesini her sabah 5te fırında hamur yoğururken dünya ile paylaşan çocuk. Sırf onu dinleyebilmek için sabahları dörtte kalktığın çocuk.

Bir hatadır olmuş,saçlarını platin sarıya açmıştı ama dipleri hala siyahtı. Koyu kahve daha doğrusu. İddiaya girmişti Shownu ile. Kaybetmişti. 

Kihyun bir gün bu iddialar yüzünden kel kalacaktı. Sana güvenerek saçı üzerine iddialara girip kaybediyordu devamlı.

*

"(İsmin)... ben bir -"

"İddiaya girip platine açtın ama ne yapsan bilemiyordun... imdat falan?"

"Aynen ya..."

"Kihyun, deftere yaza yaza kalem bitti. Önce borçlarını öde." dedin. Defter de kalem de yoktu. Sana rüşvet teklif etsin diye bilerek yapıyordun.

"Sana istediğin tarifimden yaparım..."

"Bana bir tek tarif yetmez Kihyun.... masa donatman gerek. Sırf bu ayki borcunla beni barbeküye götürebilirsin.. hem de bir hafta aralıksız... "

"Ne demek bu... bıktın mı benden?"

"Kİhyun.. ben senden bıkmam da... kel kalacaksın... yapma artık!"

"Ne dedin sen?"

"Kel kalacaksın dedim." Eyvah mayın.... (ismin),kır dümeni,DERHAL!

"Ondan önce başka birşey daha dedin....duydum" 

"Madem duydun sorma... cıks. otur da şu rezalete bakalım..." dedin. Hemen koltuğa otursa da sen saçını incelerken sana keskin ifadesiyle bakmaya devam ediyordu.

*

"Koyu,kızılımsı kahve mi yapıyoruz son olarak?" dedin. Bakım yapmış,dipleri azcık daha açmıştın.

"Evet lütfen. Bir de o cümlei bir daha de..."

"Hangi cümleyi?" dedin dalgın dalgın. Boya rafında uygun rengi arıyordun.

"Hani şu benden bıkmayacağın kısmını..."

Dikkatin o an nasıl dağıldıysa tuttuğun tüpün rengini anlamadın. Karıştırma kabında da görmedin. Kihyun'un kafasına sürdüğünde de.

Seni karşısına oturtup dik dik sana bakmıştı. Senelerdir bakıyordu. Senin de ona baktığını görüyordu ama sen ağzını açıp söylediğin,yanlışlıkla bile olsa itiraf ettiğin şeyleri bir daha söylemiyordun. O da duygularından emin olmadığın düşüncesiyle üstelemiyordu ama yeterdi artık.

"(ismin) neden böyle yapıyorsun?"

"Nasıl yapıyorum?"

"Benim senden gizli birşeyim yok,hiç de olmadı. Ama sen devamlı benden sır saklıyorsun.

"Kihyun.. boya dokundu galiba sana,ne sırrı? Neden bahsediyorsun sen?"Kurtulabilecek miydin acaba...

"Ben sana ne olursa olsun arkamı dönmem,kızmam,kızsam da bunu uzatmam. 

Daima severim, kollarım.

Beslerim, susadıysan su içiririm.

Sadık biriyim. Annem küçükken ilk tıraşımı burada annene kestirdiğinden beri hiç normal berbere gitmedim saç kestirmek için. Sadece sakal tıraşı. 

Yani diyorum ki, senin tüm kriterlerine uyuyorum. Ama sen hala beni sevdiğini söylemiyorsun."

"Yani ben şey.." sen ne ha,sen ne ? Senelerdir Kihyun'a olan aşkın içini kavurmuşken ağzını açsan da fayda etmiyordu.

"Doğru söyle.. seni yanlış mı anladım?" o seni yanlış anlamamıştı ama sen birşeyi yeni anlamıştın. Ne yazık ki bir de doğru anlamıştın.

"Hayır ama..."

"Aması yok (İsmin). Seni görebilmek,ellerini saçlarımda hissedebilmek için yakında kel kalacağım. Anla artık,ben sana koşulsuz şartsız aşığım...." bu sırada yavaştan saçlarını yıkamaya başlamıştın. Cümlesiyle yıkama faslı bitti.

Sessizce kurulayıp şekillendirme faslını tamamladın.

"Kihyun.. ben de seni seviyorum. Keşke beni öldürmenden önce uzunca vaktimiz olsaydı. Ben aslında iyi biriydim.. Ama canın sağolsun... En azından senin ellerinden olacak ölümüm.." dedin.

Kihyun anlayamıyordu suratındaki korkunun sebebini.

Koltuğu yavaşça aynaya çevirdin.

Kihyun kendine şöyle bir baktı.

Sonra saçlarını fark etti.

Elleri saçlrına gitti.

Ağzını kocaman açtı.

"(İSMİN) SAÇLARIM PESPEMBE! BUNU BANA NEDEN YAPTIN?"

"Ya açıklayabilirim... senin beni bu kadar net görmeni beklemiyordum.. sen öyle çat diye söyleyince ben..." 

"Sen.. eee?" 

"Boya tüplerini karıştırdım... ama beni şoka sokan sendin ya..."

"Bendim... haklısın." Kihyun az önceki itirafınla yumuşamıştı aslında. Seni süründürmek en sevdiği hobisiydi sadece.

"En azından sen benimsin.... sen beğendin mi bari beni?"

"Öyle bir dünya yok!"

"Var... sırf sen aşkının farkına vardın diye bu saçlar bu renk oldu. YAnlışlıkla pamul şeker oldum. Anlamlı olmasını sağla (ismin)... bana anlam kat... lütfen.." dedi.

Koltukta önlüğünü çıkarmış halde oturuyorken seni birden dizine oturtup öptü.

"Sanırım ben de pembe yapmalıyım saçlarımı. Yoksa bu saçlarında bu mahallede barınamazsın Kihyun..."

"Bunu söylemene gerçekten sevindim... getirsene.. ben boyayaım seni neon yeşile--ay pardon pembe ye pembeye..." 

Ürkek halde ona baktığında tuttuğu kahkahasını koyverdi. Saçlarını boyamana yardım etti.

"Seni seviyorum Sakız Prensesi.." dedi.

"Ben de seni Sakız Prensi"

**

Bölümü yayınlamamışım,baktım taslak olarak gözüküyor. kkkk

Gece gece iyi ekşın yaşadık :D

Sevgi ve macera dileklerimle,

D.

ONESHOTS : MONSTA X  (Türkçe,fluff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin