Merhaba arkadaşlar. :)
Çok özleştik biliyorum.
Yepyeni bir hikaye ile karşınızdayım. Umarım arayı çok açmamışımdır.
Yeni hikayenin de Avşar Kızı kadar güzel olacağını düşünüyor, ve lafı çok uzatmadan sizleri yeni bir başlangıçla baş başa bırakıyorum. Yorumlarda görüşmek dileği ile... :)Koşarak gelip ardına sindiği duvara kurşunlar çarpıyor, ağzından kürdanını eksik etmeyen bey biten mermisi nedeniyle çatışmanın da bitmesini bekliyordu. Biraz sonra silah sesleri kesildi ve gelenler aynı hızla gaza basıp tozu dumana katarak uzaklaştılar.
"Abi..." diyerek koşturdu Zafer.
"İyi misin?"
Genç adam yanında merakla yüzüne bakınırken yaslandığı duvarın alçısı üzerine bulaşan adam ağzında kırılan kürdanı yere tükürüp ters ters bakınmaya devam etti. Diğer adamları da yavaş yavaş etrafını sararken omzundaki alçı tozunu silkeleyerek birkaç adım attı.
"Abi?" diye yeniden seslendi Zafer.
Abi dediği adamdan ses çıkmıyor, yalnızca öfkeli bakışlarla az evvel uzaklaşan arabaların ardından bakınıyordu. Bir dahakine ya o peşindekileri ortadan kaldıracaktı, ya da peşindekiler kendisini...
"Şimdi ne yapıyoruz?" diye yeni bir soru yönelten Zafer'e baktı. Ardından bütün adamları peşi sıra ilerlerken arabasına doğru adımlayıp söylendi.
"Kayboluyoruz."
Ağzına aldığı yeni bir kürdanı dişlerinin arasında kıvırdı. Kapıyı kapatıp herkes arabalara koştururken kolunu çıkardığı camdan şehre bir göz atıp söylendi.
"Yeniden ağalık vakti."
...
Nisan ayının sıcağı gözleri kamaştırır bir şekilde ortalığı kasıp kavururken Şanlıurfa cayır cayır yanıyordu.
İşinde gücünde olan ahali kentin neşesi olurken ara sokaklardaki büyük konaklardan birinde evin neşesi de oradan oraya koşturuyor, inci misali dişleri ve ela bakışları ile konağa güneş gibi doğuyordu. Adı koca konakta yankı yaparken koşa koşa avluya bakan balkona çıktı."Hadi Lalin!"
"Geliyorum, iki dakika bekleyemedin."
"Hangi iki dakika acaba?" diye söylenen teyze kızı Dicle elini beline atıp ardına dönerken Lalin de içeri girmiş, aşağı inmek için merdivenlere koşturuyordu.
Bastığı yerler konakta yankı yaparken yanından geçen elleri dolu kızlar ağızlarına bir şarkı dolamışlar, gülüşerek ardından bağırıyorlardı."Nereye kaçarsın Acem kızı?"
"Hişş, akşamdan önce gelirim." diyen Lalin işaret parmağını ağzına dayayıp susmalarını işaret ederek yeniden önüne dönüp koşturmaya devam etti. Yanına vardığı teyze kızı Dicle'nin elinden tutup kaçırırcasına onu da koştururken Dicle artık somurtmak yerine kahkahalarla gülüyordu.
Konaktan çıkan iki teyze kızı koşturmaya devam ederek sokaktan geçen kızlarla dolu traktöre bindiklerinde arkalarından baka kalan bir grup koruma ne yapacaklarını şaşırmışlardı.
Dünürler yola çıkmış neredeyse geleceklerdi fakat Lalin hala tarla tapan peşindeydi. Konağın önünde durmuş arabadan inen Acem ağası Kılıç ağa da başını bir yana bükerek kızının ardından bakıp gülümsedi.Bir şey diyemiyordu. Sonuçta baba ocağında son günleriydi. Nasıl isterse, ne isterse öyle olsun istiyordu. Yirmi yıl nasıl bir dediği iki edilmediyse, yine edilmeyecekti. Ne bu evde, ne de bu evden gidince...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEM KIZI - GÜZEL SERİSİ II
General FictionHer şeyin ardından, bir zafer nişanesi olarak onu istiyorum. Acem Kızı Lalin'i! ... Dillere destan Acem kızı ile akıllara zarar Sancar ağanın aşkı alevleniyor. Ve bu kor alev, büyümesine engel olan herkesi yakacak. Bu yangını izlemeye hazır mısın...