10.Bölüm

358 6 0
                                    

Selam arkadaşlar.Bu bölümü kısa yazdım. Ne yapabilirim. Açım -,- Bu bölümde bir sürü şey oluyor. Neyse siz okuyun. İyi okumlar 

Uyandığımda tekrar o yerdeydim. Ama kimse yoktu. 'Hey Kimse yok mu?' diye bağırsamda ses veren olmamıştı. Ellerimdeki ipleri çözmeye çalışıyordum ama olmuyordu. Öküz gibi bağlamışlardı . Birden içeri 2 kişi girdi. Konuşuyorlardı. Hemen gözümü kapatıp uyuyor numarası yaptım. Bir adam 

''Aman Tanrım! iki gündür avlanmıyoruz Doruk. Şu kızı yiyip kaçsak ne olur ki?'' dedi. Adının Doruk olduğunu öğrendiğim çocuk 

''Saçmalama Sedat! Sark bizi öldürür kemiklerimizi de köpeklere yem eder yemin ediyorum'' dedi. ''O halde sen burada kal.Ben avlanacağım. Sonra da sen avlanırsın ve ben burada beklerim.'' dedi Sedat.''Tamam'' dedi Doruk. Sedat'ın gittiğini  kapının çarpmasıyla anlamıştım.''Gözlerini aç İlayda. Uyanık olduğunu biliyorum'' dedi Doruk. Gözlerimi açmamıştım. ''Hadi ama sana zarar vermeyeceğim. Ben Sark'ın değil senin yanındayım.'' dediğinde hafifçe gözlerimi araladım. Karşımda mavi gözlü, aşırı kaslı, iri Ama bir o kadar da yakışıklı bir Doruk gördüm. ''Bak...'' dedi. Derin nefes aldı ve devam etti ''Ben annen ile babanın adamlarındanım. Yani sizin yanınızdayım. Sana zarar gelmesin diye burada bulunuyorum. Çünkü annen ile baban öyle emrettiler. Seni buradan çıkarmak için elimden geleni yapacağım. Ben bir vampirim ve yakında sen ve abinde vampir olacaksınız. Bunları Yağmur sana anlatmıştır zaten'' Sözünü kestim ve ''Onun nereden tanıyorsun?''dedim. Bana baktı. ''Ben onun bebekliğini bilirim. 152 yaşındayım'' dediğinde gözlerimi pörtleterek ona bakmıştım. En fazla 20 yaşında gibi duruyordu. ''Bu çok normal sende sonsuza dek yaşayacaksın. Vampir olduğunda daha da güçleneceksin o yüzden seni hemen öldürüp yok etmek istiyorlar. Ama ben yanındayım. Sark bir şey çakmasın diye sana kötü davranıyorum gibi yapacağım. Anlaştık mı?'' dedi. Kafamı salladım. ''Güzel. Ha bu arada Yağmur ile irtibat kurman yasaklandı. Öyle istiyorlar'' dedi. ve gitti. 15 dk geçtikten sonra arkadaşı geldi. ''Evet cadı. Şimdi seninle biraz oyun oynıyalım'' dedi. Tırsmıştım. Üstüme doğru geliyordu ama ben hareket bile edemiyordum. Saçlarımda bir kaç teli eline doladı ve ''Hmm çilek kokusu. En sevdiğimden dedi ve daha da yaklaştı. Çığlık attım. Birden Doruk hemen geldi ve Sedat denen çocuğa yumruk attı. 

-Ne yapıyorsun sen? Sark'ın ikimizi de öldürmesini mi istiyorsun?

-Eğlenmek bizim de hakkımız dostum! diye bağırdı Sedat. Bağırdı mı? Kükredi resmen.

-Ama Sark'ın tutsaklarıyla eğlenemezsin. Şimdi hemen buradan git yoksa herşeyi Sark'a anlatırım! diye bağırdı Doruk. Sedat uzaklaştıktan sonra yanıma geldi ve eğildi ''İyi misin?'' diye sordu. ''İyiyim'' dedim. Gülümsedi. Ah tanrım yerim ben bu çocu- NE YAPIYORUM BEN? Gittiğinde derin bir nefes aldım. Bir yarım saat sonra Nelin geldi. ''Ah tatlı kızımızda buradaymış'' dedi. ''Nerede olmamı bekliyordun?'' diye sordum alayla. Derin bir nefes aldı. ''Kapa çeneni'' dedi. 'Ah üzgünüm kapatamıyorum. Ayrıca başkalarından emir almam'' dediğimde sinirlenmişti. Geldi ve bana bir tokat attı. Bu tokat yüzünden cırladım. Kulaklarını kapattı ''Ah  o cırtlak sesini kes!'' dedi bana. Ona bir ilkokul çocuğu gibi dil çıkardım. ''Ah seninle çok işimiz var'' dedi ve yürümeye başladı. O gittikten 4 dk sonra Doruk yanımda bitti. ''İyi misin'' diye sordu tekrar. Evet anlamında başımı salladım. Gözleri bir süreliğine yanağımda dolandı. Kızarmıştı kesin. ''Aptal büyücü''' dedi dişlerinin arasından. Güldüm . Birden sustum ve ''Nelin büyücü mü ?'' dedim. Evet anlamında kafasını salladı. 

--ERTESİ GÜN--

Nelin geldi ve beni çözmeye başladı. Ellerim ve ayaklarım uyuşmuştu. Beni kaldırdı ilk yürümekte zorlandım ama sonra alıştım. Beni bir arabaya bindirdiler. Ve gözlerimi bağladılar. ''Seni kurtaracağım'' diye fısıldadığından Doruk'un yanımda oturduğunu anladım. Araba ilerlemeye başladığında sıkıntıdan içimden kuzu zıplatmaya başladım. 1500'e geldiğinde 1500'den sonra ne geldiğini unuttum. Ee matematikten 60 alan insanım olum ben napıyim. Ayrıca küçükken koşup gölgemi geçmeye çalışırdım. Çok şey beklemeyin benden. 

Araba durduğunda ne kadar aç ve yorgun olduğumu anımsadım. 2 gündür çişimi bile yapmıyordum lan. Kendi esprime içimden kendim güldüm. Allah hiç kimseyi kendi esprisine sadece kendi gülücek duruma getirmesin. Amin. O dini mesajları 10 kişiye göndermedim diye bu duruma geldim ben kesin. Beni arabadan indirdiler. Bir yere girdik. Gözlerimi açtılar. Işıktan dolayı gözlerimi kıstım ama sonra alıştım. Küçük bir kulubedeydik. Nelin Doruk'a ''Biz gidiyoruz. 1 saat sonra geliriz . Kıza sahip çık'' dedi Doruk'u yanağından öptü ve hepsi gittiler. Sadece ikimiz kalmıştık. Ve kapının önünde iki koruma. Allahtan dışardalardı. Doruk arka pencereyi açtı. Hadi çık dedi. Çıktım peşimden o çıktı. Elimden tuttu ve ışık hızında beni evin önüne getirdi. ''Sen ne yapacaksın'' diye sordum. ''Ben başımın çaresine bakarım'' dedi ve gitti. 

--Doruk'un Ağzından--

İlayda'yı bıraktıktan sonra hemen kulubeye geri döndüm. Pencerede girdim ve yere yattım. Tam o sırada Nelin'ler geldiler. ''Aman Tanrım! Doruk!'' dedi. Hemen yüzüme su tuttular. Uyanmış gibi yaptım. ''Aman tanrım! Ne oldu bana?'' diye sordum ve hatırlıyormuş gibi yaptım. ''Bir kişi arkadan gelip beni bayılttı. dedim. ''İyi de sen vampirsin? Nasıl bayılıyorsun'' dedi merakla. ''Bilmiyorum. Yorgun olduğumdandı herhalde'' dedim. Ve ona sarıldım. Evet Nelin benim sevgilimdi. Ama ondan gram hoşlanmıyordum. Numara yapıyordum.Güzel kızdı ama bana göre değildi. Oda bana sarıldı ve ''Neyse şimdi kızı bulmamız gerek. Yürüyerek o kadar uzağa gidemez veya gidemezler işte.'' dedi ve adamlarına emir verdi. Hemen onu aramaya çıktılar. Tanrım ne olur onu bulamasınlar.

--İlayda'nın Ağzından--

Eve vardığımda kapıyı salya sümük bir Merve açtı. Yanında Arda vardı. Merve birden bana sarıldı. İçeriye geçtik. Olanları anlattım. Arda ''Sana dikkat etmeni söylemiştim!'' diye bağırdı. ''Tamam bağırma!'' dedim. Derin nefes aldı ve ''Özür dilerim.'' dedi. Gülümsedim ''Evet Merve hanım şimdi bana hemen makarna pişiriyorsun. 2 gün boyunca hiç yemek yemedim ve açım. Bende duş alacağım''dedim ve gittim. Güzel bir duş alıp üstümü giyindikten sonra aşağı inip büyük bir iştahla makarnamı yedim. Birden kapı çaldı. Gidip açtğımsa ise..... Bir sürü zombi vardı! Çığlık attıp kapıyı kapattım. Arda ve Merve yanıma geldiler. İkisi aynı anda ''Ne oldu?'' dediler. Tanrım çok yakışıyorlar. Bir ara aralarını yapmalıyım. dedim içimden. Sonra hemen söylediğimde gözlerini pörtlettiler ve camdan baktılar. Ay yerim ben bunlarıı. Of ne diyorum yaa? Hemen üçümüzde çatı katına çıktık. ''Lütfen Yağmur.. Yardım et'' diye fısıldadım. ''Ediyorum'' sesini duyduğumda içim rahatladı ama birden içeri birinin girmesiyle çığlık attım. Gelen kişi Doruk'tu!

Garip EvHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin