Asmodeus

77 4 0
                                    




17 ŞUBAT

Yüreğimizin taşıyamayacağı raddeye geldiği o an bile nasır tutmuş öfkemizi bir kenara bırakıp vazgeçemiyoruz Leonardo. Eğer ki vazgeçersek işte o vakit yeni tanıştığımız nefretle ilmik ilmik ördüğümüz güzel beyaz kanatlarımız kopar ve yitikliği kucaklayıveririz. Oysa kaybetmemeyi bana sen öğrettin. Bunun için sana müteşekkirim.

Gecenin kırıkları yüreğimde duruversin dağılmış görüntüme az biraz çekidüzen vermiştim. Elbisemi ayakta tutan sağlam son birkaç korse ipine minnettar olmak hakkımdı sanırım. Artık saçlarım da kaskatı değildi ve kan damla damla karışıyordu adımladığım pis kaldırım taşlarına. Bunun için de yağmura şükranlarımı sunmalıydım ya bedenimdeki kirli her ücra köşeyi de damla damla yanında götürdüğü için.

Yürüdüm, yürüdüm... Zaman veyahut mekan umrumda dahi değildi. Ayaklarımın altı kanaya kanaya gecenin sonsuzluğunda kendimi kaybedercesine yürüdüm. Kim olduğumu dahi unutmuş, yeni bir kadını kucaklamak istercesine yürüdüm. Güzel umutlar yeşermedi yüreğimde, toz pembe hayaller kurmadım ya da yaralarımı sarmadım. Benim olan tek şey bu karanlık geceydi çünkü artık.

Ta ki sabah güneşi yıkık dökük bedenime ve rutubet kokmuş Paris'e dokunana kadar. Bu gece de elimden alınan özgürlüğüm ve diğer her şey gibi güneş onu elimden alana kadar benimdi orası ayrı.

Kanayan ayaklarım, karın habercisi soğuk rüzgar beni oradan oraya savururken ismini dahi bilmediğim bir kasabaya getirmişti beni. Yavaş yavaş ayaklanan kasabadaki insanlar mutluluk kokan tahta kulübelerinin pencerelerinden bu ahmak kıza bakıp ürkek gözlerle geri kaçırıyorlardı yüzlerini. Sanki bu küçük kız onları da delirtebilirmiş gibi.

Bilirsin Leonardo, biz insanoğlu muhtaçlık duygusu sanki gelip bizi de esir edecekmiş gibi ondan korkmayı asla bırakamıyoruz. Hele ki mühim konu kadınlar olduğunda onlara vebalı gibi yaklaşmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Ah şu kadınlar Leonardo... Küçücük bedenleri, bu denli korkunç izleri taşıtan kadere boyun eğmediğinden mi bu kan gölü? Neyse, unut gitsin.

Gözlerim ayaklarımı bulduğunda her şeyi çift gördüğümü fark etmem uzun sürmedi.En son ne zaman yemek yediğimi bırak en son ne zaman düşünme yetimi kullandığımı hatırlamıyordum. Bayılacağımı fark ettiğimde yüzümde buruk bir tebessüm oluştu Leonardo. İşte o zaman ölümü kucaklamayı umut ettim. Son gördüğüm ise küçük tahta evlere tezat karşımda duran verandasına birazdan yığılacağım koskoca malikaneydi.

Ölüm bu sefer bana bir iyilik yap olur mu? Beni de kucakla..

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Başımdaki zonklama, bitmeyen iğrenç kulak çınlamaları artık uyan dercesine beynimi tırmalıyorlardı. Birazdan uyandığımda yaşlıca bir kadın başımda oturmuş örgü örüyordu. Saçlarına ak düşmüş, tombul yanakları pembeleşmiş kadın gözlüğünü düzelttiğinde benim de gözlerimi araladığımı fark etti.

-Uyandın sonunda küçük hanım.

dedi bana küçük hanım'ı vurgulayarak.Sanırım bu kendimi tanıtmam gereken kısımdı.Boğazımı temizleyerek ve sesimin güçlü çıkmasını umarak

-İsmim Veronica. Evinizin kapılarını bana açtığınız için size şükranlarımı sunuyorum. Size daha fazla zahmet vermeden ayrılsam iyi olacak.

Dediğim gibi ayaklanmaya çalıştım. Vücudumda sızlayan her yere tezat yüzümdeki şüpheli ve yapmacık tebessüm "İyiyim, ölmedim." der gibiydi. Gözlerim kapıyı bulduğunda neredeyse kapıdan geçemeyecek kadar kalıplı, sarı uzun saçları omzuna dökülen o adamı gördüm. Birkaç uzun dakika sadece bakıştık. Sustum neyse ki o da sustu. Söylenecek kelimelerin olmadığı dakikalardandı Leonardo bilirsin ya.

Sesini bulduğunda konuşması gerektiğini de fark ederek,

-Veronica, uzun süreli misafirimizsin iyileşene kadar gitmemen için gerekirse seni zincire vurabiliriz. O yüzden evinde gibi hissetmeye bak.

dediği gibi sırtını dönmesi bir oldu. Ben gözlerimi büyütmüş itiraz etmeye mecalim yok şekilde dikilirken yatağımda bir şeyi unutmuş gibi arkasını döndü.

- Asmodeus..

Soru işareti dolu anlamsız gözlerle baktığımda yeniledi.

- Ben Asmodeus, evime hoş geldin.

İhanet Leonardo, adiler için midir?



Evet, herkese merhabalar. Umarım okumaktan benim yazarken aldığım kadar büyük keyif alırsınız. Sizlere yazmak büyük zevk. Bu hikaye sıradan masum kız beyaz atlı prens konulu aşk hikayelerinden değil. Kim gerçekten iyi kim gerçekten kötü hep birlikte göreceğiz. Bir karaktere hemen bağlanmayın derim. Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizleri seviyorum :')

YEDİ BÜYÜK GÜNAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin