Lily ve James Gryffindor ortak salonuna el ele geldiler .Ancak kimse ortalıkta görünmüyordu . James pelerinini katlayıp çantasına koydu. Lily e dönüp iki elini de tuttu :
-. Hala bu anın gerçek olduğuna inanamıyorum . dedi başını sallayarak.
Lily ufak bir gülümsemenin ardından uzanıp James in yanağına bir öpücük kondurdu .
-Ama gerçek . dedi. Hey, yatakhanene geçsen iyi olur hala dinlenmeye ihtiyacın var .
-Ah hayır ! Ben iyiyim . Hem senin yanından ayrılmak istemiyorum. Lily nin beline sarıldı.
- Ama en azından benim uyumama izin ver !James ufak bir dudak bükmeden sonra:
-Gel , dedi. Lily i elinden tutup şöminenin karşısındaki kırmızı koltuğa götürdü .
-Burada uyuyabilirsin . dedi. Oturdu ve elini dizine koydu .
Lily ona baktı ve gülümsedi.
-Buna hayır demeyeceğim.
Lily de koltuğa oturdu ve sonra başını James in dizine koydu. James Lily nin saçlarını okşamaya başladı.
-Masal ister misin ? Dedi dalga geçerek .
-Hayır dedi Lily.
-Vaktiyle alacakaranlıkta ıssız dolambaçlı bir yolda seyahat eden üç erkek kardeş varmış...
- Hey uyumak üzere olan birine üç kardeşin hikayesi anlatılmaz !-Nedenmiş bayan Evans?
-Çünkü bu ürkütücü bir hikaye. Başka bir şey deneyebilirsin.
-Ah Muggle hikayeleri gibi mi ?
-Evet ama bilmediğin için yorum yapamayacaksın . Muggle hikayeleri bu konuda daha iddialı, emin olabilirsin.
- Sana o hikayeleri bilmediğimi düşündüren nedir?. Mmm neydi Güzel ve Çirkin , Rapunzel...
-Hey bunları nereden biliyorsun?
-Hogwarts a gelmeden önce muggle okuluna gitmiştim .
-Gerçekten mi ! Muggle dünyasına tamamen yabancı değilsin yani.
-Hiçbir dünyaya yabancı değilim demek daha doğru olur .
Lily burnunu büktü. James bundan çok hoşlandı ve uzanıp burnundan öptü.
-Pekiii... Söyle bakalım ailenizdeki çiçek sevgisi nereden geliyor ? Kardeşinin adı Petunia ydı değil mi ?
-Bunu nereden biliyorsun ?
James kaşlarını kaldırdı.
-Tanrı aşkına 4 yıldır sadece saçmalıklar yapmadım senin hakkında epey bir bilgiye sahibim .
-Ah evet, şey . Çiçekleri neden bu kadar seviyorlar bilmiyorum. Ama ailemizdeki her kadının ismi bir çiçek isminden geliyor . Annemin adı da Camelia. İlerde benim de bir kızım olursa ona da bir çiçek ismi koymayı düşünüyorum, Violet gibi. Sence de güzel değil mi-
Lily sustu ve biraz kızardığını fark etti. James bundan inanılmaz bir keyif almıştı .
-Biliyor musun bizim ailemizde de ilginç bir gelenek var . Doğan erkek çocuklarına ikinci isim olarak babasının ismi verilir . Hiç sevmesem de benim ikinci ismim Fleamont. Biliyor muydun?
-Fleamont mu ? Hey bu ismi daha önce hiç duymamıştım . Gerçekten ilginç .
-Sağ ol . dedi James soğuk soğuk.
-Hey! Alınma Potter ! Lily James i neşelendirmek için :
-Ama oğlun olursa ikinci ismini çok seveceğinden eminim.
James in yüzünde salak bir ifade oluştu ve çarpık bir şekilde gülümsedi. Ufak bir hayale kapıldı o an : Lily ve o vardı. James in kucağında bir erkek çocuğu, anne ve babasına gülümsüyor.
-E-evet. Sanırım .
Lily yüzünü şömineye döndü ve
-Masalı anlatmaya devam edebilirsin.. dedi ve gözlerini kapattı .
James usulca masala devam etti ve Lily bir süre sonra uykuya daldı. O da başını geriye yasladı ve hayatının en güzel uykusuna kendini bıraktı .Sabahın ilk ışıklarıyla çoğu Gryffindor uyanmıştı ve hazırlanmaya başlamışlardı . Dorcas uyuklaya uyuklaya saçlarını asasıyla düzeltiyordu. Marlene tamamen uyanık ve heyecanlıydı , çünkü bugün Sirius la Domuzkafasına gideceklerdi. Hepsinden erken kalkmış ve duş almıştı . Hızla saçlarını kuruttu ve sıkı bir atkuyruğu yaptı.
-Hey Doe ! Nasıl görünüyorum ?
-Ha ? Ne ? Evet , Harika...
- peki saçlarım ?
-evet muhteşem dedi esneyerek
-Umarım Sirius beğenir.
Dorcas gözlerini devirdi .
-Lily bu gece de gelmemiş , sanırım James hala hastanede .
Dönüp Lily nin bozulmamış yatağına bakan Dorcas başını salladı
-Evet onu yalnız bırakamıyor. Remus artık onların olduğunu düşünüyor .
-Gerçekten mi ? Pek emin değilim.. Lily hislerini belli eder mi dersin?
-Marls! İki gecedir James in başından ayrılmıyor !
- Ah neyse haydi kahvaltıya inelim . Dorcas merdivenlerden inmeden Remus un fotoğraf makinesinin hala onda olduğunu hatırlamış ve geri dönmüştü. Yatağının yanındaki çekmecede olan makineyi aldı ve çantasına koydu. Ortak salona inerken merdivenlerin başında sevgilisini bekleyen Remus u gördüler . Yüzündeki yaralar onu hayli hasta gösterse de Dorcas ı görünce yüzü aydınlanıyordu . Dorcas gidip Remus u öptü. Arkalarından cüppesini giymeye çalışan saçları dağınık bir şekilde biri geliyordu : Sirius Black . Marlene in aksine özensiz ve fazla uykuluydu.
-Ah günaydın !
Dorcas gözleriyle Sirius'a bir şey anlatmaya çalışıyordu . Dudaklarından okuyabildiği kadarıyla saç demek istediğinden emindi. Saçları mı dağınıktı ? Yoksa Snape gibi mi görünüyordu ? Eliyle saçlarını düzeltmeye çalıştı . Dorcas başını salladı ve ona bir şeyler anlatmaya çalışmaktan vazgeçti. Remus un elini tuttu ve önlerine geçip yürümeye başladılar. Sirius Marlene 'e uykulu olduğunu belli etmemeye çalışsa da az sonra yırtılacakmış gibi açtığı ağzı onun bu çabasını boşa çıkarıyordu. Dorcas büyük bir nefes almış ve tam Sirius un önünde birden durmuştu. Sirius homurdandı ve Remus ve Dorcas ın neye baktığını merak etti. Başını Remus un omzuna doğru uzatan Sirius kırmızı koltukta uyuyan çifte baktı. En yakın dostu James ve Lily Evans! Sirius birden geri çekildi ve ortak salon yatakhane ayrımının taş duvarına kafasını çarptı . İnleyerek başını tuttu. Dorcas parmağıyla ona sus demeye çalışıyordu. Dördü de hem şaşkın hem de epey sevinçliydiler. Demek sonunda bu ikili doğru olan kararı vermişlerdi. Remus:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders
Fanfiction"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum." 👣 Çapulcular' ın Hogwarts maceraları, aşkları, kahkahaları, kaymakbiraları, savaşları ve sonsuza kadar sürecek bağlılıkları... From the Harry Potter's world.