Remus un yaralarını kontrol etmek için gelen Madam Pomfrey onları öpüşürlerken gördü ve küçük bir
- Ah, aman Tanrım. dedi
Madam Pomfrey in gelişini duyan çift aceleyle ayrıldı ve ikisi de kızarmıştı.
- Bay Lupin, iksir etkisini göstermiş olmalı izin verirseniz kontrol etmek istiyorum.
- Şey , evet tabi ki Madam Pomfrey.
Kontroller bittikten sonra
- Bu gece burada kalmanıza gerek yok Bay Lupin. Yaralarınız iyi durumda.
- Teşekkürler Madam Pomfrey.dedi Remus ve Madam Pomfrey in dışarı çıkışını izledi .
Döndüğünde Dorcasın yüzü hala kızarıktı ve eliyle yüzünü saklamak için alnını kaşıyordu.
- Imm , artık çıkmak ister misin ? Dışarı yani ? Yani gerçekten iyiysen..
Remus usulca eline uzandı ve:
- Hiç bu kadar iyi olmamıştım Doe.
Ona aşkla gülümsüyordu . Dorcas Remus un giyinmesine yardım etti ve el ele hastaneden çıktılar .
Çapucular saatin geç olmasına rağmen hala uyumamışlardı ve Remus u bekliyorlardı. Birkaç koltuk arkalarında ise Marlene ve Lily oturuyorlardı. Onların duymaması için kısık sesle konuşuyorlardı .Peter:
- Sizce Dorcas a açıklamakla hata mı ediyor ? O iyi biri ancak Remus tan korkarsa..
- Remus tan korkamaz! Remus o ! Dedi Sirius.
- Ben de korkacağını sanmıyorum . Dorcas onu dinleyecektir . Ve sırrı saklayacağına eminim. Hem Aylak ona güvenmese sırrını paylaşmazdı. dedi James.
Sirius ayaklandı ve :
- Ben yanlarına gideceğim . Pelerin çantanda mı ?
Merdivenlere doğru yürürken portrenin sesini duydular ve dönüp baktılar .
Remus ve Dorcas ele eleydiler ve gülümsüyorlardı . Çapulcular birbirlerine baktılar . Lily ve Marlene de onlara bakıyordu ve Marlene yavaşça ayağa kalktı.
- Merlin' in sakalı ! Dorcas ! Remus ! Tebrik ederim!! Dedi ve arkadaşına sarıldı .
- Çocuklar bunu uzun zamandır beklediğimi itiraf etmeliyim ! Tebrikler ! Dedi Lily .
Sirius koştu ve Remus a sarıldı .
- Remus ! Dorcas ve sen ha ! Tebrikler !
- Teşekkürler Patiayak dedi Dorcas.
Sirius Remus a baktı ve "ne demek oluyor bu" bakışı attı.
Remus gülerek:
- Sorun yok dostum!
- Anlaşılan artık o da bizden biri . Tebrikler dostum , Dorcas" dedi James .
Sirius zıplamaya başladı ve iki elini de şaklattı:
- Heyy bunu neden kutlamıyoruz ha ?
- Yo yo yo Sirius. Saat çok geç oldu! diye karşı çıktı Lily ancak Sirius çoktan yatakhaneye gitmişti . Döndüğünde elinde bir şişe Elf yapımı şarap vardı.
- Bir şey mi dedin Evans? Dedi kaşlarını çatıp duymaya çalışarak.
James Lily e döndü ve
- Onu bugün görmezden gelsek hepimizin için sağlıklı bir karar vermiş oluruz. Bir sorun olmayacak güven bana dedi.
Lily istemsizce gülümsedi ve onlara katıldı.
Sirius herkesin kadehini doldurdu. Herkes masadan aldı ve kadehlerini kaldırdılar . Sirius:
" Remus ve Dorcas'a" dedi , herkes onu tekrarladı ve şaraplarından içtiler .
James ayağa kalktı kısık sesle romantik bir müzik açtı ve asasıyla Işıkları döndürdü . Şöminenin üzerindeki mumları yaktı ve onları dansa davet etti. James Lily e bakıyordu. Sene başında onu geri çevirmişti ve tekrar sormak için korkuyordu. Sirius James'in yanına gitti.-Ne bekliyorsun?
-Korkuyorum . Beni geri çevirmesine o kadar alıştırdı ki.
-Saçmalama Çatalak, hem siz arkadaş değil misiniz ?
-Evet öyleyiz.
-Hadisene git dans etmeyi teklif et ! dedi ve onu dürttü kulağına eğilip " Yiğittir Gryffindor çocukları" dedi. James Lily e yaklaştı:
-Dans edelim mi , Lily ?
Elleri titreyerek ona elini uzattı ve Lily ilk defa James i geri çevirmeden , büyük bir yumuşaklıkla James in elini tuttu. James in kalbi çok hızlı atıyordu, belki denese konuşamazdı. Salonun ortasına geldiler, birbirlerine döndüler. Lily bir elini James in omzuna yerleştirdi. James se Lily nin nazikçe belini tuttu. Elleri birleştiğinde gözleri dans sonuna dek ayrılmamak üzere kenetlenmişti .
Hala şömine karşısında oturan Peter Sirius ve Marlene dans eden arkadaşlarını izliyorlardı . Sirius ve Marlene in bakışları ara sıra kesişiyordu ancak tek kelime etmiyorlardı. Bir süre sonra Sirius kalkıp Marlene in yanına oturdu.
- Ahh kadınlar! Hep onlar teklif beklerler... Bir kez gururlu olmayıp sen davet etseydin dans konusunda epey ustalaşırdık. Dans etmek ister misin McKinnon?
Marlene gözlerini devirdi ve arkadaşlarını izlemeye devam etti. Sirius:
-Hey ! Cevap bekliyorum.
- Böyle kaba bir teklife ne cevap vermemi bekliyorsun Sirius?
- Kaba mı ? Marlene ! Tanrı aşkına sadece bir soru sordum.
- Sirius, benimle oynuyorsun. Sürekli etrafımdasın bana aşık gibi davranıyorsun ama başka kızlara da böyle davranıyorsun. Ben.. ben , bu yaptıkların beni incitiyor.
Şaşıran Sirius:
- İnciniyor musun? Marlene. Hiçbir dediğimi ciddiye almıyorsun!. Sana söylediğim ne varsa dalga geçiyorsun. Yanına yaklaştırmıyorsun bile !
Gözleri dolan Marlene:
- Çünkü beni korkutuyorsun. Eğer sana karşılık verseydim ve bir ilişkiye başlasaydık sana.. Ah, lanet olsun deyip başını salladı . Artık hıçkırıyordu.
Marlene in başını elleri arasına almaya çalışan Sirius ' a engel olan Marlene :
- Lütfen dokunma Sirius. Senin sadece bir gece geçirdiğin , hiçbir şey hissetmeden öptüğün bir kız olmak istemiyorum . Lütfen benden uzak dur .
Sirius şaşkınlıkla Marlene in arkasından baktı.Peter ona şişeyi uzattı:
- O zaman neye içiyoruz dostum? dedi.
-Ahmaklığıma diye cevap verdi Sirius.Marlene yatakhaneye geldiğinde içerde ağlamasına rağmen kendini ne kadar fazla sıktığını fark etti. Çünkü hıçkırıklara boğulmuştu . Ailesinde olan problemler zaten yeterince büyük bir yükken omuzlarında bir de yetmezmiş gibi kalbine de bir yük binmiş , Sirius a aşık olmuştu . Ona hem sıkı sıkı sarılmak istiyor hem de ondan deli gibi korkuyordu . Onun içini görebiliyordu . Sirius un yumuşacık bir kalbi olan yaralı ve minik bir çocuk gibi gerçek sevgiye muhtaç olduğunu biliyordu . ama ona hayatına dahil edecek kadar güvenemiyordu. Öyle olmadığını bilse de görüldüğü kadarıyla Sirius çapkın şımarık hiçbir şeyi umursamayan ukalanın biriydi. Marlene ikilemleriyle boğuşurken yarım açık kalmış pencereden girmeye çalışan Uralensis ona öfkeli öfkeli sesler çıkarıyordu . Onu fark ettiği anda kalkıp pencereden kurtardı . Burnunu çekerek onunla konuşmaya başladı .
-Ah iyi misin Ural? Neler getirdin bakalım ? Bir mektup, gene felaket haberleri mi getirdin bana ? Artık dayanamıyorum biliyor musun? Tekrar ağlamaya başladı . Uralensis ona doğru seke seke yaklaştı. Başını tıpkı bir kedi gibi koluna sürttü.
Marlene mektubu açtığında bir süre duraksadı. Mektup Saint Mungo dandı . Bildiği kadarıyla tanıdığı hiç kimse orada tedavi altında değildi . Endişeyle okumaya başladı.
"Sayın Bayan Mckinnon,
Yarın saat 9' da iki seherbaz eşliğinde Saint Mungo'ya gelmeniz gerektiğini aciliyetle bildiririz. Anneniz Bayan Wawet Mckinnon bugün Azkaban'dan şifahaneye yönlendirildi."
Not: Başyönetici Albus Dumbledore randevunuz hakkında bilgilendirilmiştir.Ertesi sabah erkenden kalkıp hazırlanmıştı . Geceden hazırladığı bavulunu almak için asasını yatağının altına doğrulttu. Sandığına taktığı metal anahtarlık korkunç bir gıcırdamayla odadaki arkadaşlarını uyandırmıştı. Lily irkilmiş Dorcas ise söylenerek uyanmıştı.
"Marlene ? Napıyorsun, erken değil mi henüz? dedi Lily.
"Afedersiniz. Sizi uyandırmak istememiştim. dedi telaşla.
"Sen iyi misin diye sordu lily kalkıp onun yanına geldi.
"Evet, evet iyiyim-
"Marlene neler oluyor anlatır mısın?MArlene i tutup yatağa oturttu. Dorcas da başına gelmişti.
"Dün gece.. bir baykuş geldi. St Mungo'dan.
"Hasta biri mi var " dedi Dorcas.
"Aslında değildi. Yani hem hasta hem de değildi. Anlayamıyorum.
"Marlene burada kimden söz ediyoruz.? dedi Lily sabırsızca.
"Annemden.
"Ama o , yani o Azkaban'da değil miydi ?
"Evet öyleydi ancak, Ah bilemiyorum . Benim gitmem gerek. Tatilden sonra görüşürüz.deyip bavulunu yanında sürükleyerek odadan ayrıldı. Bahçeye çıktığında Albus Dumbledore onu karşıladı. Hogsmeade e yürümeleri gerektiğini söyledi. Ortalama 20 dakika yürüdüler. Domuzkafasının arkasına geçtiklerinde iki kişi gördüler .
"Günaydın dostlarım.Bayan Mckinnon bu iki seherbaz sizi St Mungoya götürecek,güvenliğiniz için. Endişelenmeyin."
"Anlıyorum profesör."
"Günaydın bayan Mckinnon, ben Fabian Prewett bu da Dedalus Diggle . Hemen gitmemiz gerek, hazır mısınız?
"Evet, hazırım. "
"Lütfen kolumu tutun, profesör iyi günler dilerim " dedi ve üçü ortadan kayboldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders
Fanfiction"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki, hayırlı bir şey düşünmüyorum." 👣 Çapulcular' ın Hogwarts maceraları, aşkları, kahkahaları, kaymakbiraları, savaşları ve sonsuza kadar sürecek bağlılıkları... From the Harry Potter's world.