5. Bölüm

29 6 0
                                        

Öykü Acar:

"Hocam..." diyen sese döndüğüm de Evlaya baktım.

"Ben Ozanla çalışmak istemiyorum" dedi.

"Ne yapalım kızım?" diye sordu "Böyle olmuş işte" dedi ve zil sesi geldi Hoca sınıftan çıktı gitti.

Sınıftan herkes çıktığında sadece ben ve Evla kalmıştık.

Benim üzerime üzerime geliyordu.

"Noluyor be?" diye sordum.

"Sen var ya bilmiyorum nasıl Ayazla arkadaşsınız.Ama bir gün olacak, biz Ayazla sevgili olacağız.Ve sen Ayazın umrunda bile olmayacaksın!" dedi

"Bu ne kin Evla hanım!Sen galiba çok hayal dünyasın da yaşıyorsun!Belki siz Ayazla sevgili ola bilirsiniz ama o bizim arkadaşlığımızı bitirmez." dedim.

"Hiç bir şey senin hayal ettiğin gibi olmayacak." dedi

"Eğer sen benim hayal dünyamı bilsen 5 dakika daha burada durursam, gerçek olacaklar." dedim ve sinirle odadam çıktım.

---
"Sence nasıl başlamalıyız?" diye sordum.

Omzunu silkti. "Rüyalar hakkında hiç bir bilgim yok." dedi

"Nasıl yok ya?!Hiç rüya görmüyormusun?"

"Görmüyorum" dedi "Yani az ama çok az görüyorum." dedi

"Tamam o zaman.Ben fikirlerimi söyleyeyim sende yaz."

"Anlaştık." dedi Bende pencerenin önüne ilerledim.Ve insanlara bakmaya başladım. Her kes kendi hayatını yaşıyordu.

"O zaman şöyle başlayalım 'Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçirmekteyiz. Bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir. Uyku, günlük çalışmalardan yorgun düşen insan bedeninin ve sinirlerinin dinlenme zamanıdır. Ünlü ruhbilimci Sigmund Freudun da arastırmalarının büyük bölümünü oluşturan uyku sırasında, kişinin bilinç altında düşüncelerinin, özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçtigi varsayılır.'" diye konuştum bugun bu ödev için baya araştırma yapmıştım.

Ona döndüğüm de saçlarını karıştırıyordu, yüzünde sade br gülümseme vardı ve gözlerini kırpıyordu.

Bu adam çok tatlı!

"Ee ama sen yazmıyorsun?" diye sordum.

"Şimdi yazmasak olmaz mı?Daha sonra yazarız.Ve karşımız da kocaman bir hafta var." dedi.

"Tamam o zaman. Yarın başlarız." gülümsedi.

"Biraz kendinden bahsetsene." dedi

"Mesela?"

"Sevdiğin ders, şarkı, muzik aleti, yemek, ne bileyim işte...Kendinden bahsetsene" dedi

"Lisede en sevdiğim ders Matematikdi, şarkı dinlemem ama müzik dinlerim, yemek fark etmez ama mantı galiba diğerlerinden farklı"

"En sevdiğin hayvan?"

"Panda"

"Muzik aleti?"

"Piyano."

"Çiçek?"

"Papatya."

Ayazın telefonunun çalmasıyla oturduğu masadan kalktı ve telefonu açtı.

Ne söylediğini pek anlamasamda
biriyle konuşuyordu.

"Hayır Şimal"

"..."

"Bilmiyorum" dedi

"..."

"Şimdi meşgulüm sonra konuşuruz"

"..."

"Tamam hoşçakal" dedi ve telefonu kapattı.

"Bizimle paralel sınıfta okuyan Şimal mı?"

"Evet o" dedi

İçimdem 'Senin numaranı nerdenn biliyor?' demek istesemde sessizliğimi koruyorum.

"Nerede kalmıştık." diye sordu gözlerimiz savaşırken.

"Hiç bir yerde kalmamıştık" diye mırıldandım "Bana Kutay mesaj attı da onunla buluşacağım"

Yalan.

"Öyle mi?" diye sordu

"Öyle." dedim

Tam odadan çıkarken duyduğum soruyla durakaldım "Kutay hani arkadaşın olan mı?"

"Yok sevgilim olan." demiştim bir anda "Tabi ki de arkadaşım olan hyatımda kaç tane Kutay var"

Odadan çıkmıştım ve kolidor da ilerlemeye başlamıştım.

"Evla yetmiyordu bide Şimal çıktı karşımıza...Yarabbim bura geldiğimdem kaç tane düşman kazandığımı saymayı unuttum.Bu nasıl olur yah?Benim gibi minnoş mu minniş tatlı mı tatlı yaratık nasıl bu kadar düşman kazana bilirki?"

Omzum da bir el hissettiğimde elin sahibine baktım.

Eren.

"Ne konuşuyorsun kız kendi kendine?" diye sordu.

"Hiç geldiğimden beri ne kadar düman kazanmışım...Evla, Gazel, Şimal."

"Her şey geçer Öykü...Her şey gibi her keste geçer..."

"Ama geldiğimden beri sizin gibi iyi arkadaşlar kazandığım için de çok mutluyum" dedim

"Bizde mutluyuz" dedi

"Eee sende biri var mı?" diye sordum.

"Yok ya benim işte mal mal dolaşıyorum" dedi

"Mal olduğunu kabullenmek güzel bir şey seni tebrik ederim." dedim.

Elleri saçlarıma uzanmak isteğinde hemen ondan uzaklaştım.

"Sen ırz düşmanı saçlarımdan uzak dur." dedim ve Duruların odasının kapısını çaldım.

Kapıyı Özlem açtığında ona sarıldım ve selamlaştık.

"Kızlar benden bu kadar ben kaçar" dedi Eren hiç odaya girmeden.

Kızlarla laflarken kahkahalarımız tüm odayı dolduruyordu.

"İnana biliyor musun kırmızı pantalon giymiş ve üniversiteye gelmiş Berk" dedi Özlem

Berk denilen çoçuğu tanımasam da kızlarım anlattığına göre sınıflarının en komik üyesi Berkdi.

Onlar anlatmasına devam ederken telefonuma bildirim geldi.

Mesajı açtığımda donmuştum

"Annenin babanı aldattığını tüm üniversitenin öğrenmesini istemezsin değil mi?Belki de öğrenmişlerdir -E"

Ben bile bunu yeni öğrenmişken bunu başka kim biliyordu?
•••
-Bölüm Sonu-
Bölüm hakkındaki görüşlerinizi yoruma yazmayı unutmayın! 🌸Yeni bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın💕

Sizleri seviyoruz🐥💙

Gece KuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin