•6•Hastane•

20.8K 1.7K 471
                                    

Gözlerimi açtığımda aklıma gelen şeyle tüylerim diken diken olmuştu. Etrafıma bakındığımda hastane odasında tek olmadığımı fark ettim. Aklıma gelen kavramları beynime kazıdım , ifade vermek için düşüncelerimi ve hafızamda bölük bölük olan anıları toparladım.

"Merdiven. Katil."

Sayıklamaya devam ettiğim sırada gözlerimi kırpştırıyordum. Karşımda biri vardı fakat onu görmüyordum.Gözlerim görme işlevini yerine getirmiyordu fakat siluetin kime ait olduğunu anlamıştım bile.

Jeon Jungkook.

Yattığım yerde doğrulup ayağa kalkacakken koluma bağlı olan serum, yapmak istediğim eylemi gerçekleştirmeme izin vermedi.

Kısaca, kolum kopuyordu.

Acıyla tıslayınca Jungkook başını kaldırdı ve şaşkınca bana baktı.

"İ-iyi misin? Doktoru çağırmamı ister misin?"

"İyiyim ben."

"Ama yaran kanıyor, ben doktoru çağırayım."

Yaramı biliyor muydu?

"Sen... Nasıl öğrendin?"

Dedim gözlerimi kısarak. O ise gözlerini kaçırarak bana bakıyordu.

Bir durum vardı bu durumdan ötürü utanıyor gibi duruyordu. Çünkü genellikle utandığında veya rahatsız olduğu bir ortamda dudaklarını kemirirdi.

Şuan kafasını da kaşıyordu.

Kesinlikle bir şeyler biliyordu.

"Konuşsana!"

Diye bağırdığımda şişen ciğerlerin karnıma baskı yapmıştı. Gözlerimi acıyla yumduğumda Jungkook konuşmaya başlamıştı bile.

Bir fısıltıyı andıran sesi öylesine ince ve yumuşaktı ki, sanki Jungkook değil bir kedi konuşuyordu.

"Daha sesli söyle, duyamıyorum seni aptal."

"Diyorum ki, kuzenin söyledi. Hani polis olan."

Onu da mı öğrenmişti?

"Sen tam olarak ne kadarını biliyorsun? Sana bunları kim söyledi? Anlat Jungkook."

"Sen düştüğünde devriyeyi gezen polisler gördü, ben de senin birilerinden dayak yediğini söyledim. Beni de yanlarında götürdüklerinde hastanede o adamı gördüm."

"Kimi? Chansoo'yu mu?"

"Adını bilmiyorum, yanında getirdiğin adamdı. Zaten o anda anladım kuzenin olduğunu. Hastaneye girişini o yaptı. Özel odaya aldırdı."

"Yani sonunda öğrendin bir orospu olmadığımı?"

Suçlulukla başını eğdi.

"Ben, öyle demek istemiştim. Taehyung da öyle düşünmüyor emin olabilirsin."

"Emin olduğum bir şey varsa o da sizi görmek istemediğim. Umarım Taehyung'a haber vermemişsindi-"

O sırada kapı hızla açıldı ve koca burun şaşkın bakışlarla odaya daldı.

"S-sen iyi misin Minjae-ya..."

Başımı kızgınlıkla önüme eğdim, daha sonra ise Jungkook'a döndüm.

"Odamdan çıkın. Bu odada kirli bir şeyler istemiyorum."

Dediğimde ikisi de üstüne bakındı.

Aptallar, kastettiğim şeyden haberleri bile yoktu.

"Üstümdekileri bugün giydim."

Diye bahane üreten Taehyung'a dönüp donuk bir yüz ifadesiyle konuştum.

"Kıyafetlerinden bahsetmiyorum. Kirli olan şey kıyafetlerin değil çünkü, düşüncelerin."

Dediğimde kırgınlıkla gözlerini kaçırdı. Jungkook'a işaret ettikten sonra odadan çıktılar.

Ne yani, kuzenimin kim olduğunu anladı diye boynuna atlamamı mı bekliyordu? Sırf bana güvenmeyen bir adamı affetmemi mi bekliyordular?

Ah Taehyung-shi, yalan söylemediğimi anladığına göre tekrar çıkalım!

Böyle bir şey beklediğini adım gibi biliyordum fakat gerçekten de çok kırılmıştım. Onu görmek bile beni üzüyordu.

Hastanede 1 gece kaldıktan sonra tüm haftayı evde geçirdim.

Ertesi hafta okula gittiğimde devamsızlığımın kol gibi olduğunu fark ettim. Aynı zamanda örgün eğitimden oldukça uzaklaşmıştım.

Sınıfa girdiğimde en arkada oturan Jungkook, sıraya attığı bacaklarını topladı.

Sınıfın kabadayısı gibi hissetmeme neden oluyordu, okulun serserisi benden korkuyordu!

Sırama oturduktan sonra çantamı kenara koydum.

"Minjae! İyi misin? Yaran nasıl?"

"Jungkook, bir daha bana 'İyi misin?' diye sorma. Beni düşünüyor olman midemi bulandırıyor. "

"Ben- biliyorum her şey benim yüzümden oldu-"

"En azından biliyorsun! Sen o koca ağzını açıp Taehyung'a kuzenimden bahsetmeseydin bunların hiçbiri olmayacaktı."

Bunları söylerken sınıfın kapısının pervazında bizi dinleyen Taehyung'u fark ettim. Konuşmama devam ettim.

"Gerçi bunu yapman iyi oldu, Taehyung'un ne bok olduğunu da anlamış oldum. Taehyung nasıl biri biliyor musun? Kendi egosunu sevgisinin üstünde tutan biri. Aldatılmak düşüncesini sindiremediği için bana bir kez bile sormadı. İşte bu yüzden hala onu affetmiyorum."

Dedim ve ayağa kalktım.

Bu sırada arkama döndüm ve Taehyung'a;

"Sende Yoongi'nin numarası var mı?"

"Neden soruyorsun?"

Kızdığını, yoldan geçen herhangi biri bile anlayabilirdi.

"Sanırım ondan hoşlanıyorum, onu aldatsam bile umursamayacak gibi. Senin aksine."

.

.

.

.

.

.

.

.

Kısa kısa güzel ya, iyi gidiyor. Konuya 10'lu bölümlerde girerim şuan çerez gibi düşünebilirsiniz.

Yorumlar artıyor seviniyorum askldhaas

Biliyorsunuz ki ben vote değil yorum hastasıyım sadklasja neyse bu bölüme de şöyle 10 yorum bırakırsanız mutlu olurum

Öpüldünüz

BLOOD OF JUNGKOOK¹ • JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin