"Seni sevdiğimi sandim ama sadece yanılmışım. Bana göre biri değilsin defol git hayatımdan."
Genç adam duyduklarına inanmamak istemiyordu. Aylarını, yıllarını vermişti sevdiği kadına. Onunda kendisini sevdiğini biliyordu. Bunu onun gözlerinde görmüştü dilinden duymuştu. Ama şimdi duyduklarına inanmak istemiyordu.
"Bana olan sevgini gözlerinde gördüm. Aylarımızı yıllarımızı verdik bir birimize. Nasıl böyle dersin?"
"Duydun işte yanılmışım. Hoşçakal."
"Elif gitme."
Ama genç kadın arkasına bile dönüp bakmadan hızla uzaklaşmıştı. Gecenin kör karanlığında göz yaşlarını dökmeye başlamıştı. Duyduğu sözlere rağmen hala kendisini sevdiğine inanıyordu genç adam.
Ilk aşkının onu terk edişi yıkmıştı. Ondan başkasını bilmezdi ki yüreği. Ilk onda atmıştı kalbi. Bakır saçlarına açık kahve gözlerine tutulmuştu. Yüzündeki çillerin yerini tek tek ezberlemişti. Ondan başka isim bilmezdi yüreği. Gençliğinin en güzel anılarıydı bakır saçlı sevgilisi. Olmayan ailesi olmuştu.
Elini ceketinin cebine attı. Kadife kırmızı kutuyu çıkardı. Gitmeseydi ona haftaya evlenme teklifi edecekti. Yavaşça kutunun kapağını açtı. Ne güzelde dururdu elinde diye düşünmeden edemedi. Belki geri döner diye bir umut tekrar cebine koydu.
"Ben yıne de seni sevmeye devam edeceğim. Sen gelsen de gelmesen de."
-----------------------------------
Sabah erkenden sevdiğinin evine gitmişti. Uzaktanda olsa onun ıyi olduğunu görmek istiyordu. Elif apartmandan çıktığında gözleri gözleriyle birleşmişti anında. Elifin adımlarının ona doğru gelmeye başlamasıyla kalbi hızlanmıştı.
"Fatih ben sana hayatımdan çık demedim mi? Sakin bir daha buraya gelme SAKIN!"
"Elifim. Bakır saçlım yapma böyle. Biliyorum sende beni seviyorsun yapma bu eziyeti bize."
"Sevmiyorum. Başkasını seviyorum ben duydun mu? "
"Inanmam."
"Fatih bir daha seni burda görmek istemiyorum. Polisi aramak zorunda bırakma beni."
Elif arkasını dönüp onu bekleyen arabaya doğru gitmeye başlamıştı. Arabadan inen başka bir erkeğin yanına gidip ona sarılmış birseyler söyleyip arabaya binmişti. Fatih ise olanları izliyordu sadece. Uzaklaşan arabaya bakmakla kalmıştı. Ne yapacağını bilmeden yıkılmış bir halde okula gitmişti.
Fatih yetiştirme yurdunda büyümüş. Elifle yolu ise lisede kesişmişti. Ama ona lise yılları boyunca acılamamış. Aynı üniversitede olduklarını öğrenmesinin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra onu sevdiğini söylemişti. Ve evlenme teklifi için hazırlanırken sevdiği kadın onu terk etmişti.
Edebiyat öğretmeni olan Fatih öğrencilerine kötü olduğunu hissettirmemek için kendini toparlayıp derse girdi.
Önce saatler sonra günler,haftalar birbirini bu şekilde kovaladı. Fatih artık yaşayan bir ölüden farksızdı. Elifin onu terketmesinin üzerinden 2 ay geçmişti. Onun karışısına bir daha çıkmamış onu uzaktan bile izlememişti. Yine gecenin bir karanlığında onu terk ettiği yerde, sokak lambasının aydınlattığı alandaki bankta oturuyordu.
Her zamanki gibi ona aldığı tek taşı açmış sadece göz yaşlarıyla izliyordu. O kadar uzun zamandır o haldeydi ki karanlık yerini güneşe bırakmaya başlamıştı. Yavaşça yerinden kalkıp evine döndü.
O kadar halsiz bir haldeydi ki. Yattığı yerden kalkacak hali bile yoktu. O yüzden ısrarla çalan kapıyı duymamazlıktan gelip yatmaya devam etti. Kapının açılma sesini duymuştu ama yinede yerinden kalkmadı. Çünkü kalkacak gücü kendinde bulamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatin Gerçekleri
Historia CortaÖlümün,yaşamdan daha iyi bir kader olduguna inandım hep... Kaybettiğin sevdiklerine kavuşabileceğin için....