Bir yandan elimdeki mendille burnumu silerken diğer elimle bana somurtarak bakan yağmurun elinden karam aşkımı almaya çalışıyodum . Sonunda ikisini de survivor'daki nağihan gibi hırs yaparak aldım ve yaptım . Gözlerimi kısarak vicdansız yağmura baktım tam ona beddua ediyodum ki aklıma gelen yiğitle bir yandan ağıtlar yakarken bir yandan da ağlamaya başladım .
" Sen sevdamısın yoksa yoksa ahey aheyy aheyy . Ben seni çok sevdim ahey aheyy . Ben seni sevduğimide dünyalara bildirdum ananida sevdum babanida sevdum aheyy aheyy - " " yeter " diyen yağmurla ağıtlarım yarıda kaldı .
" Ya kızım anladık depresyondasın ama bir insan 2 aydır depresyona girer mi? " dedi .
Girer . Konu aşk meselesi olunca girer. Aklıma onun gülünce kısılan gözleri o sadece bana özel bakışları geldi. Ah yiğit ah .
" Yağmur canım çok yanıyo " dedim elimi göğsüme bastırırken .
Yağmur bana bakıp burukça gülümseyip yatağın kenarına oturdu .
" biliyorum canının ne kadar yandığını ama senin onun için mücadele etmen lazım ya da unutman lazım masal " haklıydı .Başımı onaylarcasına salayıp yataktan bir aslan misali fırladım. Fırladığım için dengede durmakta büyük bir güçlük çektim ve sonunda başardım. Yüzüme gelen açık kumral saçlarımı elimle arkaya doğru atıp yağmura gülümsedim. Yağmur önce yatakla bir süre bakıştı. Sonra bana dönüp gülümsedi.
" hadi hazırlan da okula gidelim zaten geç kaldık bari 3. ' cü derse yetişelim " diyip yataktan kaltı ve odama son bir bakış atıp odadan çıktı. Yağmur çıkar çıkmaz krem rengi olan dolabımın karşısına geçtim. Kapağını açtım askılıkta duran okul formamı özenle alıp yatağa bıraktım. Üstümdeki beyaz bol atletimi çıkarttım. Yatağın üstünde bana sırıtarak bakan karama yandan bakış atıp beyaz gömleğimi üstüme geçirdim. Gömleğin düğmelerini iliklerken aklıma yiğit geldi. Bazen koridorda gömleğin düğmeleriyle uğraşırdı aptal . Gülümseyip gömleğin son düğmesini ilikleyip siyah fırfırlı eteğimi üstüme hızla geçirdim .
Yatağın üstündeki karamı ve yerde sürünen siyah sırt çantamı aldığım gibi aşağıya indim . Annem her zaman ki gibi bir yandan benle yağmurun çeyizi için patik örerken bir yandan da Müğe Anlıyı merakla izliyodu . Yağmur kesin mutfakta sosislerle aşk yaşıyodur . Babam her zaman ki işteydi .
" günaydın kadın " diyip anama baktım .
Kafasını Müğe Anlıcından çekip bana baktı .
" günaydın kızım " dedikten sonra televizyon izlemeye devam etti .
İnsan bir sorar kızım iyimisin? der. Ama nerde . Ben kimim ki zaten masal kim ki dimi canım . Mutfakta büyük bir ihtimalle sosisleri midesine indiren yağmura seslendim . 5 saniye geçtikten sonra yağmur ellindeki bir kaç tane sosisi yerken diğer eliyle çantasını sürükleyerek geldi . Benim aşkım karamsa yağmurun aşkı da sosisdi . Ben yağmurun bu haline kıkırdadım . Son lokmasını bitirip hızla önüme geçti. Ben de yağmurun arkasından kapıya doğru ilerledim yağmur beyaz spor ayakkabılarını giyerken bende siyah sporlarımı giydim . Birlikte evden çıktık . Yağmurun koluna girip kol kola yürüdük .
" masal " diyen yağmurla başımı ona çevirdim .
" efendim " dedim neşeye karışık sesimle .
Olduğu yerde durdu ve bana döndü . Burukça gülümsedi . Ellini kaldırıp açık bıraktığım kumral saçlarımın arasında gezdirdi bende gülümseyip onu izledim . İnce uzun parmakları usulca saçlarımın arasında gezerken konuştu .