War of Hor(M)one

3.2K 174 115
                                    

Daha çok konuşma ve duygulara yer verilecek ve detaylı olmayacak ama bundan bile rahatsız olacak arkadaşlar varsa (ki sanmıyorum jdndjdkdmd) okumazsa iyi olur ama bölüm içerisinde bazı şeyler gelişecek haberiniz olsun. Bu nasıl bir açıklama oldu bilmiyorum ama ne kadar fazla şey olmasa da ilk defa böyle bir bölüm yayınlıyor olmak bile geriyor inanın. Ayyy keyifli okumalar. 💓

~JK ~

Benden uzaklaştığını görünce panikledim. Yanlış anlamıştı beni. Ben ona tüm gece dokunmak istiyordum ama demeye utanıyordum.
-Hayır, hayır. Yanlış anladın. Bırakma şimdi. Demek istediğim ben daha öpüşmeyi bile bilmiyorum..

-Jimin-

Bırakma şimdi... Bırakmamı istemiyor muydu yani? Yukarıdan ona bakarken gittikçe utançtan kızardığına ve sesinin kırıldığına şahit olmuştum. Şişmiş ve kızarmış dudaklarına bakarken kaşlarım yine çatılmıştı.
-Öpüşmeyi bile mi? Yani...

Düşüncemin doğruluğundan emin değildim ama gülmemek için dudağımı ısırdım. Başımı eğip sakinleşmek için derin bir nefes aldıktan sonra gülümseyerek benden kaçırdığı gözlerine baktım. Ona inanamıyordum.
-Yoksa hala kadınların nasıl hamile olabildiğini bilmiyor musun?

~JK ~

Elimin birini belinden çekip yüzümü kapadım utancımla. Diğer elimle beline hafifçe vurdum. Benimle uğraşmayı seviyordu.
-Tabiki biliyorum ama nasıl yapıldığını biliyor olmam denediğim anlamına gelmiyor..

-Jimin-

Kahkaha atarak yüzünü kapattığı elinin üzerine alnımı yasladım. Ben kahkaha attıkça belimi yumruklamaya devam ediyordu. Canımı acıtmıyordu, aksine hoşuma gidiyordu böyle davranması. Yanımda rahattı. Kendisiydi. Hissediyordum ve sadece benim yanımda böyle olmasını istiyordum.

Derin nefeslerimin arasında ciddileşmeye çalışarak sordum.
-Peki ya ben denemişsem... Kıskanır mıydın?

~JK ~

Birden dediği şeyle irkildim. Düşününce bir an sinirlendim bile. Sadece beni iyileştirmek varken başkasını hiç düşünmemiştim. Üstüne elimi birden çekince alnı alnıma çarpmştı.
-Başkasını iyileştirmeye ne gerek var kiiiii..

-Jimin-

Alnımı alnından çekmeden kıkırdayarak burnumu yanağına sürüp sevdim. Masumluğuyla büyüleniyordum. Herkesin onun gibi olmasını isterdim.
-Herkes iyileşmek için istemez Jungkook.

Başımı kaldırıp gözlerindeki kızgınlığı görünce başımı yana eğip bir elimle saçlarını okşadım sevimliliği karşısında dudağımı kemirirken. Onun gibi birine sahip olduğum için şanslıydım. Bu yaşıma kadar kimseye yakıştıramadığım iki kelime ona yetersiz kalıyordu. Bu yüzden yine de yetersiz kalacağını bilsem bile yanına bir kaç kelime daha ekleyerek fısıldadım. Fısıldadım çünkü yakınımızdaki eşyaların bile duymasını istemiyordum.
-Seni gözlerindeki yıldızların sayısından da çok seviyorum Jeon Jungkook.

~JK ~

Bana böyle baktıkça konuyu unutuyordum. Ama insanlar bunu keşke iyileşmek için isteseler diye düşünüyordum. Ama son dediği ile kalbim artık son demlerini yaşıyordu. Yine deli gibi sıcak basıyordu beni.
-Senin beni unuttuğunu düşünüp hep sinirleniyordum. Beni unutmadığın için o kadar mutluyum ki. Seni seversem gidersin diye korkuyorum ama sevmeye devam edeceğim. Söz verdin.

-Jimin-

Cıklayıp başımı iki yana salladım.
-Bu kez sensiz gitmeyeceğim.

Derin bir iç çektikten sonra saçlarındaki elimi yanağına getirip pembeleşen kısmını hafifçe sevdim. O kadar narindi ki parmaklarımın ucunda dağılmasından korkuyordum.
-Beni sev. Lütfen. Buna muhtacım. Senden başka beni seven hiç olmadı biliyorsun değil mi?

My Blood, Sweat & TearsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin