Merhaba arkadaşlar.
Gecikme için çok özür dilerim.
Dün yayınlayacaktım fakat iki gündür o kadar meşguldüm ki anca bu akşama nasip oldu. İnternetim de olmadığı için dışarda yayınlayamadım.
Şimdi tekrardan özür diliyor ve sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum.
Yorumlarda görüşürüz. 😘Malum törenin ardından kendini eve zor atan Sancar kravattan bir çabuk kurtulup ardarda arayan Zafer'i aramak üzere cebinden telefonunu çıkardı. Kilit ekranını açtığında gelen mesajlar arasında iki de fotoğraf bulunuyordu. Fotoğrafları açtığında birinin Acem kızı elini öperken, diğerinin ise yan yana durdukları an çekilmiş olduğunu gördü.
"Lan süslü!" diye öfkeyle Zeynel için söylenirken fotoğrafı silmek üzere ekrandaki çöp kutusuna dokunmuştu ki Zafer aradı.
"Ne lan kırk kere arıyorsun?" diyerek telefonu açtığında karşı taraftan duyduklarıyla pencere önündeki tekli koltuklardan birine yerleşip bıyıklarını burmaya başladı.
"Gelsin gelsin." diyerek keyifle geriye yaslandı.
"Güzel bir karşılama yaparız tabii. Gözünüzü ayırmayın."
Ardından kapanan telefonu önündeki sehpanın üstüne bırakmıştı ki ekranda beliren fotoğrafı gördü. Kapanmamış mıydı?
Hızla telefonu eline alıp silmek için bakındı. Çöp kutusunun üzerine basacağı sırada Zafer aramış, silememiş, silemediği gibi yanlışlıkla kenardaki kalbin üzerine dokunmuştu. Kırmızıya boyanan kalbe yeniden dokunup rengini soldururken fotoğrafın telefonda durmasının ne gibi bir zararı olacağını düşündü. Zaten galeriyi kullanan bir insan değildi. Ne olacaktı ki?
Omuz silkip silmeden kapatıp bıraktı....
Sabahın dokuzunda konaktan çıkarken aile üyeleri kahvaltıya yeni oturmuşlardı. Babası Gazi ağanın seslenmesiyle isteksiz bir şekilde geriye dönüp baktı.
"Kahvaltını yap, aç açına olmaz." diyen babası gibi herkes yüzüne bakıyordu. Bir an için gözlerini kapatıp kendini sakinleştirerek masaya geçti. Yerini alırken çay bardağını önüne bırakan evin şuan için tek gelinine baktı. Gözleri bardaktaki çay ile gelin Afife arasında gidip gelirken Ferman da kendilerini izliyordu.
Tabağıyla birlikte çay bardağını kenara bırakan Sancar;"Adam akıllı getir şu çayı." diye söylenerek önüne döndü. Belki de bir başkası olsa kocasına bakıp medet umardı lakin Afife kimseye bir sitem de bulunmayarak bardağı alıp boş bardaklardan birine demli bir çay doldurdu. Bu sefer memnun görünen Sancar şekersiz çayını yudumlarken bir yandan da hızlı hızlı atıştırıyordu. O sırada yerine yeni oturan geline bakmadan söylendi.
"Senin yerin ora mı?"
Kaynının konuşmasıyla ayakta kalan Afife bu kez anlamayarak gözlerini kırpıştırmaya başlayarak bakındı.
Sancar tam yeniden söylenecekti ki Ferman araya girdi."Buraya gel Afife."
Kocasının yanına geçen Afife kahvaltısına başlarken masaya en son oturan Zeynel'di.
"Fotoğrafları beğendin mi?" diye ani ve beklenmedik bir soru sorduğunda kahvaltısını bir çabuk bitirmiş olan Sancar çayını bitirmeye çalışıyordu. Elindeki bardakla durup Zeynel'e baktığında bu bakış bir çok anlam ifade etse bile pek kimsenin anladığı söylenemezdi.
Başını hafifçe sabır dilercesine yana eğen Sancar telefonunun çalmasıyla yerinden kalkıp babasına ufak bir bakış atıp dış kapıya doğru ilerledi.
Arayan yabancı numaranın sahibi kendini tanıttığında yüzünde garip bir ifade oluşan Sancar neden aradığını merak etmişti.
Halis onunla ne konuşacak olabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEM KIZI - GÜZEL SERİSİ II
General FictionHer şeyin ardından, bir zafer nişanesi olarak onu istiyorum. Acem Kızı Lalin'i! ... Dillere destan Acem kızı ile akıllara zarar Sancar ağanın aşkı alevleniyor. Ve bu kor alev, büyümesine engel olan herkesi yakacak. Bu yangını izlemeye hazır mısın...