5. Bölüm

77 3 0
                                    

Lu hıçkırmaya başladı. İçki kaynaklı. Can saçlarını okşarken ağlaması kesildi; hıçkırıkları sürdü.
"Sen benden daha çok içtin." Dedi Can, neden daha iyi durumda olduğunu açıklamak istercesine.
Ama Lu' nun düşüncelerindeki sınırların kalkmasının farklı sonuçlar doğuracağını ummuştu. Üzülmek yerine gevşemek gibi.
Kendisi bu acı yuvasına gelmeden önce içtiğinde genelde neşelenirdi. Gülerdi. Aptallaşırdı. Şimdi, ağladığı olmasa da suskunlaştığı oluyordu. Lu ise tam tersiydi.
Film bitmişti. Onu kucaklamaya çalışınca, Lu onu durdurdu.
"Zaten sürekli beni taşıyorsun. Belin sakatlanacak." dedi ve itiraz etmesine fırsat vermeden sıkıca elini tuttu. Can iç geçirip onunla yatak odasına kadar gitti.
Lu' nun şortunu ve bluzunu çıkarmasına yardım etti. Sonra kendisi de üstünü çıkarttı. Lu' ya eski bir tişörtünü giydirdi ve onu yavaşça yatağa yatırdı.
"Su içmek ya da kusmak istersen uyandır."
Lu yarı uyur yarı uyanık bir durumda kafasını salladı. Can' ın yastığının bir ucuna yattı. Can da kalan yere kafasını koyup bir süre soluklarının karışmasını hissetti.
---
Sabah uyandığında Lu yatağın en uzak ucunda cenin duruşunda yatıyordu.
Yanına çekmek için uzandığında buz gibi olduğunu farketti. Kollarıyla onu sarınca Lu mutlulukla inledi. Hala uyuyordu.
Elini Lu' nun donmuş yüzüne bastırdı. Lu onun elini hissederek ısınmaya memnun olmuşa benziyordu.
"Çok sıcaksın."
"Çok soğuksun."
"Yani iyiyiz." Tam olarak kendinde olmadan söylediği bu sözler Can' ın kocaman gülümsemesini sağladı.
Kim bilir neden yatağın en ucuna gitmişti gece?

Yarım saat sonra Lu uykusunu alınca, uyanması için Can' ın karnına vurdu.
"Kalksana!"
Can gülümsemesini bastırarak uyuyor taklidi yapmayı sürdürdü.
"Can!" Hafifçe sızlanır gibi bir ses tonundaydı. Tekrar karnına vurdu.
"Can?" Şimdi sesinin tonu meraklıydı hafif bir endişeyle birlikte.
"Can? İyi misin?" Elini alnına koydu. Sıcacıktı. Kulağını yüreğine götürdü. Bir sorun yoktu. Elini yavaşça boynuna, oradan da karnına indirdiğinde Can' ın tepkisine güldü.
"Buraya kadar iyi dayandın."
"Tabi ki iyi dayandım." Dedi Can gözlerini açmadan. Bir koluyla Lu' yu tutup üzerine çekti.
"Kalkarsan sana günaydın öpücüğü veririm."
Can, yastığa gömülü yüzü yüzünden boğuk çıkan sesiyle, "Gün aydın değil." dedi, Lu yanıt vermeyince,
"Ayrıca iyi anımsattın, beni öpüyorsun."
"Kalkacak mısın?"
"Hayır. Biraz yatacağız." dediğinde Lu sıkıntıyla ofladı. Ama uzanıp çenesini öptü.
"Sence bu yeter mi?" Can kapalı gözlerinin ardından konuşmakta diretiyordu.
"Yetmez." diye fısıldayıp tekrar öptü. Sonra yanağını öptü, sonra da çenesini dişlerinin arasına aldı.
"İşte böyle." dedi Can hoşnutça. Lu ağzını ıslanmış çenesinden çekip boynunun girintisine koydu başını.
"Yıkanalım mı?"
"Evet."
Lu başını kaldırdı. Bunu kabul edeceğini biliyordu.
Kendini aşarak, Can' ın gözleri hala kapalıyken şortunu aşağı indirdi. Üzerinden Can' ın tişörtünü de sıyırıp attı. Can' ı elinden tutup kaldırdı.
Can' ın arkasından gelmesinin nedeni kalçalarına rahatça bakabilmek istemesiydi. Lu bunun farkında değildi. Banyoya girip suyu açtı. Su kısa sürede ısındı, kendi evindeki gibi dakikalarca beklemesine gerek kalmadan. Küvetin içine girince Can da peşinden girdi. Onu belinden tutunca Lu donakaldı. Can ise bu sabahki rahatlığının aksine bu tepkiyi vermesine şaşırarak ellerini çekti.
"Otur."
Lu aklında düşüncelerle olduğu yere oturdu.
Can Lu' nun saçlarını iyice ıslattı. Sonra arkasına geçip saçlarını şampuanladı.
Vücudunu lif kullanmadan, yalnızca sabunlu elleriyle yıkarken Lu kendinden geçmek üzereydi. Arada bir ağzından çıkan inlemelere engel olamıyordu.
Can ellerini orasına getirdi.
Yumuşakça oradaki tüyleri yıkarken Lu başını geriye attı. Çok güzeldi. Ama Can' ın parmağındaki kızıllık dikkatini çekti.
Ah, hayır. Şimdi olamazdı. Aybaşı kanaması başlamış olamazdı!
Can' ın bileğini tutup çekince Can şaşırıp ona baktı. Ama küvetteki suya karışan kanı görünce anladı.
"Ah, tamam."
Lu allaşmış yanaklarıyla ona baktı. Çok utanmıştı; ayrıca bir salak gibi yanına iç çamaşırı ya da ped almadığı için ne yapacağını bilmiyordu.
"Bana bak."
Tedirgince gözlerini Can' ınkilere çevirdi. Can Lu' nun kendini geri çekmesinden hoşlanmıyordu.
"Lütfen beni yıka."
Arkasını Lu' ya döndü.
"Yaklaş." dedi Lu kısık sesiyle. Lu eline biraz şampuan döktü. Saçlarını köpürtürken Can ona biraz yaklaşır gibi oldu. Ama daha da yaklaşırsa alt bölümü tamamen Can' ın arkasına değecekti.
Yine de yaklaşınca Can hoşnutça başını salladı. Saçlarını bir kere daha yıkayınca, duş lifini eline alıp onu yıkamaya koyuldu. Özenle ve yavaş yavaş yıkıyordu. Canını yakmaktan korkarmışçasına.
Sonunda onu yıkaması bitince ayağa kalktı.
Can' ın arkası kan olmuştu. Lu dudağını ısırdı. Sonra açıklama yapmaktan kolay olacağını düşünerek duş başlığını kuyruk sokumuna tuttu. Can tek kaşının kaldırıp ona dönünce omuzlarını silkti.
"Sen bekle burada, ben havluları getireyim. "
"Şey... Benim iç çamaşırım yok."
"Şapşal. Neyse. Sünger falan koysak?" Lu ciddi olup olmadığını anlamak istercesine yüzüne baktı. Çözemedi. Bunu onunla konuşmak zaten utandırıcıydı.
"Yakınlarda bir eczane var mı?" Can başını iki yana salladı.
"Ah... Ceren iki blok ötede oturuyor, eminim onda bir şeyler vardır-"
"Unut bunu. Böyle bir seçeneği aklının en ufak bir köşesinden geçirirsen seni parçalarım. Yaşamın boyunca o eve tek başına giremezsin."
Can güldü.
"Tamam o zaman... Sargı bezim var, evet!" dedi neşeyle.
Küvetten çıktı, bir dolaptan havlu ve sargı bezi aldı, Lu' ya uzattı.
"İlk önce seni bir kurulayalım."
Havluyla Can' ı kurularken, Can bir an mastürbasyon yapmayı düşündü ama vazgeçti. Lu onu kurulamayı bitirince kendini kurulamaya başladı.
"Yardım etmemi ister misin?" dedi Can sargı bezlerini kastederek.
"Hayır sağol."
Banyodan çıktı.
Lu binbir güçlükle sargı bezlerini sarmayı becerdiğinde, azlı bezli gibi göründüğüne lanet etti.
İki kişiyi kuruladığından dolayı sırılsıklam olmuş havluyu mecburen bedenine doladı.
Kanaması olmasaydı, bu sargı bezine gereksinim duymasaydı dolamayabilirdi de. Şimdi boşu boşuna Can' ın onaylamaz bakışlarıyla karşılaşacaktı.
Birden Can' ın onu çıplak görmeye bayılması çok hoşuna gitti. Gurur okşayıcıydı, değerli hissettiriyordu.
Aslında çok yavaş gidiyorlardı.
Banyodan çıkıp Can' ın bulunduğu odaya girdi. Tıpkı düşündüğü gibi Can tip tip ona bakıyordu.
Dolabın önünde arkası Can' a dönük durduğunda içini çekip havluyu yere bıraktı. Can onun giysilerini de yerleştirmişti.
"Bugün dışarı çıkmayalım. Benim eski tişörtlerimden birini giy."
"Üşürüm."
"Üzerine bir hırka giy."
"Altıma da bir şey giymem gerek."
Can çekmeceyi açıp, küçük ve lastikli bir iç çamaşırı çıkartıp Lu' nun kafasına attı.
"Bunu birkaç yıldır giymiyorum. Sana olur bence."
"Bence de. Olmazsa da kemerlerlerin var zaten değil mi?" dedi Lu alayla.
Üzerini giyip altına dizlerine kadar gelen pembe çoraplarını giydi.
Can' a döndüğünde, Can gülümseyerek ona bakıyordu.
"Kıpırdama. Fotoğrafını çekeceğim."
Lu şaşkınca ona bakarken, telefonuyla birkaç poz çekmişti. "Vay be. Havalı sert kızın yumuşak toz pembe çorapları olacağı kimin aklına gelirdi?" dedi kendi kendine.
Lu gülüp yastıklardan birini kafasına attı
"Ayrıca erkek arkadaşının ona büyük gelen giysileri içinde. " bu sözü duyunca nedenini anlamasa da, yüreği pır pır etti. Can onun erkek arkadaşı mıydı?
Yatağa çıkıp Can' a doğru emekledi.
"Barların kibirli aseksüeli... Sana gülmek hiç yakışmıyor." dedi tam tersini düşünerek. Can güldü.
"Ceren salağın teki. Yalnızca üstüme fazla düşen kızlara bunu söylüyordum, beni rahat bırakmaları için."
Lu birden merakla,
"Daha önce hiç seviştin mi?" dedi.
Yanıtın hayır olması için dua etti. Can onun soluğunu tutmuş haline gülerek,
"Evet." Dedi.
Lu' nun yüzü bir anda düştü.
"Senin hayalinle. " diye fısıldadı Can. Yüzü parladı. Bu umduğunun da ötesindeydi, bu yüzden Can' ın dudaklarına ne ara atıldığını ikisi de anlamadı.
Deli bir arzuyla Can' ın dudaklarına saldırırken Can ilk başta hareket etmedi. Sonra, hafifçe gülerek karşılık verdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İntiharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin