Sosyopat -2- İŞBİRLİĞİ

314 14 0
                                    

"Ben katil değilim"

Kafasını kaldırdı

"Ben de saf degilim"

Bu çocuk sinirimi bozmaya başladı.

"Eğer böyle davranmaya devam edersen senin sonun da Ceyda'nın ki gibi olur"

Eliyle içeriyi gösterdi ve kaşlarını çattı.

"Beni içeri davet etmicek misin ?"

Evimde öldürmeyi planladıgı insan var ve en yakın arkadaşı eve girmeyi istiyor. Hadi ya ?

"Olmaz"

Beni dinlemeyip omuzuma çarparak içeri girdi.

"Evimden defol"

Beni dinlemiyormuş gibi yaptı. Mutfağa ilerledi ve çektiği bir sandalyeye oturdu. Kolundan tuttum.

"Evinden çıkmazsan polisi çağırıcam"

Gülmeye başladı. 

"Sen ve polis öyle mi ?"

Tamam belki burda haklıydı. 

"Yekta evimden çık"

En sonunda onu kapının dışına kadar sürüklemek zorunda kaldım ama başarılı olmuştum. En sonunda onu kapıya ittiğimde bir zafer gülümsemesi attım.

"Ölü taşımak sana baya bir beceri kazandırmış"

Kapıyı suratına çarptım. Aman Tanrım bu çocuğun sorunu ne böyle ?

***

"Eda çabuk bize gelmelisin acil"

Telefonun karşısından boğuk bir ses geldi

"Saat 3"

"Umrumda değil"

"Ne oldu"

"Mutfağın üzerindeki vazoda ne buldum biliyor musun ?"

"Çiçek mi?"

"Eda gerçekten çok komiksin. Ciddiyim ben"

"Ne buldun Aylin"

"Gelirsen söylerim"

"Yarım saate ordayım"

***

Kapıyı babamın duyamayacagi sessizlikte açtım.

Masaya oturduk

"Bir dinleme cihazı" dedim sessizce.

"Ne ?"

"Vazoda dinleme cihazı buldum. Sence kim koymuş olabilir ?"

"Dün eve biri geldi mi ?"

"Hay- Yekta geldi !"

Ellerini iki yana açtı. 

"Ne yapmaya çalışıyor bu ?"

"Emin değilim. Polisi falan arayabilir"

Derin bir nefes alıp kafamı masaya gömdüm.

"Okulda sorucam"

***

Camdan dışarı baktım. Polis arabaları dışarıdaydı. Eda'ya döndüm

"Ceyda için mi gelmişler ?"

"Evet. Özellikle Yekta ve seninle konuşmak istiyorlar"

"Yekta onun en yakın arkadaşı ama beni niye çağırıyorlar ?"

"Bilmiyorum"

Okulun merdivenlerinden aşağı indim. Yekta aşağıda polisle konuşuyor bir yandan da ağlıyordu. Beni görünce sadece bakmakla yetindi. Eğer ses kayıtlarını polise vermişse onun sonu da Ceyda'nın ki gibi olucak. Yanlarına gittim.

"Ceyda en son sizin evinizde görülmüş. Sizin evinizi aramak zorundayım."

Tamam anlamında başımı salladım. Tam şu an boku yemiştik. Yaşım tutmasa bile cezasız kalmayacağımı biliyordum. Ve sadece kendim için değil Eda için de üzülüyordum. Onu bu işe ben sokmuştum. Sakin görünmeye çalışıyordum ama ellerim titremeye başlamıştı bile.  Eda okulun camından polis arabasına binişimi izliyordu. Herşey yolundaymış gibi davranıyordum. Derin bir nefes aldım ve arabaya girdim.

Arabada sessizlik hüküm sürüyordu. Yakalanacağımı biliyordum birgün sonun böyle olacağını biliyordum ama bu kadar erken olmasını beklemiyordum tabi. Kafamı sağa çevirdim. Diğer cam kenarında Yekta oturuyodu. Bana sinirlerle bakmasını beklerken yüzüne piç gülümsemesini yerleştirilmiş bana bakıyordu. Arabada polis olmasaydı çoktan yüzüne bir yumruk atmıştım bile. Camdan dışarıyı izlemeye başladım.

Polis arabası evin önünde durdu. Derin bir nefes aldım. Sağımda polis solumda Yekta vardı. Anahtarı kapıya geçirdim. Işte şimdi başlıyoruz.

Polis sırasıyla tüm odaları gezip birşeyler inceliyordu.  Kapılardan parmak izi alıyordu. En sonunda bodrum katı hariç tüm odaları gezdiğinde bana döndü.

"Ikinizi de rahatsız ettiğim için özür dilerim."

Bir oh çektim. Erken davranmışım. Polis birden bodrum katına inen merdiveni farketti.

"Bodrum katına da bakmam lazım" dedi. Başımı salladım. Bodrum kapısının açıldığı an ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Üçümüz birden içeriyi gezmeye başlayınca kendimi o kadar kasmıştım ki aniden yere düşecek gibi oldum.  Yekta beni tuttu.

"Hey ne oluyor ? Sakin ol"

Sessizce kulağında yöneldim.

"Hem beni polise şikayet ediyorsun sonra da sakin ol diyorsun öyle mi ?"

"Ben seni polise şikayet etmedim" 

Kaşlarımı çatarak ona baktım. Daha sonra  düşerken tuttuğum elini bırakarak polisin yanına gittim. Ceyda'yı sakladığım yere gelmişik. Gözlerimi sıkıca yumdum. Adam  kaçırmaktan ne kadar hapis yatacağımı  hesaplamaya başladım. Polisin bana ani  dönüşüyle irkildim.

"Burada hiç birşey yok. Tekrar özür dilerim."

Ceyda yerinde gerçekten de yoktu. Polisi kapıya kadar geçirdim. O gidince koşa koşa bodrum katına indim. Arkamdan Yekta da geliyordu.

"Aylin beni bekler misin ?"

"Sus konuşma.  Evimden defol. " aşağı katta doğru koşmaya devam ediyordum. Bodrumun kapısını açtım. Hertarafa baktım. Yekta beni izliyordu.

"Gitmiş"

"Biraz beni dinler misin ?"

"Biraz susar mısın ?"

"Aylin ciddiyim ben. Ceyda kaçmadı."

Sinirle ona döndüm.

"Nerden biliyorsun ki ? Niye herşeye  karışıyorsun ?"

Masaların altına bakmaya başladım. Hertarafı aradığımdan emin olmak istiyordum. Yekta kolumu tuttu.

"Şunu kes artık. Ceyda yok çünkü onu ben öldürdüm" Söylediği cümle beynimde yankılanıyordu.

"Ne yaptım dedin sen ??"

"Onu öldürdüm. Yakalamanı istemiyorum"

Şaşkın bir yüz ifadesiyle dediklerini dikkatle dinliyordum.

"Aklım almıyor neden bunu yaptın ?"

"Bak açık konuşucam. Sana işbirliği teklif ediyorum. Sana Eda'dan daha çok yardım edebilirim.

SosyopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin