Sonbaharın Eylül ayındayız. Annem gideli bir ay oluyor. Tuhaf bir şekilde alışıyorum sanırım bu duruma çok garip.
Annem bizi bırakıp gitti ve ben buna alışıyorum.
Bu arada boşanma avukatıyım. Ve öğleden sonra 2 de duruşmam var. Şu anlık yaptığım tek şey buna hazırlanmak. Yeterince bilgi sahibi olduğumu düşünsem de kazanabileceğimden emin değilim. Karşı tarafı savunan avukatı araştırdım. Sağlam dayanakları var. En önemlisi de şimdiye kadar girdiği hiçbir davayı kaybetmemiş etkilenmedim değil. Ya bunu da kazanırsa. Kazanamaz ama değil mi . Sonuçta bu sefer karşısında ben varım. E benim de ondan pek aşağı kalır yanım olduğu söylenemez. Hodri meydan Avukat Samet Yetkin.
Bu arada annemin bana bıraktığı mektubu açmaya hâlâ cesaretim yok. Çünkü geleceğine inanıyorum. Açarsam kabullenmiş olacağım gidişini. En azından ben öyle düşünüyorum. Alıştım yokluğuna ama kabullenemiyorum.
O ortadan kaybolalı yakın arkadaşı Müberra Hanım pek sık gelir oldu evimize. İlgisini bizden esirgemiyor. Tamam sağ olsun teşekkür ederiz de bu kadarını neye borçluyuz Müberra Hanım? Burnuma pis kokular geliyor. Hadi hayırlısı. Ama beçen de annemin kızıysam bu işin peşini bırakmam.
Bu kadar hazırlanmanın yeteceğine kanaat getirmiş olacağım ki biniyorum arabama ve Arıcan Hukuk Bürosu'na geliyorum. Müvekkilim geliyor yanıma. Ben yeterince heyecanlı değilmişim gibi bir de onun telaşı sarıyor etrafı. Onu sakinleştirmeye çalışmıyorum daha doğrusu çalışamıyorum. Çünkü karşımda girdiği hiçbir davayı kaybetmemiş gayet deneyimli bir avukat var.
Ve saat tam 14.00. İçeri çağırıyorlar tarafları. Bir hareketlilik çarpıyor karşı taraftan gözüme. Ah evet şans yüzüme güldü. Avukat Samet Yetkin gelmemiş. Ve zafer benim. Bu kadar kolay olabileceğini tahmin etmiyordum tabi ki. Ama buna da hayır demem. Hakim bey Karar diye sesleniyor ve herkes ayakta. Duymak istediklerimi söylüyor. Daha önceden ertelenmişti zaten bu dava. Bugün kesin sonuca varılacaktı ve sonuç: boşandılar.
KAZANDIM. Gelseydi belki bir şansı olabilirdi. Ama şimdi hükmen mağlup oldu.
Mutlu bir şekilde çıkışın yolunu tutuyorum. Bir an önce bu mutlu haberi babamla paylaşmalıyım. Tam kapıdan çıktım , biri çarptı koluma. Önemsemedim. Zaten o da önemsememiş olacak ki devam etti yoluna. Çok mutluyum. Bu mutluluğumy şu an hiçbir şey bozamaz.
Samet Yetkin'in ağzından
Duruşmaya dair son hazırlıklarımı yaptım. Her şey çok basit gibi görünüyor. Boşanmamaları için yeterli delilim var tek yapmam gereken gidip hakime bunları sunmak. Her zamanki gibi profesyonellere yaraşır bir iş çıkardım. Karşı tarafın avukatı hakkında bilgi toplamak gibi bir aptallığı hiç yapmadığım gibi bu sefer de yapmadım. Evet tam bir aptallık. Bununla uğraşmak yerine zamanımı daha fazla delil toplamakla geçiririm. Klasik Samet Yetkin işte. Kurallarım var ve onlara göre yaşıyorum.
Yaklaşık yarım saat var duruşmaya. Arabaya biniyorum ve Arıcan Hukuk Bürosu'na doğru yol alıyorum. Heyecanım yok aslında. Nelerle karşılaşabileceğimi şu ana kadar olan deneyimlerimden az çok çıkarabiliyorum.
Ben bunları düşünürken arkadan bir taksi çarptı arabama. Ne olduğunu anlamak için kendini atıveriyorum arabadan. Taksi şoförü orta yaşlarda bir amca.
"Aman oğlum kusura bakma. Yanlışlıkla çarptım." Diyor.
"Tamam amca diyorum önemli değil ben hallederim. Zaten çok önemli bir sorun gibi görünmüyor."
Amca tutturdu. İlla polis çağıracak.
"Olur mu öyle şey oğlum" diyor. "Dur ben hemen şimdi polisi çağırıyorum. Onlar gereken neyse yaparlar."
Çattık yaa.
"Yakışıklı amcacım acelem var. Çıldırtmasana beni."
Amca saate bakıyor.
"Ah saat de ikiyi beş geçiyor. E ben seni tutmayayım o zaman."
Eh be amca ben de sana diyorum ya. Neden oyalıyosun bu kadar zaman beni sen.
Bunları içimden düşünüyorum tabi. Anlayışlı olmam gerekriğine karar vermiş olacağım ki
"Önemli değil amca. İyi günler." Deyip ayrılıyorum amcanın yanından.
Sanki anlayışlı olmasam nolcak. Geç kaldım işte.
Can havliyle giriyorum bürodan içeri. Girerken birine çarptım ama dönüp özür dileyecek vaktim yok. Duruşma salonuna geliyorum. Ama orada da kimse yok..
Telefonuma mesaj geliyor o anda. Kaydetmediğim bir numaradan:
"Bizi yarı yolda bıraktığın için teşekkürler. Sonraki davalarda kendimize başka avukat buluruz. Karşı tarafın avukatı Melis Karan gibi mesela.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaprak
Ficção AdolescenteMelis ve Samet. Daha tanışmadılar. An meselesi ama daha değil. Olayların kilit noktası annesi. İstese her şeyi halledebilir. Ama onu da yönetenler var. Ve istediklerini yapmak zorunda. İki avukat.. Milyonda bir insanın başına gelen aşk onların kapı...