1. BÖLÜM ( BU BİR KISA DİZİ GİBİ OLUCAK. TOPLAM 5 BÖLÜMDEN OLUŞMASINI PLANLIYORUM :) Bu arada yaş olayını sırasıyla yapmadım :P
BUKET'İN AĞZINDAN:
Ben Buket. 22 yaşındayım. Yaklaşık 1 yıldan beri SM şirketinde stajerlik yapıyorum. Stajerliğe başladığımda evimi çok özlüyordum. Özleme nedenimde Kore ile Türkiye arasındaki fark..
Ne kadar annem Koreli olsada Kore hakkında hiç bir şey bilmeden geldim Kore'ye. Annem babamla evlendikten sonra sürekli Türkiye'de yaşamış. Ben 20 yaşına gelince babam vefat etti. O yüzden annem, ben ve kardeşim ile beraber Kore'ye geldik. Artık ben bir Kore vatandaşıyım. Ayrıca bir Türk'üm.
Stajerliğe ilk başlama sebebim annemdi. Annem biz Kore'ye taşınınca beni şirkete götürdü. Ben hiç bir şeyden habersiz annem ile beraber gittim. Şirketin müdürüne doğru gittik ve annem müdürü selamladı. Annem bana dönerek "Artık senin evin burası." dedi ve elimi bırakarak gitti. Annem giderken arkasını hiç dönmemişti. Kapıya doğru gidince "Seni izliyor olucam. Benim yanıma bir idol olarak gel." dedi ve gitti.
Ben hiç bir şey yapamamıştım. Sadece orada dikeldim. Hiç bir şeyi anlayamamıştım. Müdür yanıma yaklaştı ve bana "Beni takip et Buket. Seni grubun ile tanıştıracağım." dedi. Benim aklım müdür ile yürürken gelmişti. Ben "Acaba... ben artık burada annem ve kardeşimsiz mi olucam?" diye sordum sakince. Müdür bana döndü ve omuzlarımdan tutarak "Sen artık SM ailesindensin. Merak etme. Sadece 2 yıllık stajerliğini bitirip grubunla beraber yıldız olmak kalıyor geriye." dedi ve bana gülümsedi.
Açıkçası hakkında hiç bir şey bilmediğim bu yerde ben ne yapıyordum anlamıyordum. Benim yaptığım sadece annemin sözünü dinleyip istediği gibi bir İDOL olmaktı. Müdür beni yurdun önüne kadar getirdi.
Müdür kapıyı açınca içeride duran 12 erkek birden ayağa kalktılar ve bana selam verdiler. Ben de onlara selam verdim ve müdüre doğru döndüm. "Ben bunlarla mı grup olucam?" diye sordum soru işaretli gözlerle. Müdür karşımda duran 12 erkeğe baktı ve "Kendinizi tanıtın." dedi.
Bir adım geri çekildi hepsi. Geriye kalan kişi "Merhaba ben Xiumin. Grubun en büyüğü benim. 23 yaşındayım neredeyse 1 yıldan beri stajerlik görüyorum." dedi ve beni selamladı, bende onu selamladım. Xiumin geriye çekildi ve hafif kızı andıran birisi öne çıktı. "Merhaba ben Luhan. 22 yaşındayım. 1 yıldan beri burada stajerlik görüyorum." dedi ve beni selamladı, bende onu selamladım. O sırada aklıma gelen tek şey -Bu gün bel ağrısından uyuyamayacağım- fikirleriydi. Sonra öne uzun boylu birisi çıktı. Bu kişi çok karizmatik ve yakışıklı duruyordu. "Merhaba ben Kris. 21 yaşındayım. 1 yıldan beri burada stajerlik yapıyorum." dedi ve sadece yerine geçti. Geçmeden önce selamlarken -Waaoww coolluğa bak- diye geçiriyordum aklımdan. Sonra sırayla herkes kendisini selamladı.
Sıra bana gelmişti. Müdür bana baktı ve bana kendimi tanıtmam için göz işareti yaptı. "Ben Buket. 20 yaşındayım. Bu günden sonra burada stajerliğe başlıyorum." dedim ve selamladım onları. Selamlarken eğildim belim ağrıdığı için neredeyse 5 dakika orada eğilik bir şekilde kaldım.
Müdür beni öyle görünce bana yardım ederek beni kaldırdı. Kaldırdığı anda gülmeye başladı. Karşımdaki grupta kendisini tutamayıp bana gülmeye başlamışlardı. Tek gülmeyen, coolluktan ölmek üzere olan Kris'ti. Ama benim bildiğim tek şey onun gülmemek için kendisini zar zor tutmasıydı.
Müdür bana baktı ve "Gel benimle. Odanı göstericem sana." dedi. Odaya doğru yaklaştık ve müdür "Kris buraya gel." dedi. Kria geldi. Müdür "Yeni oda arkadaşın. Kız olduğu için dikkatli ol." dedi ve bana bakarak "Ben gidiyorum." dedi.
Ben o sırada şaşkınlıktan ölebilirdim. Bu günkü olaylar neden böyleydi ki?? Annem beni bıraktı. Müdür bana 12 kişiyle yaşayacağımı söyledi ve şimdide bir erkekler aynı odayı paylaşacağımı söylüyor. Bu duruma inanmak hiç kolay değildi.
Ben sessizce müdür ayakkabısını giyerken yanına gittim ve "Şey.. bir erkekle aynı oda da kalmak... biraz.." müdür sözümü kesti ve "Merak etme. Siz artık bir ailesiniz. Hiç bir şey olmaz. Bu gece bavulunu yollayacağım sana haberin olsun." dedi ve omzuma iki kere vurdu ve gitti.
Ben salona döndüm ve sessizce yere oturdum. Televizyon açıktı o yüzden kimsenin ilgisini çekmemeye çalışarak oturdum. Ama herkes beni izliyordu. Yanıma Chen ve D.O geldi. Chen "Belin pek iyi durmuyordu az önce" dedi ve kıkırdadı ve elindeki bantları bana uzattı. Bende "Teşekkür ederim." dedim.
D.O'da utangaç bir şekilde bana "Aç mısın?" diye sordu. Ben tam "Ha.." diyecekken karnım guruldadı. Bende sözümü değiştirerek "Biraz.." dedim. D.O "Tamam o zaman benimle gel." dedi ve ayağa kalktık. Beraber mutfağa gittik.
D.O bana "Otur." dedi. Bende oturdum. Ben sakince D.O'ya "Stajerlerin evi normalde daha değişik olmuyo mu?" diye sordum. D.O "Evet ama biz 13 kişiyiz. Normal olarak ihtiyaçlarımız 5 kişilik gruptan daha fazla oluyor." dedi ve önüme pilav çorba türü şeyler koydu. Ben "Teşekkür ederim." dedim. D.O "Senin müslüman olduğunu duydum o yüzden rahatça yiyebilirsin." dedi ve yanıma oturdu.
Ben tekrar D.O'ya gülerek "Teşekkür ederim." dedim. Yemek yerken D.O beni seyretti. Sanki ben yemek yerken benim nasıl birisi olduğumu anlıyormuş gibi. Belkide anlıyordu..
Yemeğim bitince tek bir seferde tüm tabakları aldım ve yıkamak için tezgahın üzerine koydum. D.O bana bakarak "Waoow nasıl bütün tabakları öyle taşıyabildin?" diye sordu. Ben de "Babamın küçük bir resturantı vardı. Babama yardım ederdim." dedim gururla. D.O bana baktı ve "Waoow çok güzel. Demek ki bana yemek yapmakta yardımcı olucak birisi gelmiş." dedi bana bakarak. Ben de "Elimden geldiği kadarıyla" dedim ona gülümseyerek.
Salona gittiğimizde herkes oturmuş duruyordu. Önlerinde bira türü şeyler vardı. Kai ayağa kalktı ve beni Kris'in yanına oturttu. Kai elime bira verdi ve "Hadi kutlama yapıyoruz." dedi. Herkes eline birayı aldı ve havaya kaldırdı. Ben de onlara uydum. Hepsi birlikte "Her zaman beraber olalım. We are one!" diye bağırdılar ve birayı içmeye başladılar.
Ben sadece elimde tutuyordum. Bunu fark eden Suho "Daha önce hiç içmedin mi?" diye sordu. Ben de başımı onaylar şekilde salladım. Herkes bana baktı ve "Sadece bir sefer içebilir misin peki bu gün için?" diye bana. masum masum baktılar. Bende dayanamayıp birayı kafama diktim.
1 tane içtim sonra 2 tane sonra önümde 10 tane boş bira kutusu oldu. Kendimi kaybettim o yüzden hiç bir şey hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda dudaklarıma yaklaşan Kris'i fark ettim..
Acaba o gece ne olmuştu? Neden şuan ayılmak zorundaydım?? Ben ne yapacaktım? Neden Kris beni öpmek üzereydi?