BÖLÜM 3: JACK

562 36 5
                                    

Jack beni koridorda çekiştirerek yürüyordu.
BEN: Jack! Çekiştirme beni. Anlat. Ne oluyor?
Diye sordum.

JACK: Hemen müdür'e gitmeliyiz. Sana neler olduğunu o daha iyi anlatır. Ne olur bana başka soru sorma.
Derken bana yavru köpek gibi bakmıştı. Ben de zaten o sırada ağzımı açamamıştım. ( bana ne oluyor ya amk )

Müdürün odasına geldiğimizde ben tam kapıyı çalacakken Jack içeri daldı. Öküz işte! Boşuna demiyorum. Neyse... İçeri girdik.

JACK: O-o kehanetteki kişi!
Dedi. What dedin gülüm???? Tam ağzımı açıp birşey diyecekken
MÜDÜR: Jack sen çıkabilirsin. Biz Violet'le özel konuşacağız.
Dedi. Ya neyi özel konuşacağız!!! O anda Jack itiraz etmeden odadan çıktı. Çok güzel! Mükemmel! O da gitti.
MÜDÜR: Violet bu söyleyeceklerim sana ağır gelebilir ama bunları sana söylemek zorundayım
Dedikten sonra açıkçası bana normal gelen hiçbir şey söylemedi. Konuşmasını bitirdiğinde kalakalmıştım. Ne yani? Ateş elementini Jack'le paylaşıyor muydum? O benim ruh eşim miydi? Bence bizim için ruh öküzü daha uygun olurdu:) Tamam ciddiyim...
BEN: Tamam. Çıkabilir miyim? Biraz kafamı toparlamam lazım.
Dedim.
MÜDÜR: Çıkabilirsin. Ama şunu asla aklından çıkarma artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Kapıdan çıkmadan önce son duyduklarım bunlardı. Kapıya yaslanıp bir oh çektim. O sırada yanıma Jack geldi ve kolumu tuttu .Ona dönüp
BEN: Şimdi biz ruh eşimi olduk ?
Dedim. Açıkçası bunu derken biraz utanmıştım ki gözlerimi kaçırdım.
JACK: yaaani. Gibi bişey
Dedi ama derken gıcık bir tavrı vardı.
BEN: Ben sana çok meraklıyım sanki öküz!
Dedim bir anda atarlanarak.
BEN: Senden olsa olsa ruh öküzü olur
Dedim , kolumu bir hışımla çektim ve sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıfa girmeden önce ona bir daha baktığımda bana bakarak sırıtıyordu. Ben de onun havasını söndürmek için alsana diyerek bir orta parmak çektim. Son gördüğüm ben sınıfa girerken ki kahkaha atışıydı.

Zil çaldı. Hemen sırama geçtim ve ders kitabımı çıkardım. Bugün yanımda oturan kız yoktu. Kapıdan içeri Jack girdi ve sırasına oturmadan önce bana bir piç gülümsemesi attı ben de ona dil çıkararak cevap verdim. İkimizde kıkırdadık ve Jack yerine oturdu. Tam o sırada öğretmeni içeri girdi yanında siyah saçlı, siyah gözlü , uzun bir çocuk vardı. Doğruya doğru. Yakışıklıydı. Bütün kızların gözü onun üstündeydi.

HOCA: Yeni arkadaşınıza merhaba deyin. Haydi Aiden boş bir sıraya geç.
Dedi. Sınıftaki tek boş sıra yanımdakiydi. Aiden yanıma otururken Jake ile göz göze geldim. Gözlerinden ateş çıkıyordu. Aa. Şaka gibi. Kıskandı mı bu??? Neyse. Ders inanılmaz sıkıcıydı veee ben ne yaptım? Doğru bildin. UYUDUM! Hoca nasıl fark etmedi derseniz. Etti. Ama takmadı:) Yani öyle olmuştur herhalde, uyuyordum. Teneffüs zilinin çalmasıyla Jack beni dürterek kaldırdı.
JAKE: Teneffüstede mi uyuyacaktın uykucu
Dedi ve benimle dalga geçtiğini sandı.

BEN: Hayırdır. Ne bu samimiyet. İki gün önce benimle konuşmuyordun bile şimdi ise uykuma bile karışıyorsun.
Dediğimde.
AİDEN: Arkadaş rahatsız mı ediyor seni?
Dedi. Ben tam birşey diyecekken
JACK: Sana ne oluyor lan piç!
Dedi. Bende Konu uzamasın diye Aiden'a teşekkür edip Jake'i kolundan tutarak sınıfın dışına çıkardım.
JACK: Neden teşekkür ediyorsun ona.
Dediğinde sakinleşmesini için
BEN: Duyarlılığı yüzünden öyle demiştim. Ayrıca ben sana neden hesap veriyor muşum?
Diyip yanında gidecekken kolumu tuttu ve gitmemi engelledi. Kolumu acıtıyordu.
BEN: Kolum acıyor!
Dediğimde kolumu bıraktı ve ben tekrar yola koyulacakken bu sefer belimden tuttu ve beni kendine çekti. Aramızdaki çok az mesafe vardı. Birbirimizin nefes alış verişini hissedebiliyorduk.
JACK:Artık benim olduğuna göre başka erkeklerle konuşmanı istemiyorum.
Dedi. Havalara girmiş bak bak!!
BEN: Sadece aynı elementi paylaşıyoruz. O kadar.
Deyip kendimi kolarından kurtardım ve gittim. Arkamdan
JACK: Şimdilik.
Dedi. Ah! Duymadığımı zannetti ama duydum ve istemsizce sırıttım...

ELEMENT KORUYUCULARI 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin