"Ne ???"
"Duydun işte sana işbirliği teklif ediyorum."
"Bu çok saçma. Aklım almıyor. En yakın arkadaşını öldürdün sen. Farkında mısın ?"
Kaşlarını çatıp bana küçümseyen gözlerle baktı. "Umrumda değil. Kabul ediyor musun etmiyor musun? "
Şu an gerçekten ne yaptığımı bilmiyordum. Kabul etmemem gerekiyor ama Yekta elimde iyi bir koz olabilir. En azından yakalanmamam için. Ama beni oyuna getiriyor da olabilir. Kafamın içinde dönüp duran bu sorulara inat aniden "Kabul ediyorum" dedim. Bunu nasıl söylediğimin bile farkında değildim. Yekta cevabımdan memnun olmuş olacak ki yüzüne yine aynı piç gülümsemesini yerleştirdi. Hiçbirşey söylemeden evden ayrıldı.
Bunu yapmamam gerekiyordu. Hiç kabul etmemeliydim. Neden kabul ettiğime dair en ufak bir fikrim yoktu ama Eda'nın bu habere sevineceğini biliyordum. Yıllardır sevdiği çocuk bizimle işbirliği yapıyordu sonuçta. Yani en azından şimdilik işbirliği yapıyordu. Bunun altından kesinlikle birşey çıkacağına emindim. Ve tüm bunları bir kenara bırakıp babama olanları anlatmak zorundaydım. Evinde polisin arama yaptığı bir adam olsam ben de kızımdan bir açıklama beklerdim .
Babama polislerin neden evi aradığına ve bugün Eda'larda kalacağıma dair birsürü yalanın yazılı olduğu bir kağıt bırakıp bir gecelik yetecek kadar sigara , cips , çikolata aldım ve kıyafetlerimi çantama tıkıştırdım. Bisikletimi aldım ve yola koyuldum. Zaten Eda'ların evi 15 en fazla 20 dakika mesafedeydi. Fazla geçmeden eve vardım. Zile bastım. Eda'nın evi bizim evden daha korkunçtu. Babası çoğu korku filmlerinin yönetmenliğini yaptığı için evin dekorasyonunu da böyle düzenlemişti. Kapı açıldığında Eda elinde küçücük kalmış bir sigarayla karşımda duruyordu. Kafasını yana çevirip elimdeki çantaya baktı.
"Noldu yine evden mi kovuldun ?"
"Saçmalama. Bugün sizdeyim. Davetsiz misafir kabul edebilir misin ?"
"Eğer bu misafir sizseniz tabi ki Aylin hazretleri" diyip yerlere kadar eğildi. Gülümsedim ve içeri geçtim. Eğer bunu başka zaman yapsaydı kıpkırmızı olana kadar kahkaha atabilirdim ama bugün herşeyden yorgun bir halim vardı. Eda sigarasını dışarı attı ve dışarıyı kontrol edip kapıyı kapattı. Ben çoktan merdivenlerinden çıkmaya baslamistim. Bu kızın kıskandığım tek şeyi çatı katı odasıydı. Hızla odasına çıktım. Bu odayı görmeyeli çok olmuştu. Odasının her tarafı Yekta'nın resimleriyle doluydu. Bu aşk değil takıntıydı bence. Bir kız bir erkeğe bu kadar bağlanmamalı. Çok saçma. Yatağına oturdum ve Eda'yı bekledim. Içeri girmişti.
"Eda sana birsey söylemem lazım."
"Şimdi olmaz" diyip pencereye yöneldi.
"Ne demek şimdi olmaz"
"Saat 17.12 Aylin şu an olmaz. Yekta hergün 17.13 de evin önünden geçiyor."
Aradan 10 saniye geçti. Eda'nın cama yapışmasından Yekta'nın oradan geçtiği her halinden belli oluyordu.
"Psikopatsın sen"
"Sadece aşık."
"Sadece aptal." dedim ve gülmeye başladım.
"Komik değil. Sen bana ne anlatıcaktın."
"Pek önemli birşey değil. Yekta bizimle olmak istiyor. Yani bizimle çalışmak istiyor. Bize yardımcı olucak."
Eda aniden gözlerini faltaşı gibi açtı.
"NE ?"
"Yekta , Ceyda'yı öldürmüş. Bu yüzden evi aradığında bulamadılar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyopat
Teen FictionBir insan sizi incitmeden siz onu öldürmelisiniz. Belki de bu yüzden katili oynamayı seçtim. Aşık olmayı bile beceremeyen taş kalpli bir katili ...