V

682 66 11
                                    

BÖLÜM ADI: 'YENİ BİR MISRA DERİN"

🎈

"Kısaltsana şu eteğini." Diyen Melek'e yan gözle bakarak tek kaşımı kaldırdım. "Niye?" Gözleriyle ileriyi işaret ederek. "Ortaokulun karşısında lise var." Göz kırparak bana döndü. "Düşün bir bakalım."

Dizlerimin altına gelen kareli eteğime bakarak tekrar Melek'e baktım. Yüzümü buruşturarak "Gerek yok." Dediğimde ofladığını duydum. "Çok sıkıcısın Mısra ya!" Tam bir söylecektim ki birisine heyecanla el sallamasıyla duraksadım. O tarafa döndüm.

Kafamı o yana çevirdiğimde bir kız görmemle onu incelemeye başladım. Siyah kısa eteği ile siyah deri ceketi uyum içerisindeydi. Bacaklarında ki morluklar dikkatimi çekti. Bize doğru siyah topuklu ayakkabılarıyla ilerlediğinde kaşlarımı çattım. Melek ona bir adım atarak kollarını açtı. "Nil abla!" Bir süre sarıldıktan sonra ayrıldıklarında. Nil gözlerini bana dikti. "Bu ufak kızda kim?"

"Mısra Derin, çok afilli ismi değil mi?" Gülerek beni Nil denen kadına ittirdiğinde sendeledim. Kızıl saçlarım önüne düştü. Ellerimle kulağımın arkasına sıkıştırarak bana bakan kadına döndüm. Yeşil gözlerini kısmış bir süre beni incelemişti. Yamuk bir şekilde sırıtarak. "Melek bu kızdan iş çıkar mı?"

"Emin değilim abla, her an kırılacakmış gibi duruyor."

Kaşlarımı çatarak neden bahsettiklerini anlamaya çalıştım. Tam o anda birisi koluma çarparak geçerken, sinirle çocuğa döndüm. "Dikkat etsene lan!" Çocuk yan gözle bana baktı. "Kusura bakma." Dik dik ona bakarken "Çağrı! Hadi oğlum ya." Onu çağıran arkadaşına dönerek ilerlemeye başladı.

"Bu kızı istiyorum Melek." Nil'in sesiyle ona döndüm. Ellerini ceplerine sokarak bize arkasını döndü. "Kıza bizim işlerden bahset." Ve ilerlemeye başladı.

...

"Bunu asla yapmam!" Kafamı iki yana salladım. Melek göz devirerek arkasına yaslandı. "Ne korkak bir şeysin sen ya." Dediğinde sinirle kaşlarımı çattım. "Benden uyuşturucu satmamı istiyorsun." Sesim sonlara doğru kısılmıştı. Etrafıma baktım okul dağılmıştı. Melek sigarayı yere attıktan sonra bana doğru ilerledi. Tam önüme durduğunda çenemi dikleştirerek ona baktım. Benden biraz uzundu.

"Etrafına bak Mısra." Sinirle güldü. "Bokun içinde yaşıyoruz kızım. Bizi merak edecek ne bir annemiz, ceplerimizi parayla dolduracak ne de bir babamız var. Biz yalnızız, yetimhanede ayda yılda müdürenin verdiği beş kuruşla karnını doyuramıyorsun. Yeni kıyafetlerin olamayacak mesela." Bağlı olan saçlarını çözdü. "Görüyor musun lan!" Kirli saçlarını gösterdi. "Sıcak su akmıyor, üşüyorum Mısra." Gözleri dolmuştu. "Para her şey kızım, para lazım."

"Melek bak ben..." Duraksadım zorla yutkunarak gözlerimi kapattım. "Tamam yapacağım." Titrek bir nefes alarak gözlerimi araladım.

Bana zora ki gülümsedi. Kolumu sıvazlayarak "Alışacaksın." Elinde ki sigara paketini bana doğru uzattığında bir adım geriledim. "O şeyi sevmiyorum."

Kıkırdayarak omuz silkti. "En azından içini ısıtıyor." Ellerimi ceplerimden çıkartarak pakete uzandım. Bir dal çıkarttığımda tiksintiyle yüzümü buruşturdum. Bir süre sigaraya baktığımda ağzıma yerleştirdim. Melek elime çakmağı tutuşturdu. Zorla sigarayı yaktıktan sonra içime çektim. İçime çekmemle hızlıca yere atmam bir oldu. Öksürürken bir taraftan da konuşmaya çalışıyordum. "Bune be!"

Melek gülerek koluma girdi. "Seninle çok eğleneceğiz kızım."

...

Gözlerimi araladığımda uyku sersemliğiyle bir süre duraksadım. Artık rutin haline gelmişti herkesten önce uyanır, sessizce Melodi'nin yanına yatardım. Yataktan doğrulduğumda etrafa baktım. Herkes uyuyordu. Gözlerimi ovuşturarak, ayağa kalktım. Plastik terliklerimi giyerek sessizce ilerlerken gözüme eski komidinin üstünde ki makas dikkatimi çekti. Aynada yansımama baktım artık belimide geçmiş dağınık kızıl saçlarıma.

Komidinden makası alarak sıkıca tuttum. Kapıyı ağır bir şekilde açarak koridorda ki banyoya doğru ilerledim. Banyoya girdiğimde ışıkları açtım, loş ışık odayı aydınlatmıştı. Aynanın karşısına geçtim. Bir süre kendimi incelediğimde saçlarım sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

Saçlarımda el hissettim ürperir gibi oldum. Gözlerimi usulca kapattığımda gözümün önüne annem geldi.

"Mısra bağla şu saçlarını! Her yer kıl. Sonra yemekten çıkıyor."

"Haklısın anne! Evde tek benim saçım var zaten. Diğerleri kel."

Gülerek gözlerimi açtığımda buğulanan gözlerimle etrafa bakmaya başladım. "Anne." Diye fısıldadığımda sesim boş banyoda dağılmıştı. Makası kulak hizama doğru tuttum. Ağır ağır kesmeye başladım. Gözlerimden akan yaşlarla önüme gelen anılarla makası daha da sıkı tuttum.

"Güzeldir benim kızım, mis kokulum benim." Annem saçlarımı öptü.

Bir tutam lavaboya düştü.

"Naber turuncu kafa." Babam gülerek bana bakarken somurttum. Dil çıkartarak. "Hiçte bile!"

Bir tutam daha lavaboya düştüğünde acıyla çığlık attım. Banyoda sesim yankılanmış, ağlamam şiddetlenmişti. Makası yere fırlatarak gözlerimi tekrardan aynaya çevirdim.

Kulak hizama gelen yamuk saçlarıma baktım. Kabarık saçlarım, kısalmasıyla daha çok kabarmıştı. Gülümsedim.

Banyodan hızlıca çıktım, kapşionlu ceketimin şapkasını başıma geçirerek yürümeye başladım. Millet çoktan uyanmış kahvaltıya iniyordu. Adımlarımı Melodi'nin kaldığı odaya yöneldim.

Odaya girdiğimde tek başına yatağında oturan kardeşim dikkatimi çekmişti. Odada kimse kalmamıştı. Benim geldiğimi görünce hızlıca yataktan çıkarak bana doğru koştu. "Nerdesin ablacığım." Kucağıma alarak yanağını öptüm. "Geldim Meloşum."

Kollarını boynuma sardı, fazla sıktığından başımda ki kapşion düştüğünde Melodi'nin hareketsiz bir şekilde kaldığını gördüm. Hızlıca benden ayrılarak yamuk kısa saçlarıma baktı. Küçük titreyen ellerini saçlarıma uzattı. "Ablacığım." Gözleri dolmuştu. "Noldu saçlarına."

"Sıkılmıştım Meloşum, kestim."

"Ama sen kıyamazdın ki." Dudaklarını büzerek bana baktı. Başımı boynuna sokarak, kardeşime sıkıca sarıldım. Gözlerim dolmuştu.

"Seni seviyorum Meloşum, seni çok seviyorum."

Bana baktığını hissediyordum gözlerimi kapattım. "Bende seni ablacığım, sen iyi misin?"

Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. "Beni sakın bırakma olur mu?" Ellerini saçlarımda hissettim. Okşuyordu.

"Bırakır mıyım seni hiç abla, seninle annem ve babamın yanına gideceğiz daha." Gözlerimden akan yaşları tutamadım. "Gideriz." Diye fısıldadım titreyen sesimle.

Oysa ki onun gideceğinden habersiz.

🎈

Mısra Derin ●Yeşil Serisi 0.5●Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin