Evet artık final geldi ve hiç üzülmüyorum adfgh çünkü sadece can sıkıntsından yazdığım bir hikayeydi.Yinede birkaç kişinin takip ederek okuması hoşuma gitmedi değil :D Her bi bölümü ''acaba sonra ne olucak'' diyerek yazdım çünkü kurgu basitti ve durağandı.Belki yeni bir hikaye yazarım ama bu sefer asla aynı kurguları kullanmıcam.Görüşürüüz ^^
Aşağıdan gelen tanıdık ve bir o kadar da gürültülü seslerle uyandım.Nerede olduğumu,dün neler olduğunu,buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyordum.Sahi ben neredeydim ? Bulunduğum yatakta oturur vaziyete geçerek etrafı inceledim.Buraya daha önce hiç gelmemiştim.Kaçırılmış mıydım ? Aniden yataktan kalkarak kapıyı açtım.Kilitli değildi.Beni buraya getiren her kimse kaçabilme ihtimalime karşı önlem almamıştı.
Uzun bir koridorda ilerlemeye başladım.Bu koridor boyunca tüm kapıları açmaya denedim ama kilitliydi.Duvarlar soluk renkliydi ve bazı yerler çatlamıştı.İçerisi havasız ve çok tozluydu.Bu ev her kiminse yaşanmayacak kadar pisti.Sesin geldiği yere doğru ilerlerken bir merdivenle karşılaştım.Aşağı doğru baktığımda Zayn ve Harry birbirine bağırıyordu.Beni onlar mı buraya getirmişti ? Ama neden ?
Merdivenden koşarcasına inerken başımın feci şekilde döndüğünü hissetim.Ya biri kafama vurup beni bayıltmıştı.Yada delicesine içmiş gibi sarhoştum.Dengemi sağlayarak merdivenden indim ve büyük bir odada duran Harry ve Zayn'in yanlarına doğru ilerledim.Benim burada olduğumu bile farketmeyecek kadar kızgındılar.
-''Hey hey ! Ne oluyor burada ?'' diyerek ikisinin arasına girdim.
-''Ona seni buradan götürmesi gerektiğini söylüyorum.O aptalın teki ! Senin masumiyetini göremeyecek kadar kör.'' dedi Zayn.
Harry bir yandan bir şeyler zırvalıyor bir yandan da el kol hareketleriyle Zayn'e karşı geliyordu.Beynimde yankılanan seslerden ne konuştuklarını bile anlayamıyordum.Tek bildiğim Harry'nin sebepsiz yere beni buraya getirmesiydi.
-''Sen kendi işine bak ve bir daha ona yaklaşma.Artık yolumuz burda ayrılıyor.Benim kızıma yan gözle bakmak yok.Git kendine kimi buluyorsan bul ama bizden uzak dur'' diye bağırdı Harry.
-''Biz diye bir şey yok.Senin kızın falan değilim lanet olasıca.''diye çıkışarak önümdeki masanın üstünde duran vazoyu yere fırlattım.
Odanın bir köşesinde duran kapıya bir göz attıktan sonra koşmaya başladım.Arkamdan ''Dur Daisy,bekle burdan gidemezsin merkeze oldukça uzaktayız zaten seni evine bırakıcaz''diyen Zayn'in sesini duydum ama koşmaya devam ettim.Evin bahçesinden ayrıldığımda uzun bir caddeye çıktım.Asla arkama bakmıyordum yada hızımı düşürmüyordum.Arkamdan geldiklerini biliyordum ama artık yakalanmayacaktım.Harry'le bir daha karşılaşmayacaktım ve onu görmemek için okulumu bile değiştirebilirdim.
Başımın dönüyor olması ve nerede olduğumu bilmememe rağmen sürekli koşuyordum.Bu şehir bana zaten yabancıydı ve burada bir tane bile tabela yoktu.Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama yolların boşluğundan sabahın erken saatleri olduğu anlaşılıyordu.Bir yandan bu benim için iyi bir şeydi çünkü arkamdan koşan iki adam ve önde kaçan bir kızı gören insanlar bizi normal karşılamayacaklardı.
Koşmaya hala devam ediyordum ve arkadan onların bana yakaştıklarını hissettiğimde ara sokaklara girerek izimi kaybettirmeye çalışıyordum.Ama işe yaradığını düşünmüyorum.Kaç sokak ileri gitsemde hala peşimdeydiler.Karşıya baktığımda işlek bir caddeye vardığımı görebiliyordum.Bir kaç tane de olsa arabaların geçtiği bir yolda otostop çekerek kaçabilirdim.Aramdaki mesafeyi arttırmak için daha fazla koştum.
Caddeye doğru hızlı adımlarla ilerlerken yan tarafımdan gelen fren ve korna sesleri ile belimden çarpan bir araç ile adeta yere savruldum.Bir kaç çığlık sesiyle etrafımda onca insan toplanmıştı.Bilimcim henüz yerindeydi ama vücudumu hissetmiyordum.Bir kaç koşar adım seslerinden sonra''Çekilin,kalabalığı açın''seslerinden sonra Harry'yi gördüm.''Tanrım ! Daisy..kan içindesin''dediği an en son duyduğum ambulansın firen sesleriydi.
3 SAAT SONRA
''Kendi kalp atışlarımı duyabiliyordum.Nerede olduğumu anlamak zor olmadı.Beyaz duvarlar,beyaz örtüler,değişik makineler ve vücuduma bağlı birçok kablo.Evet hastanedeydim.Kafamı zorlukla yan tarafa çevirdiğimde camın ötesinden bakan bir çif göz vardı.Harry..
Tabikide 10 dakika olmadan büssürü hemşire ve doktor başıma dikeldiler.Harry onlara gözümü açmış olduğumu söylemiş olmalıdır ki tekrardan uyumam için bana sakinleştiriciler veriyorlardı.
Her 2-3 saatte bir uyanıyordum.Diğer hastane odalarından farklıydı burası.Beni ziyarete gelebilecek tek bir kişi yoktu.Belki Harry koridorda bekliyor ve her dakika camdan beni izliyor olsada içeri girmeye cesaret edemiyordu.Ondan nefret ettiğimi biliyordu.Ondan iğreniyordum.Araba çarpmasının ve ameliyat olmamın nedeni oydu.Beni kaçırmasıydı..onla tanışmasaydım..o lanet olasıca kişiyi hiç görmemiş olsaydım bunlar başıma gelmezdi.
Gelen doktorlara ve hemşirelere durumumu soruyordum.Ama bana bir şeyim olmadığını yada iyileşeceğimi ama acele etmemem gerektiğini söylüyorlardı.Hepsinin bir şeyler gizlediğini yada endişelerini yüzlerinden okuyabiliyordum.
....
Aradan 4 gün geçmişti.Yoğun bakımdan çıkmıştım ama hala hastanede tutuluyordum.
Bir gün hemşirenin verdiği uyutucudan sonra uyandığımda bacağım alçıya alınmıştı.Her uykudan sonra bedenimde bir şeyler değişiyordu.Keşke kalbimide değiştirebilselerdi.Belkide onu sevmezdim..yada ona güvenmezdim.İyi birisi olmasaydım bunlar başıma gelmezdi.
Artık hastanede 1.haftam dolmak üzere.Şu süre zaafında Harry başımdan hiç ayrılmadı.Bana bazen yemeğimi yedirmeye yada elimi tutmaya çalıştı.Tabikide onu boğmak istedim.Ama kıpırdayacak gücüm olmadığından sadece odamdan çık demekle yetiniyordum.
Baş ucumda duran bir çiçek var.Bana bunu okuldakiler getirmiş.Ne yazık ki onları göremedim.O sırada küçük bir operasyon geçiriyordum ve uykudaydım.Ama Sieana bana bir not bırakmış.Harry'nin bana onu okumasını rica ettim.Okuması yarıda kesildi çünkü o da göz yaşlarına benim gibi hakim olamadı.
Bazen uyuduğumda Harry odama girip benimle konuşuyor.Uyanık olduğum halde gözlerimi açmayarak onu dinliyorum.Elimin üstüne küçük bir öpücük bırakarak odadan çıkıyor.Bunu istemiyor olsamda ihtiyacım var.Kalbimde vücudum kadar paramparça.
Artık son ve en riskli ameliyatım için hemşireler odama girdi.Bana uzun süreli bir uyuşturucu vereceklermiş.Günden güne daha da karamsar bakıyorlar bana.Sanki iyileşemeyekmişim gibi...
Yarın sabah ameliyata gireceğim.Son kez hemşirelere Harry'yi sordum.Bugün onu hiç görmediklerini söylediler.Belkide gitmişti..''
Harry'nin ağzından..
Daisy'nin günlüğü göz yaşlarımdan dolayı sırılsıklam olmuştu.Her yeri yıkıp dökmek istiyordum.Ama yapamazdım.Burası onun eviydi..onun kokusunu son bir kez daha içime çekmek için buraya gelmiştim.Onun kaldığı hastane odasının çekmecesinden bana bu günlüğü verdiler.İlk sayfası okulun ilk gününü anlatıyordu.Her bir sayfada benim adım geçiyordu.Son sayfayı ise ameliyata girmeden önce yazmıştı.O gün orada değildim.Çünkü onun öleceğini..onun artık burada olmayacağını biliyordum.Ona veda edemedim çünkü..bilmiyorum.Herşeyi berbat edebilirdim..yaptıklarım gibi.Keşke ilerki sayfalarda biz diye bir şey olabilseydi.Defterin son sayfasına kadar yazabilseydi.İkimizinde adının geçtiği güzel anılar olsaydı...Mahvetmiştim..Sadece bitmişti.Bu bir ilkti ve sona ermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Kiss
FanfictionHer şey bir öpücükle başladı... İlk zamanlar ona karşı sadece nefret duyuyordum.Gözümde hiçbir değeri yoktu.Ta ki o güne kadar... Acaba o hayatımı değiştirebilecek miydi ? Beni mutlu edebilecek tek kişi o muydu ? Onun için sıradan bir kız mıydım ? Y...