ELEMENT KORUYUCULARI 1

BÖLÜM 1 : OKULUN İLK GÜNÜ

Telaşla okul çantamı toparlayıp kendimi evden dışarıya attım. Offff! Servis bekliyor... Daha ilk günden servise geç kaldım, al işte! Hostesten özür dileyerek servise bindim ve tek boş olan koltuğa oturdum. Bir süre sonra yanımda oturan kız sessizliğini bozdu ve:
KIZ: Merhaba
Dedi bende ona karşılık

BEN: Merhaba
Dedim.

KIZ: Ben Scarlett
Dedi ve elini uzattı ben de

BEN : Memnun oldum, ben Violet :)
Diyerek Scarlett'ın elini sıktım.

Bütün okul yolu boyunca onunla konuştuk. O da bir vampirmiş! Okula geldiğimizde servis kapısı açıldı ve herkes inmeye başladı. Ben en son indim. Sonra yürüyerek okul kapısından içeri girdim.

Okulun içerisi çok güzeldi. o kadar güzeldi ki herhalde etrafa bakmaktan önüme bakmayı unutmuşum ki önümdeki kitap yığınını görmeyip düştüm. Bir dakika... Hmm düştüğümüzde Canımız acımıyor muydu bizim?

Düşerken sımsıkı kapattığım gözlerimi açtığımda yerde olmadığımı farkettim. Birisi beni ben düşmeden tutmuştu! Ona döndüğümde sarışın kahverengi gözlü bir erkek olduğunu gördüm. Beni bu kadar sıkı kavrayabildiğine göre çevik ve kuvvetli olduğunu da anladım. Yavaşça beni bıraktı ve

ERKEK: İyi misin?
Diye sorduğunda başımı evet anlamında salladım.

Tam ona teşekkür edecekken siyah saçının aralarında lacivertler olan kahverengi gözlü bir Kız geldi.

KIZ: Sen nasıl benim sevgilime dokunursun pis sürtük!
diyerek bağırdı. Bu paçoz bana sürtük mü dedi az önce????

BEN: Sürtük senin gibilere denir. Düşüyordum o da tuttu. İnsanlık da mı kalmadı ?.Git işine benim asabımı bozma!
Diye kükrediğimde kızın ilk baştaki havası öyle bir söndü ki anlatılmaz yaşanır.

KIZ: Alex! haydi gidiyoruz.
Diyerek çocuğun- pardon Alex'in kolundan tuttu ve bana pis bir bakış atarak gitti.

Paçoz bir kere bile arkasını dönmediği için onun arkasından yaptığım el hareketlerinden bir tanesini bile görmedi ;) Bu sene onlarla takılacağımı düşünmüyorum. Umarım buradaki herkes onlar gibi değildir, yoksa işimiz var.

İşte! Sonunda sınıfımı buldum. Kapı koluna elimi götürürken aynı anda sınıfın içinden birisi kapıyı açtı , omzuma hızla çarparak geçti ve yoluna aynı hızda devam etti. Sendeledim.

BEN: Bari özür dileseydin öküz!
dediğimde bir anda durdu ve bana döndü.

Neden bilmiyorum ama o anda içimde bir kıpırtı oldu ama bunu hiç çaktırmadım çünkü yüzümün ifadesinden belli olduğu gibi sinirliydim. Kendi içimde onu "öküz" olarak adlandırdım.Ama kabul etmeliyim ki bakışları çok etkileyiciydi. Kahverengi gözlerine bakarken sanki uysallaşıyordum- Ne diyorum lan!!!
BEN: Evet bekliyorum

Dedim ısrarla. Bana doğru hızlı adımlarla yaklaştı. Nedensiz bir şekilde nefes alış verişim hızlanmıştı. Beni duvara yasladı ve gözlerime bakarak

ÖKÜZ: Sen yenisin herhalde, bak kızım en ufak bir şeyde hemen uf olacaksan yanlış yerdesin seni prenseslik okuluna yollayalım.
dedi sert bir ses tonuyla.

O an anlatamayacağım kadar sinir olmuştum! Onu parçalamak sonra da aç köpek balıklarına atmak istedim. Normalde herşeye bu kadar tepki vermem ama bugün ters tarafımdan kalktım ki

BEN: Sen de karşındakiyle nasıl konuşman gerektiğini bilmiyorsun galiba, senin karşında hakaret edebileceğin biri yok. İstersen seni anaokuluna yollayalım da insanlarla nasıl konuşacağını öğren!

dedim. Bana ödürecekmiş gibi baktı, benden ayrıldı ve yoluna devam etti. Sınıfa girdim ve boş bir sıra bulup oturdum. Ders zili çaldığında sınıfa bir sürü öğrenci girdi ve ders başladı. Yaklaşık yarım saat olmuştu ve ben sıkıntıdan ölecektim. Hocanın tüm ders yaptığı tek şey üniversite anılarını anlatmaktı ve ben ,onun sıkıcı üniversite anılarıyla ilgilenmediğimizi ne zaman farkedecek diye düşünürken sınıf kapısından biri girdi. Başımı sıradan kaldırdığımda... o çocuktu. Anladınız siz işte öküz gelmişti.

Hoca kızmaya yeltendiğinde öyle bir bakış attı ki ben bile tırstım, hoca yerine oturdu. O da yerine geçerken ben etrafıma baktım. Kızlar ağızlarından sular akarak bakıyorlardı. Ne buluyorlar anlamadım ki. Sadece kahverengi gözleri delici bakışlar atıyordu . Bir de baya bir kaslı. hmm. Uzun da... Of! Daha ne olsun ki? Çocuk bildiğiniz taş. Yanımdaki kız:

KIZ: Jack çok yakışıklı değil mi?
Dedi mayışmış bir şekilde. Demek adı Jack'miş. Öküz olmasa aslında hoş çocuk...