MERAABAA EVET UZUN BİR SÜRE YAZMAYACAĞIMI SÖYLEMİŞTİM AMA 1 TANEDE OLSA OKUYUCUM VAR ARTIK YANİ SANIRIM NEYSE HERŞEY YAVAŞ YAVAŞ BU İŞTE YENİYİM SOUÇTA ZAMAN BULDUKÇA HİKAYENİN LİNKİNİ ORAYA BURAYA ATIYORUM NEYSE BUNUDA BİR GEÇİŞ BÖLÜMÜ OLARAK SAYIN BİR DİĞER BÖLÜMDE 6 AY SONRASINA GİDEBİLİRİZ BİLMİYORUM DAHA TASARLAMADIM ŞİMDİLİK BUNUNLA İDARE EDİCEZ ASDFGHJ NEYSE BENİ GÖREN VARSA SEVİYORUM SENİ ASDFGH BU ARADA İLK BÖLÜMLER OLDUĞU İÇİN SIKILMANIZ NORMAL AMA İLERİDE SEVECEĞİNİZİ UMUYORUM BİRKAÇ BÖLÜM SONRA HEYECAN GELECEK EMİN OLUN SADFGH
KEYİFLİ OKUMALAR..
Bir buluşma ne kadar kötü geçebilir mi? ciddiimiyim ben?!Tanrı aşkına sadece biraz normal olamazmıyım.Buraya gelmeden önce yaşadığım "Yapma molly.Bu kadar makyaj fazla değilmi moolly.Hayır asla o iğrenç leopar desenli şeyi giymem molly.Bu kadar fazla sıkma şu parfümü molly" gibi bir hazırlık evresinde bu saçma masanın ve bu saçma sandelyenin üzerine fırlatılmış gibiyim.Sadece rahatlamak için aldığım ki adını bile bilmediğim içkinin tadı bile bu kadar berbatken mutlu olmamı beklemeyin.Aptal Molly! Sadece yarım saat önce bu kapıdan içeri girerken ona yaptığım "Eğer beni yalnız bırakırsan evren üzerinde hiç görülmemiş işkenceleri üzerinde uygularım.Sakın ama sakın beni yalnız bırakma" temalı konuşmanın hiç bir yararının olmadığını buraya tamamen yalnız oturduğumda anlamıştım.konuşmamdada belirttiğim gibi ona ne tür işkenceler yapabilirim diye düşünüyordum.Sonuçta ben bu aptal yerde,bu aptal masada,rahatsız edici pembe tonlarındaki aptal sandalyede,aptal içkimle ve tam anlamıyla bir aptalla yalnız bırakıp gitmişti.gözlerimi bardağımdan çekip düşüncelerimden sıyrıldım. "Sanırım..artık tanışmamız gerekiyor,çünkü biz insanlar yeni biriyle tanıştığımızda ilk olarak isimlerimizi öğreniriz.Sizin oralarda işler nasıl yürüyor?" Kafasını hafifçe sallayıp "Harry" diye mırıldandı.
"Lee" dedim yavaşça.Kısa bir sessizlikten sonra "Tam adın ne?" diye sordu yüzümü hafifçe buruşturup."Lena Medaline Millicent J.T."dedim genelde ismimle dalga geçerlerdi bu sefer buna izin vermeden "Peki..seni?"
"Harold Edward Milward Styles." kafamı sallarken önümde duran yemeğe baktım çatalı elime alıp biraz tavuk parçalarıyla oynadıktan sonra devam ettim "Sanırım nasılsın,naber falan demelisin"dedim çatalı birkaçkere savurarak.Sonra gözlerine baktım dudağı hafifçe kıvrılırken "Naber?"dedi. "İyi" diye mırıldandım tekrar.Gerçekten fazla boğucu,sıkıcı,bunaltıcı ve dayanılmaz bir saçmalığın tam ortasındaydım ve kendimi şimdiye dek hiç olmadığım kadar pişman hissediyorum.Uzun bir sessizliğin ardından birkaç parça tavuk yerken "Eee ne yapmaktan hoşlanırsın" diye sordum farkındayım fazla berbat bir giriş yaptım ama konuya birinin girmesi gerekiyordu.Bu kişi ise karşımda oturan man kafalıydı.Açık konuşmam gerekirse hiç böyle hayal etmemiştim.Buluşacağım kişinin çok kibar oldukça sevimli ve sürekli bana iltifat eden bir budala olacağını düşünmüştüm.Öyle bir budalayı karşımdaki aptala tercih edeceğim kesindi.Ben bunları düşünürken sorum havada asılı kalmıştı.
Sonrasında ise Harry boğazını temizleyip "Millicent"diye mırıldandı."Lena"diye düzelttim.Millicent ismini sevmezdim ve o aptalsa en saçma ismimle hitap ediyordu.Kafsını salladıktan sonra devam etti.
"Bak Lena ben yeni bir ilişkiden çıktım.Sanırım yeni bişeyde istemiyorum.Seni anlıyorum benden hoşlanmış olabilirsin.Ama üzülme karşına benden daha iyi birileri çıkar buna eminim."
Gözleri açılırken suratına baktım ve sinirden kızaran yanklarımı umursamadan konuşmaya başladım.
"Senden hoşlandığımıda nereden çıkardın.Tanrı aşkına seni daha önce hiç görmedim bile.Hem buraya zorla getirilen benim"diye çemkirdim.
"Zorlamı?"dedi ukalaca gülmserken devam etti"Hadi ama reddedildin diye saçama sapan yalanlar söylemek zorunda değilsin.Anlıyorum bir kız için reddedilmek zor olsa gerek."
Yanımda duran peçeteyle ağzıma yavaşva sildikten bana öylece bakarken tekrar konuşmaya başladım. "Ben mi reddedildim?Sana herhangi bir şey için teklifte bulunmadım aptal herif.Bu sadece aptal arkadaşım molly ve daha adını bile bilmediğim aptal arkadşının ayarladığı basit bir buluşmanın kurbanıyım.Ve inan bu saçma yerde isteyerek bulunmuyorum.Senin bu egonu kim şişirdiyse o aptalında canı cehenneme!"
Tamam farkındayım bugünlerde aptal kelimesini fazla kullanıyorum.Ama durumu özetlemek gerekirse etrafım aptallarla çevrili.
Gayet ciddi duran suratına iğrenerek baktım masanın kenarında duran çantamı aldıktan sonra sandalyeyi sertçe ittim ve masanın diğer tarafına geçtim.Gözleriyle beni takip ederken kulağına eğildim.
"Ve son olarak..Sen.Egoist moronun tekisin Harold Edward Milward Styles.Bu yüzden geldiğin cehenneme dön."diye fısıldadım.Doğrulup zafer gülümsememi yüzüme yerleştirirken o kaskatı kesilmişti.Onu umursamadan hala otel restaruantımı yoksa öylece lüks bir cafemi anlayamadığım yerin kapısından çıktım.Emin adımlarla yürürken.Tam manasıyla ateşlenmiş nükleer bir bomba gibiydim.
Ve tek bir hedefim vardı.
Molly.
LÜTFEN VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN GERÇEKTEN ÖNEMLİ TEŞEKKÜR EDERİM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAGIC
Fanfic"Gerçekleştirilmesini istediğim çok hayalim var.Sadece.Beni.Bırakma..Hiçbir zaman.-Lee"