Bölüm 1 : BULUŞMA

95 4 0
                                    

 Son eşyasını da sırt çantasına koydu, artık her şey hazırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Son eşyasını da sırt çantasına koydu, artık her şey hazırdı. Yatağına uzandı, saatine baktı daha gece dokuzdu. Yatak odasında henüz saat erken olduğu için bir tek o vardı. Diğer beş arkadaşı gece on iki olmadan odaya gelmezlerdi. Acaba onların yanlarına gitmeli miydi? Okulda ki bu son saatlerini arkadaşlarıyla mı geçirmeliydi? Bunu düşünse de yattığı yerden kalkmadı.

Birkaç dakika sonra yatağından kalktı banyoya girdi, son kez aynaya baktı. Siyah gözleri güldü zamanı gelmişti. Yıllardır beklediği an birkaç saat sonra gerçekleşecekti. Gezgin ile buluşacak ve arkadaşlarının yanına gidecekti. Sonunda hayalini gerçekleşiyordu. Erken kalkmalıydı yatağına uzandı ellerini başının arkasında siyah, biraz uzun, düz saçlarının arasından geçirerek birleştirdi. Heyecanını bastırarak uykuya daldı...

Kurduğu alarmın sesini duyduğun anda saati kapadı. Etrafına baktı odada çok az ışık olsa da etrafını rahatça görebiliyordu, uyanan kimse yoktu. Sessizce kalktı sırt çantasını aldı. Odadan dışarı çıktı binanın içinde de kimseye rastlamadı. Okuldan dışarı; okulun etrafını çevreleyen ormana doğru yürümeye başladı. Tepeye vardığında birkaç adım sonra okulun gözden kaybolacağını biliyordu. Son kez okuluna baktı. Belki de o üç koca binayı son görüşüydü. Bu kadar rahat okulu ve oradaki herkesi bırakabildiği için kendini biraz taş kalpli hissetti.

Sabahın beşinde buluşma yeri olan meşe ağacının altına geldi, orada olması gereken kişiyi göremediğinde

''Biliyordum gelmeyecek, beni saatlerce bekletecek.'' Dedi ve beklemeye başladı.

Haklı çıktı bir saattir ne gelen vardı ne giden. Hava yavaş yavaş aydınlanmaya ve ısınmaya başlıyordu, anlaşılan bugün güzel bir gün olacaktı.

Tam beş gün önce Gezgin burada buluşacaklarını ve zamanı söylemişti ama söylediği vakitte kendisi ortalarda yoktu. Bu tür durumlara alışıktı ne de olsa uzun zamandır Gezgin'le beraberdi. Hatta bu olan durum birçok yaptığı karşısında gayet sıradan bir şeydi.

Gezgin'i tanıdığın ilk günden beri büyük bir gizemdi. Onun yüzünü hiçbir zaman göremedi. Gezgin'in yüzünde devamlı taktığı bir maske vardı. Taktığı maske beyaz bir maddedendi ve burnunu ve aşağı kısmını tamamen kapatıyordu, yüzünde gözüken kısmı sadece kaşları ve siyah gözleriydi. Başında da her zaman maskesiyle aynı renkte sarık olurdu. O ikisi kesinlikle özel eşyalardandı bundan emindi fakat ne kadar denemiş olsa da onlara bir kez bile dokunamamıştı. Tam sekiz senedir...

Ağacın altından bir yere ayrılmayacaktı. Belli mi olurdu belki gelir ve onu bulamazsa onsuz yolculuğa çıkardı. Saatlerce bekleyeceğini tahmin ediyordu ve beklemeye devam etti.

Hava hala karanlıktı yarım saat sonra günün ilk ışıkları etrafı aydınlatmaya başlamıştı. Bu boş zamanı değerlendirmeye karar verdi hem böylece zaman hızlı geçecekti. Her zaman ne yaptıysa onu yaptı. Meditasyon yaptı, daha sonra sekiz yıldır biriktirdiği arkadaşlarından gelen mektupların bazılarını tekrar okudu, daha da sonra Büyük Dünya haritasını açıp binlerce kez yaptığı gibi inceledi. Koca haritayı ezberlemesine rağmen her bakışında aynı hissi yaşıyordu. Nasıl en büyük hayali bu haritanın gösterdiği bir yerlerdeydi ve bir gün onu mutlaka bulacaktı ve bugün o günün ilk günüydü. Bunları yaparak beş saat hızlıca geçmişti en sonunda Gezgin'i gelirken gördü.

YAŞAM TAŞI : KRALSIZ ÜLKE(yayımlanan hali çıktığı için içerik kaldırıldı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin