Medyada ki Percy
Kapının birleşmesine az kala iki aşıkta ellerini birbirine uzatıp kendi taraflarına çekmeye çalışırken bu seçimi onlar değil benim yapmam gerekiyordu Dianayı kenara itip Maxin kolundan tuttuğum gibi kendime doğru asılmamla ikimizide yokuş aşağı yuvarlanırken kapının kapanma sesi kulaklarımı doldururken arkamızdan koşan insanlar yerden kalkmamıza yardım eder etmez yüzüme yediğim kafa ile tekrar yeri boyladım burnunda hissettigim sıcak kan yere yüzümden süzülerek düşerken Max'i tutan iki adamın onun adamları olduğunu görünce alaycı ses tonumla bir yandan burnumu tutarak
" Lan oğlum sizde mi geldiniz ? Hahaha dayanamayacagınızı anladız bu çocuksuz naparız diyerek takıldınız peşime ha!" dediğim de Anastasia yanıma gelip uzattıgı bez ile burnuma baskı uygularken Max çocukların kollarından kurtulup arkasını dönüp saçlarını yolarken, Diananın gözlerinde kaybolup ,kızın gözünden yaşlar teker teker yeri bulurken Max ağır adımlarla Dianaya yaklaşıp içinde ki bütün hırsı , kandırılmanın acısını , sesini yükselterek ortaya koydu
"Dianay Sende bu oyunun bir parçasısın !! Hani söz vermiştin lan bana , bana asla ihanet etmiyecegine !!" dediği sıra ayağa kalkıp esmer atlatik adama tutunurken gözüm Dianayı buldu başı yerde salık saçları önüne düşerken Max elini saçlarından dolaştırırken yaşlı gözlerle kızın saçından önce parmaklarını aralarından dolaştırıp sımsıkı parmaklarına dolayıp hızla çekince , Diana iki eliylede Maxin saçını çektiği kolunu tutarken Max'in gözünden akan yaşlar Diananın yüzüne düşerken kızın çıglıkları yürek burkuyordu sinirden küpüren Max öfkesini hepimizden tek tek çıkaracak gibi gözüküyordu
" Nasıl yaptın lan ? ha söylesene arkamdan iş çevirirken nasıl hissetin kendini !! Bu planı hepiniz birlikte kurdunuz demi lan ! Aklı yarım şu salagın aklına uyup yaptınız demi lan!"
diyerek daha çok asılırken Max'in diğer kolundan tutup" Bırak , yoksa çok fena olur Max " diyen kişi Anastasia'ydı onun bu sözüne kıkırdayarak Diananın saçını bırakıp Anastasia ile karşı karşıya gelip işaret parmağı ile kafasına baskı uygulayarak
" Çıbanın başı sensin demi Anastasia , sevdiğim kadının aklını çelende sensin , hatta herkesin aklını çelen sensin , ve beni de peşinizden sürüklemek isteyende sensin çünkü bizsiz bu tuzakları aşamayacagını biliyorsun !!" diyerek çıkıştıgı sıra sözünü bölen Anastasia'nın tokadı oldu başı yana yatan Max burnundan solurken kızı parçalayacakken bizimle kaçmak isteyen çocuklar Maxi tutaraken bu seferde Anastasia konuşmaya başladı
" Kes artık sesini Max ! yıllardır o sığınakta kaldın da noldu kurtuluş yolunu bulabildin mi? herkese boş ümütten başka hiçbir şey veremedin ! Ben onlara ve sana kurtuluşu vaad etmiyorum ! bizzat kurtulşa götürüyorum , hicbir şey bilmiyorsun , bizimle anlamaya, dinlemeye çalışmıyorsun !"
dediği sıra ortalığı ufak ufak kaplayan sisleri bir ben mi fark ediyorum diyerek kavga eden gençlere baktığımda doğru düşündügümü anlayıp burnumdaki bezi atıp kanın durduğunu fark edince kapanmış kapının önünde ki yeşil sırt çantamın içinden çıkardıgım pusula ve defteri çıkarıp defterin kapagını açtığımda ilk sayfada yazılı olan yazı
" Kara sisin ardından yarım saat sürecek şimseklerden kurtula bilirsen ilk defa güneşi görmenin sevinciyle yetin " yazısını okuyunca ayvayı yediğimizi anladım Max ve çevresindeki insanlara bakarak
" Ben gidiyorum şimşeklere yakalanıp kül olmak istemiyorum , size iyi kavgalar çocuklar " diyerek kitabı çantaya atıp ilerlerken arkamdakilere tekrar dönüp baktımda hepsinin ağzı açık bana bakarlarken
" Neyi bekliyorsunuz hadi sonra kavga edersiniz önce sığınacak bir mağara bulmalıyız !" dediğim de tek tek Maxin yanından ayrılan gençler peşime takılırlarken Anastasia Diananın kolundan tutmuş yanıma gelirlerken başını kaldırıp ayın sislerde kayboldu kaybolacagını gören Max artık geri dönüşün olmayacagını anlarken tabana kuvvet deyip koşarak yanıma gelip üzerime çekmiş olduğum beyaz kapşonun ucundan tutup
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Oyun
Science FictionDünyanın kausa uğramasıyla yıkımların ardı arkası kesilmeden etrafta tek bir bina bırakmamasının ardından , beklenmedik yağışlarla sel baskınına uğrayan dünya yok oluşa dogru ilerlerken , ölümden kurtlan şanslı insanları , bu felaketi beklemiş ve h...