Karanlık.
Hayatının çoğunda alıştığı renk karanlık yani siyah,simsayah,yine gözlerini bürümüştü. Genç kadının bilinci yavaşça yerine oturmaya başladığında şaşkınlığını saklamayı denedi.
Büyük tepkiler vermemeliydi.Neden büyük tepkiler verecekti ki…
İçinden ağlamak geliyordu ama hayır!..Zayıf davranmayacaktı. Asla zayıf davranmayacaktı.
Tüm cesaretini toplamayı denedi ve gözlerini yavaşça aralamaya başladı.
Hastane odası. Mavi renk duvar,beyaz bir yatak ve beyaz aletler.
Hastaneler neden bu renkteydi ki? Neden bu kadar soğuk renklerdi?..
Başını yan tarafına çevirince keskin bakışlarıyla uyandığından bu yana onu süzen adamı fark etti.
İçi yine bir korkuyla dolarken o geceyi ve bu sabahı hatırlamamaya çalıştı. Yoksa boğazında ki yumruya dur diyemezdi artık.
Adam onu inceliyordu. Janessa onu inceleme fırsatı bulamamıştı. Ama böyle bir fırsata ne gerek vardı ki artık.
Bebeği yoktu.
Janessa yaşıyordu ama bebeğinin katili buradaydı işte. Hayallerinin,anneliğinin,umutlarının katili yanı başında oturmuş onu izliyordu. Yüzünü ifadesiz tutmaya çalışırken fısıldadı. “Defol.”
Adam ne konuşuyor nede yerinden kıpırdıyordu.Sadece onun tepkilerini izliyor gibiydi.
Janessa gözlerinin derinliklerinde yatan duyguyu yakalamıştı. Nefret.
Bu duyguyu şu an bu adama karşı hissettiği için anlayabiliyordu. Nefret vardı gözlerinde adamın,ama kime karşı olabilirdi ki?..
“Git dedim sana. Defol.” Dedi tüm düşüncelerine inat tekrar nefretle adama bakarak
“Bebek yaşıyor..” dedi adam aniden odayı dolduran güçlü ve tok sesiyle.
Janessa bu duyduğuyla ayakta olsa bayılabilirdi,çünkü ayaklarının tutmadığını ve titrediklerini hissedebiliyordu.
‘Bebek yaşıyor..’ Bebeğim yaşıyor. Janessa yanağından bir damla mutluluk göz yaşı damlarken odanın sessizliğini hıçkırığıyla böldü.
Bakışlarını adama çevirdi. Soru sormasına gerek yoktu,adam konuşmaya başladı.
“Her şey olabilirim..ama bir katil..”duraksadı,gözü daha kara bir hal almıştı. Bir şeyi derinlemesine düşünür gibi.. “bir katil değilim…”
Adam ayağa kalkıp ellerini cebine soktu ve otoriter bir şekilde kadına baktı.
“Bu bebeği çok istediğin anlaşılıyor… Ve onu zorla elinden alacak değilim,bu kadar kötü bir şeyi yapamam.. Ama o benimde…benimde söz hakkımın olduğu bir konu ve şartlarım var..”
Janessa onun konuşmalarını dinlerken karşısında ki adamın ne kadar soğuk konuştuğunu fark etti.
Kendi bebeği hakkında değil de sanki…Önemli bir malı hakkında konuşur gibiydi.Yine de buna pek takılmamayı tercih etti.Çünkü mutluluğu hissediyordu.Bu adam bebeğine dokunmayacağını söylüyordu.
Şartı her neyse kabul etmeye hazırdı Janessa.
“Evet,şartın nedir?” dedi hevesle fısıldarken.
“Benimle evleneceksin..Bu anlaşmalı bir evlilik olacak, bebeğin doğumuna kadar..Öncelikle cevabını almalıyım?..”
Janessa ne kadar şaşırırsa şaşırsın,bebeği için her şeye evet diyebilirdi. Ayrıca bu adamı tanımamasına rağmen ne kadar ironi olsa da bu adam bebeğinin de babasıydı.Yine de sebepleri anlamalıydı.