Ablamın Sevgilisi

Yeni Çocuk

   Merhabaa ^^ yine ben yeni bölümle karşınızdayım,karşınızdayız. Lafı çok fazla uzatmak istemiyorum ballarım.  

AC/DC-T.N.T alarm sesi ^^ 

RESİMDE NANCY ^^

Çalan alarma çok çok küfürlerimi iletmek isterdim ama bu zil sesine küfür edince günah işlemişim gibi saçma bir his oluşuyor içimde. Elimi yatağın içinde gezdirmeye başladım telefonumu bulamayınca homurdanıp elimi yorganımdan çıkarıp komidinin üzerinde gezdirdim.  Telefonu bulunca sevinç çığlıklları attım -tabiki içimden- . Telefonumu yüzümün hizasına getirip tek gözümü açtım ve alarmı kapattım. Gözümü tekrar kapatıp gözlerimin alışmasını bekledim. Slyvia bağıra bağıra odama girdiğimde yine sinirle homurdandım 

''Nancy !!'' dedi bağırarak. Sabah sabah da çığırıyo kız ya sabah sabah ben bu kızı çekiyorum ya sabah sabah okula gidicem ya sabah sabah... Bu böyle devam eder. Gözlerimi açıp Slyvia'ya baktım. O sırada karnıma keskin bir ağrı girdi. Çığlık atıp yatakta iki büklüm oldum. '' Noldu ? İyi misin ? Nancy ! '' biraz daha geçtiğinde kafamı kaldırıp '' iyiyim. Çıkarsan giyinicem'' dedim. ''Tamam ama hızlı ol. Annemler geldi kahvaltı yapıcakmışız. Ailecek''

 Ailecek'i bastırmıştı bile bile. Ben bişey demeden çıktı  gitti. Yorganı üzerimden itmeye çalışırken ayağım takılınca popo üstü yere düştüm. Popo'mu ovalayarak odamdaki banyoya yol alırken ayağıma bişey battı. Küfredip yürümeye devam ederken saçlarımı kaşıyordum. Banyoya geldiğimde kapıyı açtım tam içeri girecekken şerçe parmağımı kapıdaki çıkıntıya çarptım. Bu sefer sesli sesli küfredip banyoya girdim ve rutin işlerimi hallettim.

Banyodan çıkıp dolabıma ilerledim üzerime beyaz t-shirtümü altıma da lacivert şort eteği geçirdim. Okulun tek sevdiğim şeyi forması ya. Seke seke merdivenleri indim ve sırıtarak mutfağa girdim. Masada arkadan çok yakışıklı olduğu belli olan biri oturuyodu.

Ben mutfak kapısından girdim ve direk babama sarıldım. Evet evet babam çok yakışıklı. Gülümseyip bana döndü ve bana sarıldı. ''Günaydııın. Ama malesef benim kaçmam gerek sonra görüşürüz gençlik'' deyip anneme bişey fırsatı tanımadan ayağıma bordo vanslarımı geçirdim ve kendimi dışarıya attım. Kulaklıklarımı kulağıma sağ ve solun düzgün olması şeklinde takıp Katy Perry-Birthday'i açtım. Gülümseyerek şarkıyı mırıldanmaya başladım ve ritme uygun adımlar atmaya başladım. Yoldan geçenlerin bana bakıp dalga geçmesi umrumda değildi. Neden bilmiyorum ama mutluydum bugün.

5-6 şarkının ardından okula gelmiştim. Bahçede derse girmeyen,geciken çocuklar vardı. Tanıdıklarıma selam verip okul binasına girdim. Bugün diğer günlere benzemiyordu.Gerçekten gülüyordum ve çevremde daha önce fark etmediğim şeyler dikkatimi çekmişti

.Sınıfın kapısının önüne gelip kapıyı çaldım. İçeriden ses gelmeyince kapıyı açtım. Hoca daha gelmemişti.Sırama geçip sandalyeme oturdum.

Ellerimi sırada birleştirdim ve başımı kollarıma yaslayıp uyuma pozisyonu aldım. Gözlerimi kapatım beynime 'uyumak yok ! Ders  Tarih. Sakın uyuma' gibi saçma sinyaller yolladım. Şimdi ne saçmaladığımı sorcaksınız. Ben soruyorum Ne saçmalıyosun ? Tarih hocamız olan çok sevgili (!) Bay. Green bu konularda çok hassas.

Adamı çok seviyorum ama malesef onun beni sevdiği söylenemez. Sınıf kapısı açıldığında istemeyerek de olsa gözlerimi açtım. Bir çocuk ve arkasından Bay  Green sınıfa girdi. Çocuk buradan olmadığını belli edecek derecede yakışıklı,hatta tatlıydı. Ama benim Alan'ım var neden bu çocuğa bakıyım ki hıh. ''Bir kere de Alan'ı düşünme be !'' diye çirkefleşti iç sesim. Haklıydı. Ne saçma lan ikimiz de aynı kişiyiz ama mantıklı olan o.