BİZİM BOŞ VAKTİMİZYOK!
'Ya Bizans beni alır, Ya ben Bizans'ı alırım'Diyerek atını denize süren, gemileri karadan yürüterek Halic'e indiren Sultan Fatihin torunları ; Bizim boş vaktimiz yok! Biz bu ümmetin, bu Osmanlının nesliyiz! Bize boş vermişlik yakışmaz! Videolar, filmler ,diziler, gıybetli günah ortamlarda geçirecek vaktimiz yok! Biz bir boş vermişlik belasıyla ömür tüketemeyiz! Bizim daha mühim şeyler yapmamız lazım. Bunun için ideal bir Müslüman olmamız lazım. İlmi, fikri, ameli icraatlar'a yelken açmalıyız!
Besmeleyle yola adımımızı atacağız. Dışarıda onca genç varken ,her birerleri 'uyuşuk beyinle'* günleri ömürlerine katarak heba ederken, biz böyle boş boş emekliye ayrılan batının ihtiyarları gibi köşemize çekilemeyiz! Üstad Necip fazılın değimiyle;' Siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka müslümanlarısınız' diyerek yola çıkmalı ve daha iyi bir Kul olmaya gayret göstermeliyiz..
Daha önemli şeyler yapmaya vaktimiz olmalı! Biz bu ümmetin gençleri, fertleriyiz. Kendimizi yüksek standartlarda tutmalıyız! Sıradan kimseler değiliz. Biz Ümmetiz! Kendi bilincimiz, düşüncelerimiz hatta hareketlerimiz, oturup bir çay içtiğimiz ortamlar bizi doğru ifade etmeli! "LA İLAHE İLLALLAH" bizi anlatmalı.. SUHBANALLAH zikri bizi anlatmalı.. toplumda çokça Allah'tan uzaklaştıran şeylerle karşılaşıyoruz.. İşte burada hepimizin ortak olan davasının bir mesaisi başlamış oluyor kardeşlerim! Bu mayası çürük dünyada güzellikler aramaya çıkmış, fakat kendilerini bir bataklığa bırakan kardeşlerimizi islâmın neferleri olan biz gençler o bataklığa saplanmış olan kardeşlerimizi kurtarabiliriz! Onlara ancak biz ulaşabiliriz. Belki imkanı benimkinden daha elverişli kardeşlerim var, buna eminim. Ve bizler çok büyük işler başaracağız! Adımız kitaplarda, gazetelerde ,dergilerde anılmayacak belki, ancak bizim bu uğurda attığımız her adım Rahman'ın huzurunda bir bir anılacak! Ve Rahman bizlere gazete kupüründeki şöhretten çok daha fiyakalı bir şöhret sunacak, Cennette...Allah Mümin gençleri bu ümmetin liderleri yapsın! Allah bizleri örnek insanlar yapsın!
Hani başlarda dediğimiz gibi, öyle bir Müslüman olalım ki ' bende böyle Müslüman olmak istiyorum' desinler! İslam'a gerçekten fertler kazandırmak niyetindeysek, tabiri caizse fiyakalı birer Müslüman olmamız gerek baylar bayanlar!
Hanımlar! o tesettür ayetiyle öyle bir bütünleşeceğiz ki tesettürün neresinden bakarlarsa baksınlar, bir kusur bulamasınlar, Baylar! Sizler Selahaddin Eyyübi'nin kudüsü feth etmesinde en büyük hikmetlerden biri olan camii adabı, ahlakına öyle riayet edeceksiniz ki, ümmetin fetihleri bizim olsun! Evet! omuzlarımızda çok ağır yükler var, Kimse bunu yalanlayamaz!Bizler ağzımızı açmadan dahi insanlar bizim için kaftan dikiyorlar. Nasıl mı? Biz İslam'ın birer bireyleriyiz Ve bu yüzden biz hiç fark edemeyeceğimiz bir gözlemle röntgenleniyoruz arkadaşlar! Bu gerçeği aklımızın bir köşesinde diri tutalım inşallah!
İslam'a insan kazandırdığımızı düşünürken birde İslam'a karşı olmalarına sebebiyet veriyorsak vay halimize! İslam'ın nesli! Açalım kulağımızı, gözümüzü ve iyice dinleyelim! Neyi mi? Tabikide kuranı azimü şanı! Tabikide Rasulullahın hadislerini! Ne için varsak onun için yaşamaya gayertli olalım! Allah'ım adın için yaşat ruhumuzu ve bedenimizi! Adın uğruna son nefesimizi şereflendir! Amin. Omuzlarımızdaki sorumluluk büyük ! vallahi büyük..
Bu dava hor, bu dava büyük, bu dava öksüz
Ne ağır imtihandır başındaki Sakarya..Yazdıklarım kendi nefsim dahilinde tüm kardeşlerime bir hatırlatmadır.
Affınıza sığınırım, selametle..🌹--------------
*Dipnot; yukarıda metinde kullandığım 'uyuşuk beyin' tabiri hakkında sorulan sorulara cevaben ;
'Uyuşuk beyin' tabiri mecaz olarak kullanıldı ki düşününce Gerçek anlam kattığı kanaatine varılan bilir.
İslam, Müslüman bir bireyin dönüm noktası, yaşama sebebidir.Her müslüman bireyin hayatında bir kırmızı çizgisi muhakkak olmalıdır. Bu çizgisini, gayesini unutmuş her akıl 'uyuşmuş' tabiri ile sıfatlandarılabilir zannımca. Aşağı metinde genişce açıklamaya gayret göstereceğim.
Misal; her gün Beş vakit namaz kılarsın bu kulluk görevidir Bir de Günde 5 kere Allah'a gitmek var; O'nunla konuşmak, O'na sığınmak.. Kul olma bilincini tazeleme var.
Birinci misal de rutin bir iş konuydu; Sabah 9 Akşam 5 tabiriyle rutin bir iş gibi algılandı. İkinci misalde ise Kalp ile düşünme vardır ki bu bize ne kadar büyük bir nimetin içinde bulunduğumuzu hatırlatır; uyuşmuş olan beynimizi, kalbimizi, ruhumuzu yavaş yavaş açmaya başlar. Aynı günlük egzersiz yapmak gibi beden uyuşukluğunu gidermek, sağlıklı olmak için günlük rutin egzersizler , bir takım sporlar yapılır.. Bir de maneviyat uyuşukluğu var. İşte Tam da bunu kastederek 'uyuşuk beyin' tabirini kullanmak istedim..
"Uyuşan aslında bir tek beyniniz mi?!"
Aslında bu soru ve ünlem yüklü cümleyi ele alarak bir metin hazırlamayı yararımıza buluyorum kardeşlerim. Uyuşmuş kalpler, uyuşmuş duygular, uyuşmuş bilgiler.. Neden gitgide işlevini yitiren bir maddeye dönüşüyor muşuz gibi hissettiriyor bize?. Hadi kabul edin! Hep bir şeylerin eksik kalması ve tamamlanmama hissi ile sitres dolu, bir ömür geçiriyoruz. Maneviyat depolamamız gerek !.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Düşüncelerinizi bekliyor olacağım kardeşlerim.
Teşekkürler.
Yorum ve oylarınızla davamıza ortak olur musunuz 🌷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Boş Vaktimiz Yok!-1 [ Bitti ]
Espiritualبِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم (Not Defteri) Selamünaleyküm İslam'ın incileri, değerli kardeşlerim .Bu kitabı derleme olarak hazırladım inşallah.. Ve sizlerin istifadesine sunuyorum.. Duam odur ki faydalanabilesiniz inşallah...