A.Ş.K

75.7K 3.4K 1.1K
                                    

Merhaba KY ailesi!
Sizleri bekletmek istemeden minnacık bir bölüm yazdım, devamı hemencik gelecek emin olabilirsiniz.

Keyifli okumlar!

"... Bir baktım Yağız, Akına silah doğrultmuş. Sonra o silah sesini duyduğumda dünyam başıma yıkıldı zaten."

Sözlerimi yarıda kesen boğazıma oturan bir yumruydu. Ali, Çağan, Bartu, Barlas beni dikkatle dinlerken Esma, karşımda oturup hiç değişmeyen sert ifadesiyle beni dinleyen Akının yanına gidip ağlamaklı sesiyle sarıldı.

"Canın çok yandı mı babam?"

Akın, Esmaya sıkıca sarılıp gülümsedi ve saçlarını öptü.

"Anneni kaybettiğimi sandığım o gün kadar acıtmadı."

Bana bakarak söylemişti bunları. Gülümsedim, gülümsedi.

"Kolundan eline akan kanı görmemle koştum yanına. Ama sanki ben vurulmuşum gibi öyle bir acı hissettim ki anlatamam..."

Bartu doğrulup güldü.

"O zaman seviyor muydun ki acımasız güzel katilini?"

Akın kaşlarını kaldırıp muzip bir bakışla vereceğim cevabı bekledi.

"Seviyormuşum ki öyle hissettim..."

Ali araya girdi.

"Sana bunca şeyi yaşatan birini nasıl sevdin?"

Gülerek ona döndüm.

"Manyaklık bende işte. Babana aşık olmak, senin küçükken benden dayak yiyip yine 'anne' diye ağlayarak bana koşman gibi bir şeydi."

Hafifçe başını salladığında Akının aşk dolu bakışları üzerinden hiç eksik olmuyordu.

"Sonra tekrar Yağızın silah doğrulttuğunu gördüm. Akını itmemle silahın tekrar patlaması bir oldu. Sonra evi arabayı yakıp ölüme terketti bizi. Ama babanız vazgeçmek nedir bilir mi? O yaralı koluyla beni hastaneye kadar taşıdı."

Çağan derin bir nefes alıp,

"Vay be dillere destan..."

Akın doğrulup saatine baktı.

"Hadi yataklara."

Hiçbiri itiraz etmeden kalkıp yukarı çıkarken ben kahvemi içip fal bakması için çocukluk arkadaşım Uğura fotoğrafını çekip gönderdim.

"İnanma şu saçma şeylere."

Diyen Akına dönüp kaşlarımı çattım.

"Ya Uğur, Türkiye'nin en iyi falcılarından-"

Sözümü bölen Akının telefon sesi oldu. Saat hayli geçti. Akın telefonu eline alıp hiçbir şey söylemeden bahçeye yöneldi. İçime bir öküz yer edinirken telefonuma gelen mesajla göz ucuyla ekrana baktım. Mesaj bankadandı. Kaşlarını çatıp mesajı okumak için telefonun kilidini açtım. Akın yine birine para göndermişti. Son iki haftadır karttan gönderdiği paranın haddi hesabı yoktu.

Hemen yan koltukta duran Çağanın bilgisayarını alıp banka hesabına girdim. İki haftada yaklaşık dokuz yüz bin TL para havale edilmişti. Üstelik Alev Keskin adında birine.

İçimi saran korkuyla ekrana öylece bakarken telefonum tekrar titredi. Bu kez Uğur mesaj atmıştı. Açıp okumaya başladım.

"Bade, üzgünüm ama gördüğüm tek şey boynuz... Dikkat et, yoksa üzülecek gibisin."

KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin