⚜️2⚜️

422 47 24
                                    


=Ertesi Gün=

Alois ve Ciel aynı hizada okula doğru ilerliyorlardı. Sebastian Ciel'in arkasından arkasından yürüyordu.

"Geçen sefer olanlara rağmen yeni bir uşak işe alacaklar mı cidden?!"

Alois Ciel'in sorusuna karşılık olarak kafa salladı.

"İyide ya geçen seferki gibi biri çıkarsa? Seni hiç düşünmüyorlar mı?!"

"Düşünmüyorlar."

Arlarında ufak bir sessizlik oluştu. Sessizliği bozan kişi Ciel oldu.

"Düşünmeliler ama..!"

"Bu sefer dikkatli seçeceklerini söylediler. "

"...Peki. Umarım geçen sefer yaşanan şeyler tekrar yaşanmaz..."

Alois gülümsedi. Ortamı biraz olsun yumuşatmak amacıyla Ciel'e sıkıca sarıldı.

"Ah~sen beni mi düşünüyorsun~? Yerim seni ben!"

"Y-yeme!"

Alois sırıttı.

"Benim yerime Seba-Uw..."

Karnına yediği dirsekle birlikte sustu ve yürümeye devam etti. Ciel'in yanaklarının pembeleştiğini görmesi kıkırdamasına sebep oldu.

"Çok çabuk utanıyorsun Ciel~."

"Kes sesini!"

+++

Alois son dersin bitmesi için dakikaları sayıyordu. Gözlerini cama çevirdi. Dışarıda yağmur yağıyordu. Yağan yağmurun ona hatırlattığı anı sebebiyle yüzünde ufak bir tebessüm oluştu. Kafasını sıraya yatırarak yağmuru izlemeye başladı.

Çalan zil sebebiyle irkildi ve kafasını sırasından kaldırdı. Yavaşça ayağa kalktı. Eşyalarını topladı ve çantasını sırtına taktı. Ciel'in yanına ilerledi. Ciel bakışlarını cama çevirdi. Somurtarak çantasını sırtına taktı.

"Hani bugün güneşli olacaktı? Niye yağmur yağıyor?"

"Hava tahminleri her zaman doğru çıkmaz~."

Ciel somurtarak yürümeye başladı. Alois de onun peşinden ilerledi. 

Sebastian elinde tuttuğu şemsiyeyi açtı ve Ciel'in ıslanmayacağı şekilde tuttu. Ciel bakışlarını okulun içinde olan Alois'e çevirdi.

"Sen gelmeyecek misin?"

"Yağmurun dinmesini bekleyeceğim ~. Fazla uzun sürmez zaten."

"Pekala."

Ciel Sebastian ile beraber ilerlemeye başladı.

"Şemsiyen yok mu?"

Alois kafasını sesin geldiği yöne çevirdi. Claude'u görmesiyle kalp atışları hızlanmaya,beyni bulanmaya ve yüzü kızarmaya başladı.

"E-evet! "

Claude'un bakışları yağmurdaydı.

"Duracak gibi değil. Benim şemsiyemi paylaşalım mı?"

Alois hızlı bir şekilde kafa sallamaya başladı.

"O-olur!P-paylaşalım!"

Claude elinde tuttuğu şemsiyeyi açtı ve ağır adımlarla dışarı çıktı. Alois kendi adımlarını onunkilere uydurmaya çalışarak yürümeye başladı. Kalbi deli gibi atıyordu.

Claude'un bakışları Ciel'e sabitlenmişti. Alois bunu fark etmemişti. Kalp atışlarını sakinleştirmeye çalışarak yürüyordu. 

Sebastian Claude'un Ciel'e baktığını fark etmesiyle Claude'a ölümcül bakışlar yolladı. Claude bakışlarını başka bir yöne çevirdi. Kısa bir süre sonra gözleri Alois'e kaydı.

"Adın ne?"

"A-aylois! Y-yani Ayoyiş! A-aman A-alois!"

Alois'in yüzü kızardıkça kızarıyordu. 

"G-gerçi daha önce tanışmıştık... Ama sanırım hatırlamıyorsun..."

Claude tek kaşını kaldırdı.

"Tanışmış mıydık?"

Alois kafasını olumlu anlamda salladı.

"Hatırlamıyorum. Kusura bakma."

"Ö-önemli değil..."

Claude ile ilk tanışmaları Alois'in gözlerinin önüne geldi. 



||Flashback||

Alois gözünün önüne gelen saçları eliyle kulağının arkasına sıkıştırdı. Burnu ve yanakları soğuk hava sebebiyle kızarmıştı. Ellerini cebine sokarak ısınmaya çalıştı. Eve varmak için yaklaşık 10-15 dakikalık bir yolu kalmıştı. Dayanmalıydı. Bu karlı havada incecik giyinmek onun suçuydu sonuçta.

Büyük bir cüsseye çarpmasıyla irkildi. Ayağının kaymasına sebep olan buzlu zemin yüzünden poposunun üstüne düştü. Üşümesi sebebiyle irkildi.

"Ow..."

Çarptığı kişi yavaşça ona döndü. 

"İyi misin?"

Alois çarpmış olduğu kişinin yüzünü ister istemez incelemeye başladı. O güzel sarı(sarıdır umarım fkmsdklf)) gözler Alois'i adeta büyülemişti. Büyüleyen şey sadece gözler olsaydı yine iyiydi. Çarpmış olduğu kişinin yüzü de Alois'i fazlasıyla etkilemişti.

Bir süre sonra kendine geldi ve ona sorulan soruya cevap vermesi gerektiğini fark etti.

"İ-iyiyim... Popomun donuyor olmasını saymazsak tabii... Bir de üşüyorum..."

Yakışıklı adam elini ona doğru uzattı.

"Yani iyi değilsin?"

Alois onun elini sıkıca kavrayarak ayağa kalktı.

"Öyle de denebilir..."

Karşısındaki adam boynundaki atkıyı çıkardı. Atkıyı ,Alois'in küçük burnunun ve yanaklarının daha fazla üşümeyeceği şekilde bağladı.

"T-teşekkürler...?"

"Claude. Adım Claude."

"T-teşekkürler Claude! B-bende Alois!"

"Önemli değil."


()()()

Sonraki bölümde yavaş yavaş olaylara giriş yapacağız.

Heyecanlıyım.

||Claude x Alois|| ❝My One And Only.❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin