8. Tırnak yeme terapisi
Lawrance LeShan, insan beynine subliminal mesajlar göndererek kötü alışkanlıkların durdurulabileceğini iddia etmişti. Bu alışkanlıklar arasında tırnak yeme de vardı. Bir grup insanın uyumakta olduğu bir odada "tırnaklarım çok pis ve iğrenç" cümlesini yüzlerce kez tekrarlayarak, bilinçaltının derinliklerine ulaşmaya çalışan LeShan, bu uygulamanın %40 oranında başarıya ulaştığını gördü. Fakat sorulması gereken başka sorular vardı: Odadaki insanlar deney esnasında gerçekten uyuyorlar mıydı?
9. Cüce insanlar
Zehirbilim konusunda ilk bilimsel çalışmaları gerçekleştiren Paracelsus, 1500'lü yıllarda yaşamış bir kimyagerdi. 'Bilinçaltı' kavramına klinik anlamda değinen ilk insan olarak da bilinen Paracelsus, homunculus ismiyle anılan 'cüce insanlar' yaratmasıyla ünlenmişti. Bu canlıları yaratmak için insan yumurtaları bir ata enjekte edildikten sonra at doğum yapana kadar insan kanıyla besleniyordu. Fakat Paracelsus'un başarıya ulaştığı gösteren hiçbir kanıta bugüne kadar rastlanmadı.
10. Ölü canlandırma
Henüz çocukken bir dahi olduğu anlaşılan Robert E. Cornish, Californiya Üniversitesi'nden 18 yaşında mezun oldu ve doktorasını 22 yaşında tamamladı. Cornish'in takıntısı ölü insanları yeniden hayata getirmek yönündeydi. 1930'lu yıllarda, ölü hayvanları yeniden hayata döndürmek için araştırmalar yaptı. Bu deney için yavru tilkileri kullanan Cornish, ölü hayvanlara adrenalin ve antikoagülanlar enjekte ederek kan akışlarında meydana gelen değişimleri gözlemledi. Bazı hayvanlar çok kısa süre için de olsa hayata geri döndü, fakat gözleri görmüyor ve beyinleri düzgün çalışmıyordu. Çılgın doktor, bu başarısını insanlar üzerinde hiçbir zaman elde edemedi.
11. Ruhumuzun ağırlığı
Dr. Duncan MacDougall, insan ruhunun bir ağırlığı olduğunu ilk kez keşfeden kişiydi. İnsan öldüğü anda bedeninde yaşanan ağırlık kaybını ölçebileceğini ve bu ağırlığın da ruhun kütlesi olduğunu iddia eden Duncan, ölümü çok yakın olan hastaları incelemeye aldı ve her birinde ölümden sonra yaşanan ağırlık kaybının 21 gram olduğunu keşfetti. Bu da demek oluyor ki ruhumuz 21 gram ağırlığındaydı. Dr. Duncan'ın bu çalışmaları dünyasında hiçbir zaman önemli bir yere sahip olmadı ve unutulup gitti.
12. Kendi kalbiyle oynayan adam
Alman adamı Werner Theodor Otto Forssmann, 1929 yılında kendi bedeni üzerinde gerçekleştirdiği bir deney ile ün salmış. Hiç kimsenin yardımı olmaksızın önce lokal anastezik alan, ve sonra kolunda açtığı bir oyuğa kateter sokarak kendi kalbine ulaşan bu çılgın bilim adamı, bu çalışması yüzünden işten kovulmuştu. Fakat 1956 yılında, kardiyak kateterizasyon işlemine olanak sağlayan bir prosedür geliştirdiği için tıp alanında ödülüne layık görüldü.
13. Frankenstein
1673 yılında Frankenstein Kalesi'nde doğan smyager Conrad Dippel, zamanının büyük çoğunluğunu anatomi ve simya alanlarında çalışarak geçiriyormuş. Söylentilere göre, hayal gücü yüksek bu adamı, bir huni, hortum ve yağlama maddesi kullanarak, ölü bir bedenin ruhunu başka bir bedene aktarmaya çalışıyormuş. Geceleri mezarları kazarak ölü bedenleri çıkardığı söylentisi yayılınca kasabadan kaçmak zorunda kalan Dippel, Mary Shelley'in kale ile aynı ismi taşıyan romanına esin kaynağı olmuş.
14. Büyük patlama
Californiya'da bulunan Yüksek Derecede Patlayıcı Maddeler Birimi, bir stinger füzesi üzerinde, yeni keşfettikleri metal eritici lazerleri kullanarak deney gerçekleştiriyordu. Onların bu deneyleri sonucunda yukarıda gördüğünüz görüntü ortaya çıktı.