Can odaya girdiğinde Lu uyuyordu. Ses çıkarmamaya özen göstererek altına bir şey geçirdi. Sonra Lu' nun yanına oturdu ve usulca saçlarını okşadı. Hala biraz nemlilerdi. Hasta olmamasını umdu.Lu' ya nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ancak yumuşak davrandığında kendini öldürme eğilimi artıyordu. Birinin onu bazen yönlendirmesine gereksinim duyuyordu. Son zamanlarda.
Can ise hiçbir zaman tamamen iyi ya da tatlı biri olmamıştı. Kendinden başka umursamaya değecek kimsesi de olmamıştı.
Lu' nun saçlarını okşamayı kesip yanına uzandı. Örtüyü üzerlerine çekti.
Kollarıyla onu sımsıkı sardığında Lu da ona sokuldu.
Can uyanınca Lu' ya baktı. Hala uyuyordu. O uyanmadan alışverişe gidip gelse iyi olurdu.
Ama bu gerizekalıyı evde tek başına bırakamazdı. Ne yapacağı belli olmuyordu.
Onu dürtünce Lu hoşnutsuz bir ses çıkardı.
"Uyanmazsan seni sikerim."
Lu kıkırdayarak,
"Sikişmek işteş bir eylem olduğuna göre ben de seni sikmiş olurum." dedi. Can kahkahasına engel olamadı. Lu bunun üzerine gözlerini açıp ona baktı. Çok güzel kokuyordu. Ayrıca yüzü beyazlamıştı.
"Tıraş mı oldun sen?"
"Evet."
"Ben hiç olmadım."
"Tıraş olmak için kesecek kılının olması gerekiyor. Bilgine." Lu omzunu silkip tekrar gözlerini kapattı.
"Tekrar uyuyasın diye uyandırmadım seni, kalk."
Lu homurdanınca onu kaldırdı ve dolabın karşısına taşıdı. Onu yere bıraktığında Lu ayakta durabiliyordu. Yine de Can' ın kolunu tuttu.
Can hızla soyundu. Çırılçıplak kaldığında Lu gözlerini kapattı.
"Gözlerini aç." Lu istemeyerek -aslında bir yandan da isteyerek- gözlerini açtı. Can ona baktı.
"Sana giysi de satın almamız gerekiyor."
"Bence benim evim-"
"Sonra kendini yalnız kaldığın anda gebert. Çok iyi fikir. Neden bunu düşünemedim acaba?" dedi hırlayarak.
"O zaman gitmeden önce benim evime uğrayıp eşyalarımı alalım."
Can yanıt vermeden onu elinden tutup çıkışa sürükledi.
Bisikletle Lu' nun birkaç arkadaşıyla birlikte kaldığı evinin önüne geldiklerinde, Lu paspasın altından anahtarı çıkardı. Can inanamayarak başını salladı.
"Kapının üstünde bıraksaydın da girmek isteyenlere kolaylık olsaydı."
"Zaten çalabilecekleri ne var ki?" dedi Lu sessizce.
İçeride Lu' nun takıldığı gruptan Hilal diye bir kız vardı. Lu Hilal' in dokunma dürtüsünü güçlendiren o haptan almadığına şükretti. O haptan nefret ediyordu. Hilal bugün sadece içip sızmıştı.
Yavaşça derme çatma odasına gittiğinde bir anda utandı. Can' ın odasını görmesini istemiyordu. Ama görecekti işte.
Küçücük odası dağınık ve kirliydi ama en kötüsü-
"Yerde kanlar var?" dedi Can şaşkınlıkla.
"Gıda boyasıdır." dedi Lu acı bir gülümsemeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar
Teen FictionYalnız bir kız. Yalnız bir çocuk. Zorla tutuldukları bir yer. ~ Güvensiz bir kız. ~ Zorlayıcı bir erkek. ~ "Arkanı dön ve eğil." Lu' nun çırılçıplak olup utanması hoşuna gitmişti.