Mørk Serisi I - KUZGUNLARIN BÜYÜSÜ
Kar taneleri gökyüzüne ihanet edip süzülerek yere konarken, ormanın içinde ağaçların dallarını ve kar tanelerini savuran güçlü bir rüzgar esti. Kar, sükutun ve karanlığın bekçilik yaptığı beyazlarla kaplı ormana sinsi bir sessizlikle yağmaktaydı.
Kırmızıya boyanmış şeytani güzelliğe sahip bakışları etrafı taradı. Sessizlik hoşuna gitmiş gibiydi. Ayakları altında ezilen kar idama mahkum bir suçlu gibi çıt çıkarmıyordu. Başını hafifçe yukarı kaldırıp gökyüzüne baktığında kan kırmızısı gözleri ışıl ışıl, adeta bir mücevher gibi parlıyordu. Büyük bir zarafet eşliğinde yüzüne ve saçlarına konan kar tanelerinin sayısı artmaya başladı. Gücüne itaat eden kar yağışı şiddetini artırdı.
Rüzgarın uğultusu sessizliği kamçılarken küçük bir kız çocuğunun neşeli bir sesle koştuğunu gördüğünde ayakları yürümeyi kesti. Kız eğilerek bir yerlere saklandığında, kaşlarını çatarak onu izlemeye koyuldu. Kızın altın sarısı saçlarını kendininkine benzetmişti.
Görüş alanına dahil olan siyah saçlı, beyaz tenli küçük bir oğlan çocuğu "Seni bulacağım." diye bağırdığında, kızın kıkırdaması ormanın içinde yükseldi. Çocuğun kendinden emin sesi zihnini bulandırmıştı.
Geçmişin izlerini taşıyan hançer kalbinin tam ortasına saplanırken, akan kan kendiliğinde acı dolu hatıralar barındırıyordu.
"Buralarda bir yerde olduğunu biliyorum Olivia." diye seslendi çocuk neşeli ve sabırsız olduğunu belli eden sesiyle.
"Olivia mı?" diye bir fısıltı döküldü dudaklarından. 'Bu küçük kız, ben miyim?' diye düşündü.
"Woldark, Olivia hadi çocuklar gelin artık." diye bir kadının sesi kulaklarına dolarken şaşkınlığı ikiye katlandı.
Omzunda bir el, ensesinde birinin sıcak nefesini hissedince çocukların silueti buhar olup uçup gitmişti. Arkasını hızlıca döndüğünde karşılaştığı karanlık bir an başını döndürecek gibi oldu.
"İyi misin?"
Yutkundu. Başını yavaşça olumsuz anlamda sallarken gerçek, tüm çıplaklığıyla karşısında duruyordu. İçinde ateşi sönmeyen bir öfke hala varlığını koruyordu. Bu öfke gücüne güç katsada şu anda Olivia'yı yormaktan başka bir işe yaramıyordu.
Soğuk rüzgar saçlarını dalgalandırırken, "Damarlarımda akan gücü hissedebiliyorum." diye fısıldadı. "Ve bu güç beni ürkütüyor."
"Henüz ürkmeni gerektirecek hiç bir şey olmadı." dedi Woldark.
Karanlığın en derinlerinden gelen bu ses öylesine güzel ve esrarengiz geliyordu ki kulağa, karanlığın bu denli bir sese sahip olabileceğini hiç düşünmemişti Olivia.
Siyah pelerin onları zifiri karanlığa hapsederken, "Daha yeni başlıyoruz." diye bir fısıltı doldu kulaklarına.
Mørk - Danca (Danimarka dili) "karanlık" anlamına gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUNLARIN BÜYÜSÜ - Mørk Serisi I
FantasySoğuk rüzgar saçlarını dalgalandırırken, "Damarlarımda akan gücü hissedebiliyorum." diye fısıldadı. "Ve bu güç beni ürkütüyor." "Henüz ürkmeni gerektirecek hiç bir şey olmadı." dedi Woldark. Karanlığın en derinlerinden gelen bu ses öylesine güzel g...