Çocukça kurduğum, saf, tertemiz hayallerim vardı benim.
"Saklambaç oynardık mesela,o hep kazandığını sanırdı. Halbu ki o gözden kaybolurdu, ben gözlerinde.."
Bakışlarına yenildiğimi bile bile hep saklambaçla başlatırdım oyunu.
Kirpiklerini seyretmek için sağına soluna önüne arkasına saklanırdım.
Ben yenilince de onun istediğini yapardık. Tebeşir bulup seksek oynar, o sıkılınca ip atlardık.
Bir ucundan ben, diğer ucundan
koca çınar tutardı ihtiyarlığına aldırmayıp.
Aşkım o denli büyütmüştü ki onu gözümde, her sıçrayışında saçlarının esintisi saçlarımı savuruyor, gülümseyişlerim gülüşlerinin gölgesinde kalıyordu.
Dudaklarının kıvrımlarıyla
tatlıcı gibi geçiyordu sokağımdan.
Büyülüydü elleri sanki,
çünkü ne zaman bir yeri işaret etse orada hayat buluyordum.
Bir çiçeği kokladığı zaman arılar selamlıyordu bizi.
Hangi karıncayı okşarsa minicik parmakları, onu yuvasına kadar taşıyordum.
Ey bülbülün adına şarkılar söylediği gökyüzüm!"Nasıl bir güneştin ki sen ?
Her yanımdaydın ama yakmıyordun."