Son çığlıklarım bunlar HoSeok. Son yardım isteyişim. Ama aslında boşuna olduğunu da biliyorum içimde. Yine de umursamadan yardım dileniyorum. Belki bir mucize olur diye. Beni ele geçirmeye çalışan karanlığı daha iyi hissediyorum artık. Kolumdan damlayan kan damlalarından tutup beni çekmeye çalışıyor kendine. Acıyı iliklerime kadar hissedebiliyorum. Ama kalbimin parçaları kadar da acıtmıyor. Daha katlanılanilir bir acı bu. Senin iğrenen bakışların kadar, ailemin beni istemeyişi kadar, insanların sözleri kadar acıtmıyor. Bu beni istemsizce gülümsetiyor. Sonunda kaçıyorum mutsuzluktan, aşağılanmaktan. Korkağım, biliyorum. Her zaman öyleydim. Savaşmaktansa kaçmak her zaman daha kolay, daha az acı veren bir şey olarak görünmüştü bana. Bu korkaklıktan vazgeçmek istemiştim. Ve neredeyse bir yıldır savaştığım için artık daha da iyi anlıyordum. Ben bir savaşçı değildim. Ben sadece bir korkaktım. Ve sen bir kahraman değildin. Biz basit birer insandık sadece. Bencildik. Ama olması gereken de buydu zaten. Bu insanın doğasında olan bir bencillikti. Çünkü bencil olmazsak ölürüz. Çünkü bencil olmazsak hayat denen bu oyunu kaybederiz. Ve ben bu oyunu kaybettim.
Sen bir savaşçısın, benim aksime.
Güçlüsün, benim aksime.
Bu yüzden savaş.
Bu hayat denen oyunu...
Kaybetme, HoSeok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
but im only human °hyungwonho
Short StoryBen de insanım HoSeok. Ben de kanayabilirim. |18|