Burak ve Emre'nin geleceğini öğrendim. Çok sevindim. O sırada doktor içeri girdi. "İstediğiniz zaman çıkabilirsiniz" dediğinde daha da sevindim. Şu sıkıcı odada koskoca 36 saat geçirdim. Artık çıkmak istiyorum. Yüzüme mutluluk geldi. Nedensiz bir şekilde Mert'e baktım. Onunda bana gülerek baktığını gördüm. Bende gülümsedim. Annem ve babamın odada olması şuan hiç umurumda değildi. Kafamı onlara çevirdiğimde annem ve babam da gülüyordu. Hemde MERT'E VE BANA BAKARAK. O an utandım ve refleks olarak ince hastane pikesinin altına girdim. Odadaki herkes benim bu halime gülmeye başladı.
Annemlerim bu odada olması amma da umrumda değil -_-
30 dakika sonra...
Burak ve Emre odaya girdi. Kocaman, sıkı sıkı sarıldık. Benim için çok korkmuşlar. İyi olduğumu kendi gözleriyle gördüklerinde oluşan gözlerindeki parıltıyı anlatamam.
Onları görünce onları ne kadar özlediğimi farkettim. Sadece 36 saat görmeme rağmen çok özlemiştim.
"İyi misin minik?" diye sordu Burak tatlı bir gülümsemeyle. "Evet, iyiyim" "Kızım seni çok özledik yaa" "Bende sizi çok özledim Emre. Üstelik burası çok sıkıcı, çok daraldım" "O zaman artık çıkma vaktin gelmiş. Hadi gidelim" "Gidelim!" dedim heyecanla.
Arada bir gözüm Mert'e kayıyordu. Çok güzel bakıyordu bana. Sanki dünyadaki en güzel gözler, en güzel bakışlar ona aitti. Ama en başta da dediğim gibi beni ilgilendirmez.
Annem babam ve ben bizim arabaya. Burak, Emre ve Mert'te Burak'ın arabasına bindi. Arabada annem dedi ki "İstersen bugün bizde kalsınlar olur mu bebeğim?" çok şaşırdım ve çok sevindim. Heyecanlı bir şekilde cevap verdim "Olur!" O an babam da da konışmaya dahil oldu. "3 erkek. Bizim evde" dedi imalı bir şekilde. "Evet nolucak hem hepsini tanıyoruz, seviyoruz, içlerini biliyoruz" annem devreye girince çok sevindim. Her zaman babamı ikna etmeyi başarırdı. Ama babam tekrar cevap verdi "İyi de tanısakta onlar ERKEK" gözlerimi devirerek babama baktım. "Sende erkeksin baba ve üstelik onlar benim en yakın arkadaşlarım" sanırım o an bana hak vermiş olacak ki sustu. Annem ve ben zafer ilan eder gibi gülüştük. Ellerimizi çaktık. Babam hiçbirşey diyemedi ama çok sinir olmuş görünüyordu. Sonra arabadan arkaya baktım. Hâlâ arkamızdan geliyorlardı. Telefonumu elime aldım. Watsapp'a girdim. KAMP isimli bir grup oluşturdum ve mesaj attım.
Hande:Bugün bizde kalıcaksınız itiraz yok.
Burak:Asla itiraz etmeyiz minik :)
Hande:İyi o zaman arkamızdan devam edin.
Burak:Tamam.
Hande:Heyyy sen araba kullanmıyor musun?
Burak:Yok Emre'ye kullandırıyom sjsjxksksk
Hande:He tamam o zaman djdnskdksk
Eve geldik. Arabadan indim ve direkt arkaya baktım. Emre'de arabayı durdurmuştu. Arabadan indiler. Bende onların yanına gittim gülerek. "Nasıl başardın kızım, baban nasıl ikna oldu?"diye sordu Burak." Annem ikna etti " "Canım Sevil ablam bee!" gülüştük. Eve doğru ilerliyorduk ki durdum. "Heyy, ben bi türlü kamp yapamadım olmaz ki böyle" Mert konuşmaya başladı. "Bende yapamadım. Hadi yapalım" "Yapalım, yapalım da nasıl yapıcaz? Nerde yapıcaz?" birbirimize bakarken aklıma bodrumdaki çadırlar geldi. "Bahçede!" dediğimde bana baktılar "Güzel fikir aslında" Mert beni desteklemişti. Burak ve Emre'de onaylar biçimde kafalarını salladı.
Eve girdim ve bodrumdan çadırları aldım. İki tane küçük çadır vardı. İkişerli kalmamız gerekecekti. Ama bu umrumda değildi. Onları çok özlemiştim, onlarla vakit geçirmek istiyordum. Çadırları bahçeye çıkardığımda bana baktılar. "İkişerli mi kalacağız?" Burak'ın sorusuna cevap verdim. "Evet, olmadı çimenlere yatarak uyuruz zaten hava iyi" "İyi tamam" çadırları kurdular. Uzun süre sohbet ettik en son çimenlere yatmıştım, öyle konuşmaya devam ediyordum ki uyuyakalmışım. Uyandığımda çok şaşırdım. Kalbim hızla atmaya başladı.
Heyecanlı yerde bırakmak harika djdjdkdkd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMP
Fiksi RemajaDört en iyi arkadaşın en kötü günü 1 Nisan 2015 Zeynep'in aralarından ayrıldığı gün. Cinayetin işlendiği gün.... 2017 tekrar bir kamp düzenlenir ve bu sefer Hande kaybolacaktır. Ama tek başına değil. Aşık olacağ...