Yavaşça ayağa kalktım. Fakat o sırada yere döktüğüm suya basıp kaydım. Ve işte o an farkettim, ses ne duvardan ne de ormandan geliyordu ses yerden geliyordu! Yerden gelen derin bir uğultu vardı. Hatta o kadar ki yer titriyordu İşte bu yüzdendi, bu y...
Sonunda oluyordu yıllardır hayalini kurmuştuk. Alya'yla ayrı eve çıkmak rüya gibi bir şeydi. Evimiz ise dünyanın sekizinci harikası sayılabilirdi, en azından bizim için...
Küçük bir villaydı, bana dedemden miras kalması, okuluma yakın olması ve geçen yıl okula giderken trafikte yaşamış olduğum işkenceler sebebiyle zar zor annemi ikna edebilmiştim, artık en sevdiğim arkadaşımla birlikte yaşıyordum.
Alya, benim çocukluk arkadaşımdı.1.sınıftayken ona sinir oluyordum çünkü sağı solu pek belli değildi -bu arada cidden belli değildi hala sağını ve solunu öğrenemedi, karıştırıyor- bir gün iyi davranıyorsa ertesi gün kesin bir gıcıklık çıkarırdı fakat zaman geçtikçe birbirimize hem alıştık hem de benzedik, ne demiş atalarımız: "Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan"
Şimdi ise tam olarak 14 yıllık bir arkadaşlığımız var...
•••••••••••••••••
Araba evin önünde durunca Alya uzunca bir ıslık çaldı
"Ne yani şimdi bu ev bizim mi?"
"Hayır dedemin."
"Ha ha ha çok komiksin."
"Hadi hadi, çok konuşma."
deyip eline birkaç koli tutuşturdum. Evin içini yerleştirene kadar canımız çıktı vallahi o kadar çok şey getirmişiz ki. Eşyaları kolilerken ne kadar da gerekli gelmişlerdi. Şu an gözüme bayağı bir gereksiz gözüküyorlar umarım bir işe yararlar.
Evimizin çok güzel bir bahçesi var, bu özellikle de Alya için bulunmaz mücevher ile eş değer çünkü doğal meyve-sebzelerden ve güllerden çok hoşlanır. Buraya o bakmak istedi ben de seve seve kabul ettim. Az organik meyve sebze yesek fena da olmaz açıkçası.