Lillian karavanından çıkarken, kendi karavanından çıkan Tom'u gördü. "Günaydın, güneş ışığı!"
"Günaydın, Lillian." Tom kafasını sallayarak karşılık verdi.
Tom'un kuru cevabına kaşlarını çatan Lillian, endişeyle Tom'a baktı. "Sen iyi misin?"
"Evet." Tom kafasını salladıktan sonra sete doğru yürümeye başladı.
"Tamam." Lillian masumca Tom'un arkasında baka kaldı.
"Tom?" Chris, Tom'a seslendi ama Tom dalmıştı.
"Tom?" Tom, Lillian'nın seslenişine de ses vermeyince Lillian bu sefer onu dürtmeye karar verdi. "Tommy?"
"Hı?"
"İyi misin?"
"Evet. Niye olmayım ki?" Tom alınmış bir şekilde karşılık verdi.
"Repliklerini unuttun."
"Ne yani sen hiç unutmuyor musun?" Tom, Lillian'ı tersleyerek setten ayrıldı.
"Pekâlâ, bu zürafanın sorunu ne?" Lillian sinirle Chris'e döndü.
"Bilmiyorum!"
"Ne demek bilmiyorum! Her şeyi sorup merak ettiğini biliyorum, Hemsworth!" Lillian gözlerini kıstı ve Chris'e doğru yürümeye başladı.
"Cidden bilmiyorum!" Chris geriye doğru giderken cevap verdi. "Çok yakın değil misiniz? Neden sen sormuyorsun?"
Lillian sinirle durdu. "Babamın öğrencisi ve bir zamanlar en yakın arkadaşımdı! Ne olmuş yani?"
"Tom, babanın öğrencisi miydi?" Chris'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
"Kulağında bir sıkıntı falan mı var? Su kaçtıysa vurarak çıkarabilirim, istersen." Lillian tam elini kaldırmıştı ki, Chris hızla elini göğüs hizasında kaldırdı.
"Tamam! Sustum!" Lillian'nın yüz ifadesi yumuşamayınca Chris son bir kez şansını denemek istedi. "Yemeğe gidelim mi? Bugün biftek varmış." Chris korkuyla gülümsedi.
"Tamam!" Lillian biraz daha yumuşak bir ifadeyle cevap verdi. Yemek çadırına girdiklerinde Lillian hemen koşarak sıraya girdi. Biftek ve patates püresi aldıktan sonra tatlılara yöneldi. Önünce binlerce pasta vardı. Lillian yüzünde büyük bir gülümsemeyle iki dilim frambuazlı pasta aldı. Çadır daha tam dolmadığı için rahatlıkla Chris'i buldu ve yanına oturdu. Chris'in yemeği dışında başka bir yere baktığını fark edince konuştu. "Chris? Sorun ne?"
"Tom." Chris kafasıyla Tom'u işaret etti. "Tek başına oturuyor."
Lillian kafasını çevirerek tek başına oturan Tom'a baktı. "Belki de bizi bulamamıştır. Çağırdın mı?"
"Gördü ama yine de oraya gitti. Gidip bir konuşsan mı?" Chris, Lillian'ı dirseği ile dürttü.
"Bazen insanlar yalnız kalmak isteyebilir, Hemsworth! Şimdi yemeğine dön!" Chris daha fazla konuşmayarak önündeki yemeğe döndü. Lillian yemeğini yemeğe başlamıştı ki Tom'un öylece yemeğine baktığını gördü. Umursamayarak yemeğine dönmeye çalıştı ama olmadı. "Siktir!" Lillian kendine sinirlenerek yerinden kalktı ve tepsisini de alarak Tom'un yanına gitti. "Selam!"
Tom kafasını kaldırarak Lillian'a baktı. "Selam!"
"Yanına oturabilir miyim?" Tom cevap vermek yerine omuzlarını silkti. Lillian, Tom'u biraz ittirerek yanına oturdu. "Neden yemiyorsun?" Lillian ağzı dolu bir şekilde konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stardust
FanfictionYalnızdı. En azından öyle zannediyordu. Thor filmi için rolü kapan Lillian hiç beklemediği biriyle karşılaşıyor. Lillian'ı eskiden beri tanıyan Tom, Lillian'daki büyük değişimi fark ediyor. Eskisi kadar neşeli ve hayat dolu olmayan Lillian'ı neyin...