TANITIM

22.9K 276 16
                                    


İnsanların acılarına saygıları yok muydu? Gidenin arkasından hiç mi üzülmediniz? Derin bir nefes alıp olduğum yere göz gezdirdim. Hak ettiğim yerdeydim onun yanı benim yanımdı, benim yanım ise onun yanıydı. Gözümden süzülen yaşlar toprağı ıslatmaya yetiyordu. Güney Karahanlı mezar taşının yanına en çok Nefes Karahanlı yakışırdı. Cennet ile Cehennem gibi birbirimize zıttık. O ateş ben ise su, Ateş kül olmuştu artık. Yüreğime düşen kor acı her geçen gün daha da alevleniyordu.

"Güney canım acıyor. Ama en çok neye biliyor musun? Kardeş olarak gördüğüm adamın kocam olmasına. Kalk bana yardım et, güç ver bana. Ben senin sesinden güç alıyorum, Toprağından almak istemiyorum."

"Yerine sevemem"

"Yerine başkasını koyamam"

"İnsanın bir dayanağı olmalı güvenmeli, hatan oldu mu arkasına sığınabilmeli ben yıllarca senin varlığından güç aldım, şimdi ise kendimi dalı kırılmış bir ağaç gibi hissediyorum. Sence böyle hissetmem normal mi? Konuş benimle lütfen.. Son bir kere duyuyum sesini o bile yeter bana." Allah'ım yalvarırım içimdeki acıyı al...

"Gidiyorum ama söz geleceğim." Mezar taşını öpüp ayağa kalktım. Her gün bir gül parçası bırakıyordum buraya belki içine işler belki Gül güzelini unutmazsın diye.

Ağır adımlarla konağa gittim. Ayaklarım geriye gitmek için yalvarsa da çaresizdim. Daima o boşluk orada olacaktı ve kimse kapatamayacaktı.Kapının Önünde duran adamların yüzüne bakmadan büyük kapıyı açıp içeriye girdim.

"Neredeydin Keçamin (kızım)" sert ve otoriter sesiyle insanı kendine gayet iyi getiriyordu.

"Da-daye içimdeki boşluk her geçen gün daha da büyüyor orada kayboluyorum yarım et bana" sonuna doğru kısılan sesimle beraber günlerce dinmeyen göz yaşlarım tekrar yerini almıştı.

Sıcak kollarının arasında yerimi alınca boyun girintisine daha da yerleştim. "Daye dinya xayine" (Anne dünya hayindir)

"Güçlü ol" gücüm kalmadı ki benim. Başımı kaldırarak gözlerime baktı. Emindim ki benim acımdan daha büyüktü kaynanamın ki evladını toprağa gömmek kolay mıydı?

"Karar verildi keçamin"

"Daye neden birilerine itaat ediyoruz? Biz bu muyuz? Azad karşı çıksa konu kapanır yalvarırım, Sevdiğim adamın karısı olmak canımı çok acıtıyor." Yalvarışlarım boşunaydı biliyordum ama yine de içimde yerini ve ışıltısını kaybetmeyen küçükçükte olsa bir umut vardı.

"Yarın imam nikahı"

"Daye lütfen"

"Bundan sonra kocan olacak"

"Yalvarırım"

"Güney değil kocan! Azad bunu da unutma"

"Daye l-"

"Hazırlan"

"Sus yeter sus! Olmuyor beynimde ki sesler susmuyorken bir de sizinkiler eklenince kaldıramıyorum bu yük çok ağır!"

İki kadında acının doruklarını yaşıyorduk. İkimizde berbat haldeydik.

Kolumdan tutup biraz ilerideki sedire oturturdu. "Unutma bunu Allah kahretsin ki bir sözümüzün hükmü yok burada! çaresiziz gözlerinde değerimiz yok! Kim hayatını mahvetmek ister. Zaten ben buraya gelmekle en büyük hatamı yaptım bu topraklarda oğlum canını verdi. Nefes git yukarıda hepsi itiraz etsene çocuğum. Yapamazsın değil mi? Çünkü sende çok iyi biliyorsun belinden silahı çıkarıp anlının ortasından vuracaklarını"

"Vursunlar kurtulurum"

"Kaçmak çözüm değildir."

"Canımın her gün yanması çözüm mü?"

"Çözüm ne biliyor musun? Senden istenilen hayatı yaşaman" Burada kendi düzenin bile yoktu birileri alır eline kalemi hayatına yön verir çizer, biçer, öldürür bu kadar basit onlar için.

Anlımdan öperek yukarı çıktı. Yarın güneşin doğmasını istemiyordum, nefes almayı da.

-


Yorum ve oylarınız benim için çok önemlidir...

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin