“…Öyleyse seninle kalayım ne olur!..Aradığım SEN’sin!”
“Katiyen olmaz,” demiş boşluk.
“Sen benimle kalırsan,boşluğumu doldurursun..”
Janessa aşağı inerken canı çok sıkkındı. Kress onunla konuşmamıştı ve bu onu sinir ediyordu.
Açıklamaya değer görmüyordu belki de Kress olayları…Yada açıklayacağı kişiye değer vermiyordu.
Janessa merdivenlerden inerken durdu.
Bir kapı hızla açılırken o kızıl kadın hızla ortalığı kontrol edip şömineye koşmuştu. Elindeki telefon parçaları Janessa’nın dikkatini çekti.
Onları inceleyemeden kadın elindekileri hızla şöminenin ateşine atmıştı.
Janessa şaşkınca yüzünü kadının yüzüne çevirdi.
Kadın yanan ateşi izlerken sinirle fısıldadı “Lanet olsun!”
Gözleri dolarken ağlamaya başlamıştı bile. Janessa hamilelikten olsa gerek,duygulandığını hissetti.
Kadının adına üzülürken kadının gözleri ona çevrilmişti. Janessa ne yapacağını bilemezken kadının gözlerinde ki yoğun nefreti görebiliyordu.
Janessa kendini “merhaba” derken buldu.
Kadın gözlerini kısıp gülümsedi.
Janessa bunun tehlikeli bir bakış olduğunu görebiliyordu.Ona göre temkinliydi şu anda.
Kadın kollarını göğsünün üzerinde birleştirirken “Merhaba..” dedi.
Janessa ortamdaki soğukluktan gerilirken omuzlarına değen yün gibi şeyi fark edip başını arkasına çevirdi.
Kress’in sıcak gülümsemesine hazırlıksız yakalanırken içinden kendine lanet etti.
Adamın anlaşılan bir sevgilisi vardı. Janessa sinirlenirken beyninde imşekler çakmaya başlamıştı.
Bu adamla evlenemezdi,şu anda hem Kress hem de sevgilisi buradayken aşağılandığını hissediyordu Janessa.
“İnce giyiniyorsun ve rahatsızsın. Dinlen biraz Janessa “ dedi Kress tebessümünü nazikçe sürdürürken.
Janessa sessiz bir kabullenmeyle başını salladı. “Kress biraz konuşabilir miyiz?”
“Tabii,sen çık ben geliyorum..” derken hala gülümsüyordu.
Janessa kaşları çatılırken hafifçe yukarı çıkmaya başlamıştı.