B2

4 0 0
                                    

"Çağdaş, beni de ablama bırakırmısın. Çok geç dönmem."dedim ceketini giydirdiğim adama. Dün konuşmamızdan sonra aramızda kötü bir şey yoktu , birşey olsunda istemiyordum . Birbirimizi ne kadar sevmesekte saygılı olmak ikimizinde mecburiyetiydi.

"Ne yapacaksın ablanda? O gelsin. "Biraz gülümseyip geri çekildim ve kapıyı açıp önümden geçişini izledim.

"Ezgi yeni doğdu biliyorsun nasıl gelsin bebekle? Çok fazla durmam."derin bir nefes alıp ceketini düzeltti.

"İyi hadi on dakikan var. Bekliyorum."diyerek sağ elini pantolonunun cebine koyup arkasını döndü. Mutlulukla merdivenleri çıkıp odama girdim. Çantamı ve kabanımı alıp odadan geri ayrıldım. Merdivenleri bu sefer hızlı inip kapıya yaklaştığımda sevgili kayınvalidemin Çağdaşla sert bir konuşma içinde olduğunu gördüm. Henüz beş dakika bile olmamıştı Çağdaştan ayrılalı, boş bırakmaya gelmiyordu.

"Hazırım."diyerek Merzan annenin yanından geçtim.

"Nereye gidiyorsun sen? Evde işlerin bitmiş değil!"diyen kadına baktım. Evin büyük gelininin neden benim işlerime burnunu soktuğunu hala anlamış değildim.

"Geldiğimde yapabilirim Berna. " ayakkabılırımıda giyip Çağdaşın yanına geçtiğimde hafif baktı bana. Ardından tekrar annesine dönüp gözlerini kapattı, biliyorum yine bir bokluk çıkacaktı. Ben ne zaman birşey yapmak istesem her zaman Çağdaşla arama giriyorlardı.

"Dışarı mı çıkıyorsun? Nereye bende gelebilir miyim?"diyen Çisem'e baktım. Şu evde beni seven tek insandı, bana saygı gösteren bir arkadaş gibi yaklaşan tek insan. Çağdaşın em küçük kardeşi aynı yaştaydık. Onunla hiçbir zaman kavga halinde bulunmamıştık.

"Ablama gidiyorum, birlikte döneriz."dedim onun gibi gülerek. Önünde ki saçlarını heyecanla geriye atıp eve döndü ve hemen geleceğini söyleyip yanımdan ayrıldı.

"Bir yere gitmiyor Çisem , geçin içeriye ikinizde!"kaşlarımı çatıp yine kendini bir halt sanan Berna ya baktım.

"Anne , yenge uzatmayın geçin içeriye."diyen Çağdaş arkasını dönüp arabaya ilerledi. Onu  ilk kez yapmış olduğu bu davranış hoşuma giderken gülümseyip ona döndüm ve ilerlemeye başladım bende. Kolumdan çekilip çevirildiğimde Berna ve diğer gelin Derya'ya baktım.

"Misafir gelecek biz mi yapacağız yemeği? Bir yere gitmiyorsun!"diyerek kolumu çekmeye devam ederlerken ittim Berna'yı.
O sırada büyük kardeş Çağan ve küçük kardeş Çağlar konaktan çıkarak yanımıza geldiğinde iki kadını da çektiler kollarımdan.

"Bu kız bugün dışarı çıkarsa bu konağı başınıza yıkarım Çağan!"diyen Berna beni niyeyse hiç şaşırtmıyordu.

Yanımda beliren Çağdaş bıkkınlıkla döndü bana, kolumdan hafifçe çekip arkasına aldığında gözlerim dolmaya başlamıştı kaynanam konağın kapısında bizi izliyordu. O sürünün başıydı ! Köpeklerini üstüme salıyor kendisi köşede izlemekten zevk alıyordu.

"Siz neyi kimin başına yıkıyorsunuz?! Yeter artık daha dün mahkemedeydiniz!"konuşarak yanımızda bir kez daha beliren Çisem hep iyi niyetinden kaybediyordu bu evde. Ama Berna ve Deryayı en az benim kadar sevmezdi.

"Abicim sen karışma, koskoca konakta yemek yapacak eleman kalmadı sanki."diyen Çağan abi kaşlarını çatarak baktı Derya ve Berna ya.

"Yok ! Gitmeyecek bir yere!"dedi bu kez Derya. Bu da bu görgüsüze uyuyordu , ikiside birbirinden beterdi.

"Onun kocası siz misiniz yenge?! Karıma ben izin veriyorum kimsede buna bir şey diyemez."diyen Çağdaşın ağzından çıkan bu laflar tüylerimi havaya kaldırırken gülümsedim şaşkınca. Bu hem hoşuma gitmişti hemde Çağdaşın sözünü tuttuğunun bir göstergesiydi. Derya ve Berna kaynanama şaşkınca bakarlarken kaynanam yavaş adımalar ile geçti karşımıza .

YENİ ÇAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin