71. Wonho: "Kız Babaları can make it "

3.2K 126 45
                                    


Minik kızını babasının aldığı cicilerle giydirdin. Wonho en son yurtdışına çıktığında aldığı zibilyar ciciş kız çocuğu kıyafetinden birini giydirmiştin. Cici ayakkabılarını da giydirince kızın sana babasınınkinin aynısı çipil ifadeyle baktı. Kızına fiziksel olarak kendinden sadece saçlarını katabilmiştin sanki. Bakışları, duruşları, ifadeleri aynı babasıydı.


Babası gibi vicdanlı bir evlat olmuştu, dört yaşında bir bebek olmasına rağmen bunu çok net görebiliyordun. Babası gibi gülerdi hep. Alıştırma çubuklarıyla yerken herşeye mırın kırın ederdi de, rameni silip süpürürdü. Bir de et seviyordu. Kihyun Amcası ona elma dilimleri yedirmek istese de Hyungwon Amcası ile gizli gizli jelibon yiyordu. Sonra sana yalan söylediği için üzülüp uyumadan önce gelip günah çıkarıyordu sana.

"Annecim güsel oldum mu?"

"Çook güzel oldun prensesim."

"Babişkoş benim yeni yıl elbisemi sever miiiiiğğğ?"

"Babişkoşun sen ne giyersen giy, hepsini çok sever. Çünkü seni çok seviyor."

"Çok seviyo beni de miiiiii?"

"Kesinlikle."

"Seni de seviyor. Beni de seviyor ve.... aaa kapııı!!"

Tam o anda çalan kapıya fırladı kızın. Megafonun yanına onun için koyduğun sandalye üstüne çıkıp 'kim o?' diye sordu. Babasını ekranda görünce çığlık attı ve kapıyı açtı. Wonho kapıyı açan kızına öyle bir gülümsemişti ki, gözlerinin dolmasına engel olamamıştın. Boynuna dolanan kızına sıkıca asılmasını tembihledi. Kızına da yavaştan sportif alışkanlıklar kazandırmaya başlamıştı. Kızın bir kolye gibi boynundan asılırken Wonho eğilip paketleri eline aldı ve içeri girdi. Mutfak tezgahına bıraktığı poşetlere baktın. Yılbaşını hep evde kutlardın, bilirdi. Getirdiklerinden anlamıştın hatırladığını.

"Prensesin en sevdiği yemeklerin malzemeleri. Sağlıklı aburcuburlar ve senin için bir iki şey var... hatta..." Wonho kızınızı mutfaktaki ada tezgaha oturtup poşetlerden birinden hoş bir markanın zarif bir cüzdanını çıkardı. Yurt dışına kargosu olmayan özel bir koleksiyon ürünüydü ve cüzdan, tam da senin senelerdir aradığın gibi bir iç düzene sahipti. Cüzdanın içine ailece geçen yaz, tam da boşanmanızdan önceki son tatilinizde çekildiğiniz fotoğrafı koymuştu.

"Şey, fotoğrafı örnek olarak koydum. Ufak bir cüzdan ama o fotoğraf bile sığıyor. İstediğin fotoğrafı koyabilirsin elbette..." çekine çekine yaptığı bu ekleme yüzünde soluklaşsa da yokolmayan gülümsemeyi hüzünlü bir hale getirmişti.

Wonho ile gözgöze gediğinizde bir an ev yeniden ısınıvermişti sanki. Yeniden dolmuştu eviniz. Daha doğrusu yeniden eviniz olmuştu. Bakışlarını kaçırdın.

"Teşekkür ederim, ne gereği vardı ki..." dedin.

"İlk çıkmaya başladığımızdan beri tarif ettiğin bir cüzdan olduğunu fark ettim. Markanın yüzü olduk da, mağazada ürünleri incelerken gördüm. Haftaya doğum günün de var ... yani.. şey, iyiki doğdun. Kızımız için ayrıca teşekkür ederim." dedi.

Kızınız ise tezgahta oturduğu yerde size kocaman açtığı gözlerle bakarak, minik avcuna doldurduğu aburcuburlardan birini tırtıklayarak sizi izliyordu.

Wonho kızınıza dönüverdi, senin cevabını duymamak için. Ya yine boşandığınızdan bahsedersen diye. Kızınıza yavaş yavaş yaklaşıp naziça yanaklarından öptü. Kızınızı tezgah üzerinde ayağa kaldırdı ve inceledi. Getirdiği kıyafetleri giydirmen onu çok mutlu etmişti. Kızı yavaşça kendi etrafında dönüp babasına üstündekileri gösterirken bir sanat eseri inceliyor gibi abartılı hareketlerle hayranlığını gösteriyordu. Kızınız babasına gülüp hop diye kucağına atladı.

ONESHOTS : MONSTA X  (Türkçe,fluff)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin