Acı gerçek

250 24 11
                                    

  Oğuz'la son konuşmamız arasından tam iki hafta geçmişti. İki haftadır hastaneye gelmiyordu. Hazırlanıp evden çıktığımda dayanamayıp aradım. Kapalıydı. Nereye gidebilirdi ki ? Yoksa yine Amerika'ya mı gitti ? Herşeyi bırakıp beni mahvedip yine gitmiş olabilir miydi ? Oğuz'un yokluğu bir yana asistanım Can'da dahil olmak üzere hastanedeki herkes benden kaçıyordu. Sanki birşey gizliyormuş gibi bir halleri vardı. Hastaneye vardığımda iki haftadır her gün yaptığım gibi belki odasında bulurum unuduyla Oğuz'un odasına çıktım. Kapısını tıkladım ve yine umutla gözlerimi kapatıp sesini duymayı bekledim. Ve beklediğim o aşık olduğum sesi duydum "Gel". Anında içeri girdim. "Oğuz sen nerelerdeydin ?". Verdiğim tepkiye önce şaşırsada sonra toplarlayıp " Sana hesap mı vermem gerekiyor ?". Al işte yine başladı dengesiz hareketlerine. "Hesap değil sadece merak ettim seni. Bırakıp gittin sandım tekrar "." Hayır işlerim vardı halledip geldim "." Peki o zaman benden istediğin bişey yoksa işimin başına döneyim ben "." Yok çıkabilirsin ". Öküz işte ne olacak ? Ne kadar kızsamda gitmemiş olmasına sevinmiştim. Odama girip randevusu olan hastaları içeri aldım. Yaklaşık 2 saat sonra işim bitmişti. Bir hastamın emarı olduğu için emar odasına gittim. Kapıyı açacakken içerden gelen sesle durdum Levent Hoca'nım sesiydi bu. "Oğuz bu tümör çok tehlikeli bir bölgede senin de bildiğin gibi ama hiç umut yok denemez. İki yıl sana bir hasar vermemesi resmen mucize. Bence sen iyice düşün taşın ona göre ameliyat olma kararını ver ". Ben bi kabusun içindeydim değil mi ? Bu duyduğumun gerçek olmasına imkan yoktu.Hem belki ortopedi bölümündeki Oğuz'dur. Bir ümit kapıyı açtım

Hayır o değildi karşımda duran Oğuz benim sevdiğim , aşık olduğum adamdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayır o değildi karşımda duran Oğuz benim sevdiğim , aşık olduğum adamdı. Titremesine engel olamadığım sesimle " Oğuz benim az önce duyduklarım do- doğru mu ? ". İkisininde gözleri anında bana dönmüştü. Levent Hoca çıkmak için kapıya doğru geldi omzuma hafifçe vurup çıktı. O çıkınca Oğuz'a biraz daha yaklaşıp. "Oğuz bana cevap ver!". Kendimi tutamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. "Neden Oğuz neden ? Neden bana söylemedin?". Yanıma gelip sıkıca sarıldı. "Şşt tamam güzelim yok bişey "." Oğuz sana bişey olursa ben yaşayamam tamam mı ? Sana bişey olmasına asla izin vermiycem ". Beni biraz olsun sakinleştirdikten sonra hastanenin önündeki banka götürdü. "Oğuz bana herşeyi eksiksiz bir şekilde anlatır mısın ?"." Zaten bir gün öğrenecektin madem bugün öğrendin anlatayım bakalım. Hani sen seninle sırf Melis'e inat olsun diye çıktığımı düşünüyosun ya başlarda evet öyleydi ama sonradan senin sevgini gördükçe ,hissetikçe benim Melis'e karşı olan duygularımın aşk olmadığını anladım. Ondan vazgeçmiştim tamamen ama seni sevdiğimden emin olamadığım için bir süre bekledim. Sonra tam açılacaktım ki sana bu tümörü öğrendim ve apar topar Amerika'ya gittim. Orada hem tedavim için araştırmalar yaptım hem de çalıştım. Ama aklımda sadece sen vardın. Sonra baktım sensiz yapamıyorum geri geldim. Ve sen benden uzak dur diye Melis'le küçük bir oyun oynadık. Biliyorum yine canını çok yaktım , zaman zaman senden uzak duramadım ama hepsi seni daha fazla üzmemek içindi. Seni seviyorum Bahar ,seni çok seviyorum". Salya sümük bir şekilde ağlıyordum artık. Oğuz beni seviyordu. Oğuz Dağçakrak beni seviyordu. Kollarımı boynuna doladım. "Bende seni seviyorum Oğuz. Sakın beni bırakma tamam mı sakın "." Bırakmak yok güzelim. Ömrümün yettiği kadar seni seveceğim ".

Okurkuşlar bu bölüm sadece gerçekle ilgili olduğu için kısa tuttum ve sizi bunaltmak istemedim. Bir dahaki bölümde görüşürüz

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin