Kulaklarımı bir ninni sesi doldurdu HoSeok. Ben uyumakta zorluk çekerken beni uyutmak için söylediğin o ninniyi duyuyorum istemsizce. Belki de en çok ihtiyacım olduğu zamanda duyuyordum bu ninniyi. Gerçekten yoruldum çünkü. Ben kabuslarımın arasında kaybolurken acaba duydun mu çığlıklarımı sonunda? O güzel sesinle bu ninniyi bana sen mi yolladın?
Beni hem sebepsizce gülümseten, gülümsetirken de ağlatan bu ninniyi...
Aklımda sürekli eski günler canlanıyor HoSeok. Hatırlıyorum da... Bir gün sınıfta oturmuş çok sevdiğim Alman yazarın Demian adlı eserini okurken sarı saçlarını geriye doğru atarak yanıma gelmiştin. Suratında sahte bir hüzün vardı.
"HyungWon-ah! Yine terk edildim." demiş ve sanki göz yaşın akmış gibi yanağını silmiştin. Bu halin gülmek istememe sebep olsa bile gülmemiştim.
"Bu alışık olduğun bir şey değil mi?" diye umursamaz bir ses tonuyla sormuştum kitabı kapatırken.
"Aish, senin beni teselli etmen gerekiyor! Bana laf sokman değil." Suratımda beliren ufak bir gülümsemeyle sana cevap vermeden kitabıma dönmüştüm.
"Yah, yeter ama kitapları benden daha çok sevdiğini düşünmeye başladım." Kıskançlık krizine girdiğinde bağırıp çağırmıştın o gün. Halbuki sadece kitaplarımı kıskanmıştın. O zaman gülüp geçtiğim bir anının şimdi canımı yakması ne kadar da acı değil mi?
Yavaş yavaş bilincim kapanırken kulaklarımdaki ninniye tutundum sıkıca. Onu kaybedemezdim. Bu ninni beni kabuslardan koruyacak bir kahramandı bana göre. Senin sesin ve bu güzel ninni benim huzurumdu. Sen benim kurtarıcımdın, aynı zamanda da katilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
but im only human °hyungwonho
Short StoryBen de insanım HoSeok. Ben de kanayabilirim. |18|