üvey abimin kuzeninin en yakın arkadaşının yengesinin oğlunun dedesinin torunu

83.4K 178 304
                                    

"Ben çıkıyorum." dedim ve evden çıktım. Çünkü, neden çıkmayayım?

Tam havalı bir çıkış yapmıştım ki, kafamdan aşağıya tozlar dökülmeye başladı. Bu da neydi böyle?

Kafamı kaldırdım ve olup bitene baktım. Üvey abim, kafamdan aşağıya halı silkeliyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" diye bağırdım. Az kalsın vıraklayıp, kimliğimi ele verecektim. Ucuz kurtulmuştum.

"Bekle beni."

Tanrım! Ben ondan kurtulabilmek için evden çıkıyordum, şimdi o da mı benimle gelecekti?!

Çok geçmeden kapı açıldı ve görüş alanıma o ve yağlı bedeni girdi.

"Vedalaşmadan nereye gidiyorsun sen bakalım?"

Oh be!

"İşinden alıkoymayayım dedim, malum halı silkelemek zor iş. Hele de birisinin kafasına!!!"

"Dün gece için teşekkür ederim, Allah'a emanet ol."

Ne diyor bu mal?

"Heayn. Sen de."

Beni kendisine çekti ve kardeşlik sarılmamızı yaptı. Kafasını bi o yana bi bu yana sallarken daha bi tipsiz oluyordu.

"Vırrak!"

Aman Tanrım! Nasıl kurtulacaktım bu durumdan?

"Bık Bık!"

AMAN TANRIM!

"CACİİİİ!"

"MACİİİİ!"

ARKAMA BİLE BAKMADAN KAÇTIM.

o sırada bi ağaca çarptım. oldukça yakışıklı bir ağaç. Yokluktan kimlere yavşıyorum ben yine?

Koşar adımlarla kafeye doğru uçtum. Sıtarbaks'ta bir kahveye 84 lira vererek enayi olduğumu bir kes daha kanıtladım. Kahvenin adını bile okuyamıyordum. Quadriginoctuple da nasıl bir isim? Ama bu kahveden alanların etrafı kısmetle doluyır.

Kısmetim açılsın istiyordum artık!! Kahvemden bir yudum aldım, neredeydi bu kısmet? Yudumlar birbirini kovaladı derken, son yudumdaydım... Artık umudumu kesmiştim. Tam son yudumumu zıkkımlandığım o sırada bir  çocuk kaydı ve kafasını masama vurdu.

Olamaz! Benim yüzümden olmuş olmalı! Benim yüzümden değilse, bile artık benim yüzümden! Bu yükü üstüme alabilirdim, çünkü çocuk yakışıklıydı! Hem de çok!!

"Hey, iyi misiniz?"

"he."

Aman Tanrım!! Bu nasıl bir 'he' deyiş? aşık olduğumu hissettim.

Çocuk kusmaya başladı. Aman Tanrım bu ne kadar güzel bir kusuş ve kusmuk! Temizlikçi adama izin vermeden kusmuğu topladım ve Sıtarbaks bardağımın içine koydum. Bunu saklayacaktım!

Bardağımı masaya koydum ve Çocuğu kaldırdım. Canı çok acımış olmalı ki, "bağüük" diye sesler çıkartıyordu.

Sakinleşmesini bekledim.

Sakinleştiğinde,
"Ben Masumcan. Tanışalım mı? Sen çok yakışıklı bir beysin."

"Ben de, Kısmet.Tanışalım, lakin bana kusmuğumu bardağının içine koyman hakkında bir neden söyle!"

"bana kusmuğumu bardağının içine koyman hakkında bir neden."

"oh ah. gel hadi en yakın yatağa gidelim."

"tm."

koşa oynaya sıtarbakstan çıktık. sıtarbakstan pek uzaklaşmamıştık ki, aklıma dan etti. Kusmuğu orada unutmuştum.

"Olamaz, Kısmet! ben kusmuğu orada unuttum."

"ne?! nasıl yapabilirsin böle bir şeyi? o benim en güzel kusmuğumdu!!"

onu dinlemedim Ve Sıtarbaksa doğru koştum. içeri girdim ve az önce oturduğum masaya baktım.

ORADAYDI! ORADAYDI!!

Orada sessizce beni bekliyordu.

ÜVEY ABİME AŞIĞIM #2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin