on bir

1.1K 109 141
                                    

Sakura, bütün geceyi yatağında bir sağa, bir sola dönmekten başka hiçbir şey yapmayarak, daha doğrusu yapamayarak geçirmişti. Ne zaman uykuya dalacak olsa, aklına Sasuke'nin hareketleri ve dedikleri gelip duruyor, bu yüzden de aklından çıkaramıyordu.

Ve bu durum, kendisi için kesinlikle sinir bozucu olmaya başlamıştı. Çünkü kurallarını bile kendi belirlediği bu oyunu, artık oynayamıyordu. Belki de oynamak istemiyordu.

-

"Sasuke-kun~." diye onun ismini sayıklayarak, Sasuke'in etrafında toplanan kızları bayık gözlerle izledi Sakura. Normalde kıskanabilecek olsa bile, şu an cidden umursamıyordu. Ya da daha doğrusu, umursayamıyordu.

Ne olmuştu, onu Naruto'dan bile kıskanma derecesinde olan o güçlü hislerine? Ne diye bu kadar durgun ve duygusuzdu şimdi? Sasuke'nin, plana uygun olmaya hareketleri yüzünden miydi, yoksa başka bir şey mi? Bilmiyordu. Aslında, bilmek istediği de pek söylenemezdi.

"Ayrılmalıyız." diye içinden geçirdi Sakura. "Böylesi hiç de iyi değil."

-

"Hey, aptal şey seni! Fark ettin mi bilmem ama, Sakura biraz tuhaf davranıyor. Bir şeye morali bozuk sanki." diyerek, sanki kendi moralinin bozuk olması yetmezmiş gibi, aynı zamanda kızgın bir şekilde kendini sıraya attı Naruto. Sakura, onun en iyi arkadaşlarından biriydi ve onu diğer en yakın arkadaşı yüzünden böyle görüp de hiçbir şey yapamamak, cidden moralini altüst ediyordu.

"Öyle mi? Bütün gün yanıma gelmedi, o yüzden fark etmedim." derken, bir an duraksadı ve kaşlarını hafifçe çattı Sasuke. Oldukça kısa bir süre düşündükten sonra ise, kafasına dank etmişti.

"Evet, bütün gün yanıma gelmedi..." diye düşündü ve fark ettiği gerçek ile, aniden sıradından ayağa fırladı Sasuke. "Bu fazla tuhaf!"

Evet, bu durum kesinlikle tuhaftı. Önceden peşinden kuyruk gibi hiç ama hiç ayrılmayan, tuvalet dışında onunla her yere giden Sakura, gün boyu yanından bile geçmemişti kendisinin.

"Dün onu ağlattım diye mi acaba?" diye düşünürken, kafasında boğuşan onunla ilgili birçok düşünceyi dizginlemek amacıyla sinirle masaya yumruk attı. "Ne diye onu düşünür oldum şimdi!"

Sasuke, içinden kendi kendine karşı savaş açarken, Naruto kısık bir sesle "Mal mı bu?" diye mırıldanmış, ve kendi kendini kafasıyla onaylayıp geri önüne dönmüştü.

Öyle geçen birkan dakikadan önce, aslında onların konuşması başladığında sınıfa gimiş olan Tenten ise onlara bön bön bakıyor, kendi kendine "Salak bunlar..." diye iç geçiriyor ve kendisini fark etmelerini bekliyordu.

Ve en sonunda Naruto ile Sasuke'nin kendisini fark edip, bakışlarını kendisine çevirmelir ile ile, boğazını temizledi ve konuştu.

"Neji'nin nerede olduğunu biliyor musunuz?"

Naruto ve Sasuke ilk önce gözlerini kısarak birbirlerine baktılar, daha sonra Tenten'e döndüler.

"Bahçede, Lee ile birlikteydi en son gördüğümüzde." diye Tenten'in sorusunu cevapladı Sasuke.

Ostediği türden cevap alan Tenten, dışarı çıkmak için kapıya doğru giderken, "Teşekkürler emo kılıklı. Sakura'yı daha az üzmeye çalış." dedi ve ona alayla dil çıkardı. Bunun üzerine tekrar kendi kendine verdiği iç savaş aklına gelen Sasuke, kafasını sıraya gömdü.

Kapıdan çıkmadan hemen önce, Naruto'nun muzip bir ses tonuyla sorduğu soru ile durdu Tenten.

"Neden onu arıyorsun ki~?" derken, muzip ses tonun olacen, muzipçe sırıtmayı da ihmal etmemişti Naruto.

Tenten ise, aynen onun gibi muzipçe sırıttı ve omuzlarını silkerken rahat bir ses tonuyla cevap verdi.

"Aşk itirafı."

Bunun cevap üzerine gözler kocaman olan Naruto, hemen ayaklandı ve Tenten'in yanına gitti.

"Bunu kesinlikle kaçıramam. Neji'in utanmış yüzünü merak ediyorum!"

"Tabii eğer utanırsa..." diye mırıldanarak, sınıftan Naruto ile birlikte çıktı Tenten.

Ve bu, Sasuke'yi tek başına, bütün düşünceleri ile yalnız bırakan bir hamle olmuştu.
-

"Herkesin sevgilisi olmaya başladı cidden... Sasuke'den ayrılırsam ve arkadaşlarım sap kalan tek kişi olursam ne olacak? Hepsi sevgilileri ile takılırken ben ne yapacağım?" diye düşündü ve iç çekerek, kafasını sıraya yasladı Sakura.

Kendisinin de bir yerde saklanarak izlediği Tenten'in itrafı, kısmen başarılı olmuş denebilirdi.

Tenten'in son anda cesaretinin sönmesi ve utanıp saçma sapan şeyler söylemesi ile birlikte, Lee'nin onu gaza getirme amaçlı saklandığı yerden ortaya çıkıp, tamamen yanlışlıkla Tenten'in, Neji'den hoşlandığını söylemesi Tenten yerine söylemesi üzerine, Tenten olay yerinden kaçıp gitmişti.

Neji ise bir süre olayu idrâk etmek için bir süre olduğu yerde durduktan sonra, kendi kendine bir şeyler mırıldanması ve Tenten'in peşinden gitmesi bir olmuştu. Ortada kesin bir haber olmasa bile, arkadaşlarının hepsi çıktıklarını düşünüyordu. Tabii daha ikisi de hâlâ ortalarda olmadığı ve sonraki dersleri ektikleri için, hâlâ ortada kesin bir şey yoktu. İkisi de aramalara ve mesajlara cevap vermediğindense, bütün arkadaşları meraktan kafayı yemek üzereydiz.

Sakura'nın durumuna gelirsek, randevularının olduğu günün akşamından beri, aklını hep bir Sasuke'den ayrılma ya da ayrılmama ikilemi vardı. Ve bu düşünce kafasında dönüp durmaya devam ediyordu. Randevu sıradında verdiği hediye kutusunu hâlâ açmamı, sadece çalışma masasının üzerine koymuştu. Eninde sonunda ayrılacaklarını düşündüğünden, o zaman geldiği de, yani bir nevi oynadıkları oyun sonra ermiş olduğu, bu hediye kutusunu aynen ona geri iade etmeyi planlıyordu.

Eh, tabii oyunun ne zaman ve nasıl biteceği tartışmaya açık bir konu da diyebiliriz.

-

elimden gelen en uzun bölüm bu. ayıca sormak istediğim ufak bir şeyler var.

üç-dört bölüme final olsun mu?

ya da daha uzasın mı?

edit[2020]: bu kitabı hâlâ okuyanlar kendini burada belli edebilir mi lütfen?

game || sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin