Dönmemek Üzere

321 12 3
                                    

    Ağustos, 1976

     Sirius odasında oturmuş ve kapısını sıkıca kapatmış Sihir Tarihi kitabını okuyordu . Genelde hiç kitap okumayan Sirius çaresizlikten bu kitaba sarılmış dikkatini dağıtmaya çalışıyordu. Aşağı kattan gelen kuzeni Bellatrix in kahkahaları onu delirtiyordu fakat kavga çıkarmak istemiyordu.

- Karanlık Lord onu öldürmemi emrettiğinde onur duydum ve eğilip cübbesine yapıştım Lordum, Lordum bana güvendiğiniz için teşekkür ederim dedim. Safkan karısı yalvarıyordu fakat onun gibi bi aileye üstelik asil bir kana zarar veremezdik ; tabi şartlarımızı kabul etmeliydi . ..
     Sirius kitabı kapattı ve duvarlarındaki resimlerine doğru gitti . Sevgili Çapulcu arkadaşlarına baktı .
Ama Bellatrix susmuyordu. Anlatmayı sürdürüyordu.
- Bana katıl dedi Lord kadına. Asla diye karşı geldi ve Karanlık Lord bana bakıp başını yavaşça salladı. Ve ikisinin de işini bitirdik."
Sirius sinirlendi ve aşağı indi geçerken Kreacher ı neredeyse ezecekti .
- Sen iğrenç bi sürtüksün.
-Vay vay küçük Black odasından çıkmış ha ?
-kes sesini !
-Sus ve odana çık Sirius dedi babası tükürürcesine.
Bellatrix ezici kahkahasını atıyordu. Bir elinde de asası vardı.
- O sizi kullanıyor!
-O derken Lordu kast etmediğini varsayıyorum , iyiliğin için.
- evet o sürüngenden bahsediyorum. aptal takıntısı yüzünden bir sürü büyücü ve muggle öldürdünüz!
-Sirius yeter! Derhal sesini kes . Seni bir daha uyarmayacağım . Dedi Orion Black. Ancak onu ne Sirius ne de Bellatrix dinlemiyordu.

-Bu ne cüret ! Onlar Karanlık Lord a karşı geldiler ! bunu hak ettiler ! Eğer ailene ve ne yazık ki damarlarında akan safkana saygın olsaydın sen de Karanlık Lord'a hizmet ederdin.

-Asla! Onlardan, senin gibi biri olmaktansa ölmeyi yeğlerdim!
-Ona hizmet etmediğin için zaten öleceksin !
     Ve Bellatrix e lanet gönderdi. Kuzenine karşı çıktığını gören anne ve babası ona hızla lanetler gönderdiler . Ve kısa bir düello yaptılar . Babasının gönderdiği acımasız lanetler ellerini ve kollarında derin yaralar açıyordu . Üç kişiye karşı tekti . Büyüler gönderirken 16 yaşında olduğunu unutmuştu . Unutmamış bile olsa umrunda  olmazdı o sırada. Pencereden çığırtkan taşıyan baykuş süzüldü mektubu bırakıp giderken bir başka baykuş daha geldi . Düelloyla meşgul olan Blackler mektupları açamadılar . Kısa bir süre sonra çığırkanlar yüksek sesle patladılar . Patlama seslerine her biri kısa süreliğine dönmüşlerdi. Annesi ona iğrenerek bakıyordu . Asasını tekrar öz oğlu Sirius a doğrulttu . Ona birkaç lanet daha gönderdi . Annesinden gelen bir lanete karşılık verirken İstemese bile yaptığı bir büyü kardeşi Regulus'a çarpmış ve başından kanlar akmasına sebep olmuştu. Walburga Black asasını fırlatarak oğlunun yanına koştu ve parmağını öfkeyle Sirius a doğrulttu:

- Senin gibi oğlum olduğu için utanç duyuyorum. Asil Black hanesinin en iğrenç üyesi sensin. Slytherine seçilmeyi bile beceremedin . Def ol bu evden ! Gözümün bir daha seni göremeyeceği kadar uzaklaş buradan!
Bir saniye bile düşünmeden kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında bir baykuş daha geliyordu . Öfkeyle baykuşa kolunu savurdu ve Evden ayrıldı .  Yanına tek bir eşyasını bile almayan Sirius evini sonsuza kadar terk etmiş ve Potter malikanesine doğru yürümeye başlamıştı .

      Çekinerek kapıyı çaldı ve kapıyı James in annesi Euphemia açtı. Sevinçle:
"Ah Sirius ! Tatlım , bu ne hoş sürpriz- derken durakladı ve Sirius un donuk ifadesine baktı. Ellerinden hala kan akıyordu.
"Sirius ! Ellerine ne oldu öyle ? İçeri gel hemen ellerine bakalım." İkisi içeri girerken merdivenlerde James göründü.

"Biri Sirius mu dedi?" diye sordu ve arkaşının halini görünce hemen yanına koştu. Sirius ona anlamlı bir bakış atınca :

-Tamam anne gerisini ben hallederim. Euphemia James in kolundan tuttu

-Emin misin en azından yaralarına baksaydım.
"Tamam anne ben yaparım , söz veriyorum."

Sirius un koluna girerek onu odaya çıkardı. Yatağına oturttu ve karşısına bir sandalye çekti. Şifonyerinden asasını aldı ve Sirius un ellerine doğrulttu.

-Önce şunları halledelim. Asasını bir süre ellerinde gezdirdikten sonra kanama durdu ve en az bir ay önce kapanan birkaç yara izine dönüştürmeyi başardı. Bu konuda Remus un her ay başına gelenlerden sonra epey ustalaşmışlardı.
"İşte oldu ." Dedi gülümsemeye çalışarak .
-Teşekkür ederim James.

-Anlat dostum. Neler oldu?

Sirius kıvranıyordu.Ayağa kalktı ve pencereye doğru ilerlerdi. James onun işaret parmağını dişlediğini görebiliyordu. Gözlerini sildi ve James e dönüp bütün olan biteni anlattı.

-Onların ailem olduğu gerçeğini taşıyamıyorum. Nasıl olur da Voldemort un peşinden giderler ve beni buna itmeye çalışırlar ? Benden utandıklarını söylediler James,oğullarından.

-Tamam dostum geçti.
-Neden ben daha normal bi ailede doğmadım ? Neden böylesine kötüler James aklım almıyor bunu.
-Ailemizi seçme şansımız yok dostum ne yazık ki.
-Asıl ben onlardan utanıyorum . Onlardan seçtikleri bu yoldan . Ama en kötüsü ne biliyor musun? Black soyadını taşıdığım için herkes beni onlar gibi sanıyor .
- Sirius dinle. Sen ailen gibi değilsin . Sen iyi birisin , cesur ve temiz kalplisin . Hatırı sayılır pek çok kişi bunu biliyor zaten .
-Bilemiyorum dostum. Senden bir şey isteyebilir miyim?
- Burada istediğin kadar kalabilirsin.
- Sağ ol James. Sen sahip olduğum en değerli kişisin, İnan bana.

James gibi bi dostunun varlığı Sirius a güç veriyordu. Onu her zaman koruyacağına bir kez daha söz vermişti içinden.

~~~
Yorumlarınızı ve takiplerinizi bekliyorum. Sevgiyle kalın !

MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin