{10}

98 12 20
                                    

Sınavdan sonra cevap anahtarı asıldı ve 88 alacağım. Ben de geleyim bölüm yazayım dedim. İyi okumalar💚

Blake'den...

Önümde duran taşı tekmeledim ve o uçurumdan yuvarlanıp denize düşerken ben de onun boşluğundaki yere oturdum. İki gündür aklımı toplamaya çalışıyordum ama pek becerebildiğim söylenemezdi. Üstüne üstlük her şey daha da çok boğuyordu beni.

Onun yanına gitmeyi istiyordum fakat kendimde o gücü henüz bulamamıştım. Sinirle ayağımı yere vurdum. Korkağın tekiydim.

Beni öpmüştü ve ben siktiğimin duygularına hakim olamıyordum. Yeni çıkmaya başlamış olan çimlerde gezdirdim elimi ve hızla çekiştirdim. Delirmek üzereydim.

George, Reece ve Aurora'yı düşündüm. Aurora'yı hep diğerlerinden ayrı tutmuştum. En ufak bir şeyde ilk koştuğum kişi oydu. Bir şey olmasından en çekindiğim kişi oydu. 2 gün öncesine kadar bunu hep Reece ve George'dan daha kırılgan olmasına yormuştum. O bir kızdı ve her ne kadar bunu söylememden nefret etse de kendini George ve Reece kadar iyi koruyamazdı. Fakat artık ben bile kendime inanmamaya başlamıştım.

Kafamı geriye attım ve gözlerimi kapattım. Reece'in 1 yıl önce kavga etmemize sebep olan sözleri aklıma geldi. "Onu bizden ayrı tutuyorsun Blake. Ama bu kız olduğu için değil. Sen ve Aurora, ben ve Aurora'dan farklı. Sense hala daha bunu inkar etmeye çalışıyorsun"

Tekrar iki ayağımı sinirle yere çarptım. Bir kerede şu salak ağzını kapalı tutsa olmuyordu sanki.

Bir kısmım dediklerinin doğru olduğunu biliyordu ama diğer kısmım bunu deli gibi inkar etmişti. Çünkü biz kardeş gibiydik. Fakat sonra o gülmüştü. Tekrar inkar etmiştim. Bir daha gülmüştü. Artık mantıklı tarafım bile bunu inkar edememeye başlamıştı. Ben de başka kızlarda aramıştım bu inkarı. Alexis, Brynn, Caitlyn, Paige... Ne kadar da salaktım!

Yanımda bir hareketlilik hissetim ve gözlerimi açtım. En fazla 12 yaşında olabilecek bir kız oturmuştu yanıma. Bana döndü ve tatlı bir şekilde gülümsedi. Hafifçe karşılık verdim ve etrafa bakındım. Bildiğim kadarıyla en yakın yerleşim yeri 2 km ilerideydi. Nasıl gelmişti buraya?

"Şey galiba buraya nasıl geldiğimi anlamaya çalışıyorsun. Ailem ile birlikte pikniğe geldik. Onlarda ağaçların oradalar" dedi gülümseyerek. Başımla onaylayarak elindeki kitaba odaklandım. Uyuyan Güzel.

"Masal mı okuyorsun?" diye sordum. Başıyla onayladı beni. "Ailem artık masallar için yaşımın geçtiğini düşünüyor. Fakat bana verdikleri kitapların sonu güzel bitmiyor. Hepsi kötülüklerle dolu. Bunun hayatın bir parçası olduğunu az çok öğrendim. Hayal dünyamda bile böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum"

Hayranlıkla bakakaldım yanımdaki kıza. Her ne kadar bildiğim bir hikaye olsa da "Biraz anlatsana bana?" diye sordum. "Şu anda sonu iyi biten bir şeylere ihtiyacım var"

Bir saniyeliğine gözlerinin içi parladı. "Tabii" dedi sevinçle. "Zaten duymuşsundur bu masalı. Prensin prensesi öperek kötü cadının lanetinden kurtarması be sonsuza kadar mutlu yaşamaları" Başımla onayladım onu.

"Ama prensesin ismini bilmiyorsundur. Benim çok beğendiğim bir isim. İleride eğer bir kızım olursa ona bu ismi takacağım. Aurora"

Yutkundum. Aurora... Hızla ayağa fırladığımda küçük kız şaşırmıştı. "Benim gitmem gerek. Bir hafta sonra yine bu saatte burada buluşalım mı? Eğer başarırsam seni birisiyle tanıştıracağım. Ve o zaman masalların gerçek olabileceğine inanacaksın"

Kız gülümsedi ve ben tam gitmek için adım atmışken "Dur!" dedi. Bakışlarımı ona çevirdim. "Adın ne?"

Ah tabii. Daha adını bile bilmiyordum. "Blake" dedim gülümseyerek. "Senin?"

"Claire" dedi sevimli gülümsemesini bana yöneltmeden hemen önce.

-
Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere💚

Sleeping Beauty // B.RHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin