Herşey onunla beraber başladı, onun pislik dolu çukuruna çekildim . Ezildim , çırpındım bazende nefes alamaz hale geldim onun gerçek benliğini göremeyecek kadar kör oldum. Sırf Onun için hayatımın geri kalanını mahvettim ve bunların olacağını biliyordum, başıma tonlarca ağırlıkta belalar aldım ve arkama bakmadan kaçtım . Birikti, birikti ve dağ kadar oldu .çaresiz kaldım ve şimdide yaptıklarımın cezasını sevdiklerimle ödüyordum...Ve birgün kalem diyecekti Bu kadar yazdığın yeter artık çiz gitsin .
Göz yaşlarım kirpiklerimi ıslatmıştı , soğuk esen rüzgar beni sarıyor , Kalbimden içeri giren rüzgarlar iliğime kadar titretiyordu . Etrafımı kolaçan ettim ve daha çok ağlamaya başladım. Sevdiğim neredeydi ? Orada yıldızların arasından beni mi izliyordu yoksa ?
"Beni merak etme yakın zamanda yanına geleceğim, bu yüzden senden nefret ediyorum!Beni çektiğin bu boktan çukur ne zaman kuruyacak?! " .Yerden destek alarak kalktım derin bir nefes çektim çiğerlerime. Cehennem azabını göreceğim o yere gidiyordum, gitmesem olmaz mı? Olmaz!Böyle birşey demeye kalksam boğazımı sıkarlar ve bir kelime dahi etmeme izin vermezler . Size neden bu bok çukurunda olduğumu anlatayım;
Geçen sene arkadaş ortamına yeni bir çocuk katıldı çok masum birine benziyordu , hani olurya ilk görüşte aşık olursun işte bende nefesimi kesen o çocuğa aşık oldum.Günler geçtikçe daha da kapılıyordum, onun kalbimde çıkardığı fırtınaya . Onun girdiği, sevdiği herşeyde olmaya çalıştım.O bana yaklaşmaya başladıkça biraz olsada gerçek yüzünü göre biliyordum etrafına olan davranışları, kullandığı kelimeler ben yaklaştıkça çirkinleşiyordu aldırmadım ve ona hislerimi açtım o andan itibaren beni yavaş yavaş bok çukuruna çekmeye başlamıştı .Yine arkadaş ortamında olduğum bir gün büyük bir olay oldu ve bir kız arkadaşkım öldü ilk başlarda ölüm nedenini kimse bilmiyordu ama sonradan ortaya çıktı.sağ böbreği vucüdündan alınmış öylece küvetin içine atılmıştı ne şans ki o gün evinden çıkan kişi oydu kahrolası pislikti , okul çıkışı yolunu kestim ve ona hesap sordum keşke sormasaydım keşke hiç sevmeseydim. Beni kolumdan tutup arabaya attı ve elinde bir şırıngayla geri dödü içinde beyaz bir sıvı vardı gözlerim büyümüştü ve daha çırpınamadan o iğrenç madde kanıma girmişti , o pislikle her buluştuğumda ondan alıyordum ne kadar durmak istesemde duramıyordum almayınca nöbet geçiriyordum ve tam bağımlısı olacağım zaman o pislik beni alıp ameliyat malzemeleri dolu olan bir odaya kapattı . Bir süre orada nöbet geçirdim sonunda artık o iğrnç maddeye ihtiyaç duymuyordum daha sonra olduğum odaya bir sürü insan getirdiler ve gözlerimin önünde adamları kesip biçtiler işleri bitincede boş bir araziye atıp, her gün bunu tekrarladılar taki bir adam gelip o pisliği öldürene kadar . Kendi kaşınmıştı ve o adam sayesinde oradan kurtulmuştum bu süre zarfında ailem beni okul yurdunda sanıyordu gerçi nasıl haber vermediler anlayamıyordum. Tam herşey bitti derken adamlar peşime takıldı kafama silah dayayıp canımla tehtit ettiler kurtulmak için ne kadar yol denesemde olmadı başaramadım . Ayaklarımı sürterek depoya girdim pislikler gülerek para sayıyorlardı onlar acımasız birer katillerdi umursamadan yanlarından geçtim ve ayakta beklemeye başladım kapının orada duran çocukları çağırdım. "Nasılsınız bu hayvanlar nasıl davranıyor size ?" Kafasını eğerek konuştu . "Az para getirdiğimizde dövüyorlar ve bir gün boyunca yemek vermiyorlar abla." Sinirlenerek . "Gerizekalı adam neden çocuklarıda bu bok çukuruna çekiyorsun!Ama merak etmeyin ablacığım sizi bu bok çukurundan çekip alacağım." Çocuk beni hırkamın eteğinden tutup çekerken onu takip ettim ileride çocuklar toplanmış bir şekilde ağlıyordu ve bir çığlık sesi koptu , koşarak oraya gittim adamlardan biri elindeki kemer ile çiçeğimin sırtına vuruyordu koşarak bileğini yakaladım ve geri çektim.
"Ne yaptığını sanıyorsun o küçücük bir kız çocuğu , bari bu kadar zalim olmayın!"kolunu kurtarıp beni sertçe tuttu."Eğer çok biliyorsan sana yaptıralım bu işi he!" O kolumu sıktıkca canım acıyordu beni yere atıp hırkamı koparırcasına üzerimden çıkardı. Gömleğimin üzerinden kemer ile sert darbeler indiriyordu. "Patron böyle birşeyi dediğini duysa seni hayatta tutmazdı bunca zaman nasıl yaşadığını zannediyorsun!" Gözlerimde akacak yaş kalmadığında inlemeye başladım artık kaç kere vurduğunu bile hatırlamıyordum en sonunda vurmayı bıraktı ve üzerime tükürüp gitti , gözlerim etrafı bulanık görmeye başladığında direnemedim ve kendimi sonsuz bir ölüm karahlığına bıraktım...
Uyandığımda acı içinde kıvrandım beyaz gömleğim kan olmuştu oradan tam çıkacakken siren sesleri duydum kulaklarım yanlış duyuyordur diye acılarımı yok sayarak koştum, tam sürügülü demir kapıyı açmaya yeltenmiştim ki silahtan çıkan keskin mermi sırtıma bir ok misali saplandı kapıyı açamadan yere yığıldım ve tavana bakarak bir umutlu polisleri bekledim depoda kimse kalmamıştı bir tek ben ve masada bırakılmış ölü insanlar , demir sürgü açılınca onlara baktım ve gözlerimi kapadım, kulaklarıma dolan sesleri duya biliyordum . Gözlerim beton misali saplanıp kalmıştı sadece kulaklarım işlevini yerine getiriyordu dayanmam gerekiyordu belki bundan sonra bir umut mutlu yaşaya bilirdim...
Sevgi? 90% yaIan, ask? Artik inanmıyorum. ÖIüm? KurtuIusum, hayat? Cok zor, birdaha sevmekmi??Asla
"Kimseye gösterme göz yaşlarını kıskanırlar..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Devrin Batışı
Teen FictionAşk fevkalade , ölüm mucize , yaşam gerçek , insanlar sahte... Farklı bir gezegen...0) -BDB-