{3}

114 9 8
                                    

Uzun zamandır gelmediğim evin kapısı bile yabancı görünmüştü o an. Derin bir nefes aldım ve yavaşça kapıyı çaldım.

Reece ve George beraber yaşıyorlardı. Fakat bildiğim kadarıyla George şu an Amerika'daki kuzenlerinin yanındaydı. Onu da fazlasıyla özlemiştim. Reece ve Blake her ne kadar yaklaşık iki katım kadar olsa da George çok daha küçüktü. Bu da onun en sevdiğim yanlarından biriydi. Onu da fazlasıyla özlemiştim.

Reece uykulu gözlerle açtı kapıyı. Beni algılaması uzun sürmüş olacak ki birkaç saniye boş boş baktı yüzüme. Duygularını kontrol etmekte çok iyi olduğunu herkes bilirdi. Fakat bu sefer yüzündeki şaşkınlık o kadar net okunuyordu ki bu beni gülümsetti. Beklediği en son kişi bile değildim.

"Aurora?" dedi sesindeki şaşkınlıkla. Ne düşüneceği veya beni itip itmeyeceği umurumda bile değildi. O an içimden tek bir şey geliyordu ve yaptığım şeyde buydu. Birkaç adım aldım ve parmak ucuma kalkıp kollarımı boynuna doladım. Beni itmedi. O da sardı kollarını belime. Birkaç saniye kaldık öyle. Sonra ise ayrıldık.

"Şu anda sana sormak istediğim bir sürü şey var ama seni kaçırmak istemiyorum. O yüzden en basiti ile başlayacağım. İçeri gelmek ister misin?"

Gülümsedim. Reece, hala Reece'di. Yavaşça içeriye girdim ve zaten ezbere bildiğim koridorda yürüdüm. Sonunda salona geldiğimizde kendimi hızla koltuğa attım. Ben genel olarak her yerde rahat olmak isteyen biriydim. Fakat buraya gelme sebebim aklıma gelince hemen doğruldum. Konuyu nasıl açacağımı bilmiyordum bu yüzden Reece'e bıraktım.

O da karşımdaki koltuğa geçtiğinde konuşmaya başladı. "Buraya öylesine gelmediğini biliyorum. Bu yüzden öncelikle biraz havadan sudan konuşalım. Çünkü hala küçük çaplı bir şoktayım ve ciddi bir konuya girebileceğimi sanmıyorum."

Mantıklıydı. "George ne yapıyor?" diye sordum. Ofladı. "Bana kızgın" dedi. "Neden?" diye sordum merakla. "Boşver. Bildiğimiz George. Birkaç güne geçer siniri"

"Amerika'dan ne zaman dönecek peki?" dedim havadan sudan muhabbetini hemen kapatmamak amacıyla. Tek kaşını kaldırdı. "Sen nereden biliyorsun Amerika'da olduğunu?" Hmm... Galiba pot kırmıştım.

Her ne kadar aramız kötü olsada Blake de ben de her zaman bir nevi onları gözlemiştik. Yaklaşık 3 ay önce Blake, Reece'i dövmeye gelen bir grubu durdurmuştu. Onlara hala daha değer veriyordu fakat bilmediğim bir sebepten gurur yapıyordu.

"Duymuştum. Bilirsin haberler çok çabuk yayılıyor okulda"

Başıyla onayladı. "Blake nasıl?"

Konuyu açmak için uygun bir zaman olduğunu düşündüm ve "Paige ile birlikte" dedim. Yüz hatları gerildi. Sinirlenmişti. "Paige'i seviyor musun?" diye sordu. Sevmedim. Sevmiyorum. Yarın da, 5 yıl içerisinde de sevmeyeceğim.

"Hayır. Ama bunun sebebi Blake'e karşı hissettiklerim değil. O kızda bir şeyler var."

Tekrardan tepkisini ölçmek için yüzüne baktım. Dalmıştı. "Ve sanırım sen beni rahatsız eden şeyi biliyorsun"

Gözleri direk benimkileri buldu. Derin bir nefes aldı. "Mesajları mı gördün?" Başımla onayladım. "Ne yapmaya çalışıyorsun Reece?"

Birkaç saniye durdu. "Bana güvenebilir misin?" diye sordu ardından. Güvenirdim. Ben ona her zaman güvenmiştim ve güvenmeye de devam ediyordum. "Sana zaten güveniyorum Reece. Sadece onu kırma olur mu? Ona değer verdiği belli oluyor. O kız yüzünden üzülmesini istemiyorum"

Kafasını yavaşça iki yana salladı. Sanki bana söylemek istediği bir şey vardı ama söyleyemiyordu. Üstünde durmadım.

"Merak etme. Onu üzmemek için elimden geleni yapacağım."

***
Eve geldiğimde telefonumu açtım. Blake'den gelen mesajlara girmeye cesaretim olmadığı için kızların mesajlarına tıkladım ve mesajları okumadan kendi derdimi anlatmaya başladım.

Aurora: İki yüzlü yılanın telefonuna gelen mesajları gördüm. Blake'i aldatma girişiminde bulunup Reece -yani mesajı atan kişi ve 1 yıldır konuşmadığım arkadaşım- tarafından reddedilmiş. Fakat mesajda ise eğer hala istiyorsa akşam buluşabilecekleri yazıyordu. Reece'in evine gittim ve bana ona güvenmemi söyledi. Şimdi de evdeyim ve duvarı izliyorum. Yorumları alayım.

Mulan: Vay amk.

Snow: Senin bir günde yaşadığın aksiyonu ben 16 yıllık hayatımda yaşamadım.

Merida: Reece kimdi?

Belle: Geçen yıl kavga ettikleri kişiler vardı ya George ve Reece.

Merida: Yakışıklı olan mı?

Belle: Imm... İkisi de yakışıklıydı?

Aurora: Ya ben burada hayatımın ikilemine girmiş durumdayım siz ne diyorsunuz.

Mulan: Dur bakalım belli ki Reece'in aklında bir şey var. Bir yarın olsun öyle konuşuruz.

Göremeyeceğimi bilsem bile başımla onayladım ve Blake'in mesajlarına girdim.

Blake: Özür dilerim Aurora.

Blake: Sana üçüncü kişi gibi hissetmeyeceğini söylemiştim ama daha ilk dakikalardan olan şey buydu.

Blake: Umarım beni affedersin.

Mesajlara bakarken istemeden gülümsemeye başlamıştım. Ne yaparsa yapsın ona olan sevgim bir tık bile azalmıyordu. Aksine her gün daha da artıyor ve damla damla kalbimde birikiyordu. Taşacağı gün ne olacağını bilmiyordum. Fakat tüm vücudumda ona olan sevgimi hissetmek tatmak isteyeceğim bir duyguydu.

Sleeping Beauty // B.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin